logo
25 NİSAN 2024

Asayiş berkemal mi, bakan bey!

28.06.2005 00:00:00


- Her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir. - Rejimler değişebilir ama polis hep sabittir.H. D. BALZACK

Her rejim, ideolojisi ne olursa olsun, asayiş ve emniyeti, yani kamu düzenini deruhte edecek bir otoriteye ihtiyaç duyar.   Rejimin vaz ettiği, dirlik ve düzeni korumakla yükümlü olan  bu otoriter yapılanma; KOLLUK GÜCÜ olarak bilinir. Tarihin ilk dönemlerinden beri, bütün rejimler bu gücü kullanarak varlıklarını koruyabilmişlerdir. Kolluk gücü, suça karşı mücadelede kullanılan bir kuvvettir. Bu güce her dönemde, farklı tarih kesitlerinde ve değişik toplumlarda başka, başka  adlar verilse bile; günümüzde hemen, hemen her yerde POLİS ismi herkesin ittifakla benimsediği ortak ad olmuştur.  Polis tüm dünyada dahili düzeni (iç güvenliği)orumakla görevli bir asayiş ve güvenlik gücü olarak bilinen bir kurumdur. Polis bahse konu bu görevini ifa ederken, dahili düzeni bozabilecek, her türlü harici tehlikelere karşı da, mücadele etmekle de yükümlüdür.Polis ya da kolluk gücü; suç ve suça sebebiyet verecek her türlü fiil, oluşumu doğmadan önce önlemekle yükümlüdür. Bundan dolayı Polisin vazifesinde ki temel esas; "önleyici zabıta görevidir". Burada temel olgu suç oluşturacak ortamın doğmasına engel olmaktır. Kamu düzeninin korunabilmesi için, bu ilke olmazsa olmazdır. Polis bu görevi yani "suçu oluşmadan önleyecek erki" ancak bünyesinde bulunması elzem olan, sağlam hukuki bir destekle yapabilir. Polis görevini ifa ederken, kendisine verilen bu zor ve meşakkatli vazifeyi kolaylaştıracak, yetki ve donanıma ihtiyaç duyar. Kısaca diyebiliriz ki Polis, görevini pozitif olarak sonuçlandıracak sağlam bir otoriteye muhtaçtır. Bahse konu bu otorite, Polisin bizatihi  hukuk-i şahsiyesidir.Her zaman eski bir emniyet mensubu olmakla iftihar etmekteyim. Yetmişli yılların o kanlı, yapay kardeş kavgasının ve milletimizi acılara boğan terör belasının içinden geçip, geldiğimiz bu günlere bakınca gördüğüm; Polisin işinin, dünden daha zor olduğudur. Dışarıdan (AB, ABD, H. Batı dünyası vasıtasıyla) dayatılan istek ve direktiflerle çıkarılan bir takım yasalarla; Polisimizin eli kolu sıkı sıkıya bağlanmıştır. Polis suçlunun karşısında adeta dişleri sökülen bir aslan gibi bırakılmıştır. Bu yasalar yürürlüğe girdikten sonra, suç oranı fersah fersah artmıştır. Kriminolojik tanımına yeni suç türevleri eklenmiştir. Polisin işi kat be kat artmıştır. Denilebilir ki; Meclisten çıkan veya  çıkacak olan muhtemel yasaların tek mağduru POLİS olmuştur. Efendiler siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?... Ekonomiyi berbat ettiniz. Türk halkını, kredi kartları (plastik banknot) ile  kökü dışarıdaki bir çok tefeci grupa borçlandırarak harap ve bitap düşürdünüz. Tarımı yok ettiniz. Köylü perişanlıktan açlıktan, işsizlikten kaçarak şehirlere sığındı.(Yağmurdan kaçarken doluya tutuldu)? Yüksek tahsilli gençliğimizi, gayesiz, avare boş gezenin boş kalfası bir halde idealsiz,  umutsuz, bırakıp perişanlığa mahkum ettiniz. Piyango, lotarya, çırak, yıldızlar, falan filanlarla, insanlarımız onursuz  bir varlık haline getirilmesi bile sizi hiç rahatsız etmemektedir. Destek ve korumanız altındaki, misyonerler ülkemiz dahilinde cirit atıyorlar.  Dinler bahçesi, dinde reform, İbrahimi dinler teolojisi, Motgomery Watt öğretisi, çan hazan ezan söyleminiz, ve nihayet Müslümana hizmet etmediği aşikar olan, DİNLER ARASI DİYALOG zırvalarıyla da, milletin inancından koparılmasını sadece seyrettiniz. Beş, on, onbeş, milyonluk nüfusları ile, gayesiz insan yığınlarının toplandığı büyük şehirlerimiz, artık akla hayale gelmeyecek suç üretim merkezleri olmaktalar. Uyuşturucuya başlama yaşı, ilk okul seviyelerine inerken de, sadece seyretmektesiniz. Büyük şehirlerimizde belirli mahaller ve otoban çevreleri,kendilerini pazarlayan hayat kadınları, muhabbet tellalları ve  homoseksüellerce adeta kuşatılmış bir durumda. Üstelik TV  ekranları da, bu tiplerce işgal edilmiş olmasına rağmen,  hiçbir önlem almayarak, adeta homoseksüelliğin  ve ahlaksızlığın özendirilmesine sessiz kalmaktasınız. Ahlak tanımı artık tanımaz haldedir. Hangi ebeveyn, Fatih, Muhammed, Aydın, Oğuz, Ali, Mehmet ismi verdiği oğlunun, homoseksüel olmasını arzu eder ki?... Yaşanmakta olan  maalesef "Türk aile yapısının tahribatıdır". Bu elim hadiseye bile, gözlerinizi ve kulaklarınızı tıkadınız.  Alkol kullanımı fersah fersah arttığı halde, nedendir bilinmez, elle tutulur, gözle görülür,hiçbir önleminiz yok! Her mesleki yapılanmanın derinliğinde, organize bir suç örgütü oluşmuş durumdadır. Halk devletinden çok MAFYA'ya güvenir oldu. Her bir şeyin artık, bir mafyası var. Uyuşturucu, alkol ve seks tüccarlığı toplumun en itibarlı iş kolu haline geldi. Gelenek, görenek, topluma mal olmuş ahlaki yapı, giyim ve kuşam utanılacak hal  ve hareketler olarak  ayıplanır hale gelmesine rağmen, umursamadınız bile. Vicdan ve namus kavramları tarifi, maalesef, ucube bir şekle büründü. Milletimizin gelecek adına var olan bütün umutlarını çaldınız. Efendiler; tarihin kaydettiği bu büyük millet, adeta taşıdığı değerleri kaybetmek bahasına, evrim geçirmeye zorlanırken, bu tehlikenin  oluşmasını önlemekle görevli Polisimizin; tüm yetki ve temel dayanakları tarafınızdan bir bir elinden alınmaktadır. Görünen o ki; yetkililer bilerek veya bilmeyerek bu olguya çanak tutmaktadır.  Değiştirilen CMUK, Polis ve vazife ve selahiyet kanunu, ateşli silahlar ve bıçaklar kanunu ile TCK (Türk ceza kanunu) gibi bu ve buna benzer, bir çok yasa polisimizin hareket alanını daraltmıştır. Polisi, hırsızın, uğursuzun, kabadayı bozuntusunun, homoseksüelin, kadın tacirinin, gasp ve kapkaç suçlusunun, kısacası bütün şer hane ordusu ,  karşısında eli kolu bağlı, ve güçsüz bırakırsan, ülke ancak olsa olsa bir suç merkezi olur? Polisimiz geçmişe nazaran, eğitim, alt yapı araç gereç, lojistik imkanlar, haberleşme, giyim kuşamı, daha güçlü olabilir, ama bütün bunlar polisin, suça karşı verdiği mücadelede  içine düşürüldüğü yetki kısıtlaması ile doğan, yasal güçsüzlüğünü giderecek etmenler değildir.Siz kolluk gücümüzü, her olayda inisiyatif kullanabilme özelliğinden mahrum bırakırsanız, paraya hükmeden ve ondan güç alan, suç ve suçlu güruhu karşısında, polis zayıf ve korumasız kalmaya mahkum olur. Maalesef bu gün polisimiz ;bu duruma düşürülmüştür. Artık polis suç odakları ile mücadele ederken, en temel ihtiyacı olan, temsil ettiği devletinin yasalarla oluşmuş koruyucu gücünü, hem maddi, hem de manevi alanlarda maalesef yanında bulamamaktadır. Günümüzde oluşan konjüktür'de; suçlu, bölücü, vatan haini, dolandırıcı, hırsız, kaçakçı kapkaççı, gaspçı, seks taciri, muhabbet tellalı, tefeci, dışarı hizmetli aşağılık ajanlarla bu ve buna benzer suç odakları, elde ettikleri gayrı meşru kazanç ve imkanlarla, son derece iyi organize olmuş bir halde, kamu huzuruna karşı savaş ilan etmişlerdir. İstanbul'daki sabıkalı yekununun yarım milyonu aştığı medyada yer almaktadır. Bu rakam,  ordu büyüklüğünde bir sayıdır ki; yasaların korumasından mahrum bırakılmış polisimizin, bu koşularla, bunlarla, başa çıkmasını düşünmek, ancak abesle iştigal olacaktır. Buna rağmen mağdur vatandaşlarımız, konunun muhtevasını bilmeden, mevcut yapıyı irdelemeden, canı yananların pisikolojisi ile, polisimizi suçlamaktadır. Artan hırsızlık, gasp, cinayet, tecavüz gibi bütün asayişe mugayyir olaylarda faturayı polisimize kesmektedir. Tabiri caizse, polis hem mağdura, hem müştekiye ve hem de  toplumun bizatihi  kendisine yaranamamaktadır. Polis adeta "günah keçisi durumuna düşürülmüştür".Ben sayın bakana soruyorum; insan hakları, toleranslı hürriyetler, daha çok demokrasi, her alanda daha çok özgürlük, toplumsal hak ve adalet arayışı ile, bu ve buna benzer kazanımlar, acaba POLİS için lüks istekler midir sayın bakan. Poliste bu ülkenin bir vatandaşı değil mi?  POLİSİMİZİN VATANDAŞLIK HAKKI VAR MI?Ben eski bir emniyet mensubu olarak, suç odaklarının elde ettiği güç ve imkanların daha fazlasını meslektaşlarım adına, sayın yetkili ve etkili mercilerden, talep ediyorum. Çünkü bu ülkede namuslular en az namussuzlar kadar güçlü olmalıdır ki ASAYİŞ BERKEMAL OLSUN SAYIN BAKANIM. Ülkemizi bir kangren gibi saran suçlu ordusunun faaliyetleri ancak böyle önlenebilecektir. Suçluların da bizim çocuklarımız olduğu asla unutulmamalıdır. Suça iten sebepleri ortadan kaldıracak tedbirleri ve önlemleri siz bulacaksınız sayın bakan. Devletin görevi suç ve suçlu ortamını yok etmek olmalıdır. Bu da polisi yasalarla güçlü kılmakla mümkündür ancak? Bu itibarla bin bir zorlukla, her türlü olumsuzluğa rağmen, görevini eksiksiz yapmaya çalışan Türk Polisini  saygıyla selamlıyorum.
 
Mustafa Bekaroğlu / diğer yazıları
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.