Askere yönelik başlatılan planlı operasyonlarda artık sona doğru geliniyor. Düşünsenize iki dönem önceki Genelkurmay Başkanı bile tutuklandı. İnsanın gülesi geliyor; Türk Ordusunun başındaki paşa, “paşa paşa” içeri atıldı. Hem de çete suçlamasıyla.
Bu süreçte karşıt seslerde yükselmeye, kıyaslar yapılmaya, iktidar ve yargının ikili duruşu sorgulanmaya başlandı. 28 Şubatçılar, Nisancılar, Mayısçılar, Eylülcüler vs. neden dışarıda da beraber görev yaptığınız komutanlar içeride, soruları sorulmaya başlandı. Cevap meşhur Anayasa Prof’u Burhan Kuzu’dan geldi. Tam Anayasa’lık, tam Prof’luk bir cevaptı bu.
Hani Barış Manço’nun bir şarkısı vardı; Bir aslan miyav dedi… Aynen öyle. Şimdiye kadar aslanlar hep miyav dedikleri için Burhan Kuzu kükredi. Bakın neler döktürüyor;
“Çevik Bir niye dışarıda. Bana ne ulan! Geziyorsa git savcıya söyle, ver eline belgeleri atsın içeri. Geç bile kaldı bana sorarsanız. Büyükanıt? Atın içeriye yatsın, bana ne bundan. Böyle bir iddia varsa 28 Şubat ortada, Sincan’da yürüyen tanklar ortada. Çevik Bir geziyor diyorsan götür belgeleri şikayetçi ol. Lafa bak. Benim elimde belge mi var? Onları Başbakan mı koruyor? Yav biz Allah aşkına parti kapatılmaktan kendimizi zor kurtardık. Gümbür gümbür gidiyorduk. Bizimle ne alakası var bunların”
Bence, bir anayasa profesörü, üstelik iktidarın iktidarlı vekillerinden biri bırak kendi isteğiyle silah zoruyla bile böyle bir açıklama yapamaz. Çünkü en basitinden seviyesine yakışmaz. Ama yapılmış. Demek ki, ortada bir suçluluk psikolojisi var. Mızrağın çuvalı deldiğini artık millette görmeye başladı. Sıra bana da gelecek kaygısı bile görünüyor…
10 Ocak gazeteciler günüydü
Hatırlarsanız geçen yıl Beşir Atalay basın özgürlüğü konusunda ülkemizin ABD’den bile ileride olduğunu açıklamıştı. Ama son araştırma rakamları dünyada bir liderliğimizin olduğunu gösteriyor. Nedir o liderlik? Tutuklu gazeteci sayısı. En son 95 miydi? Her an güncellendiği için tam sayıyı hatırlamıyorum. Bir kaçını hatırlayalım;
Çağdaş Ulus, Vatan Gazetesi Polis Adliye Muhabiri. Ergün Poyraz yazar. Mustafa Balbay Cumhuriyet Gazetesi yazarı. Tuncay Özkan Kanaltürk eski sahibi, yazar. Mehmet Haberal, Başkent TV sahibi. Doğu Perinçek, yazar. Turan Özlü, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni. Nedim Şener, Milliyet Gazetesi muhabiri ve Posta Gazetesi yazarı. Ahmet Şık, Radikal Gazetesi eski muhabiri, yazar. Soner Yalçın, Odatv İnternet Sitesi İmtiyaz Sahibi, yazar…
Basın özgür olmalı mı? Şimdi herkes “evet” der. Ben demiyorum. Daha doğrusu ben, özgürlük kavramına inanmıyorum. İçi boş bir kavram. Nedir özgürlük? Tarif eden var mı? İşte bu tarif yapılmadan herkesin kafasına göre özgürlük mantığı dünyayı bu hale getirdi. Onun için ilk önce “özgürlük” kavramının içinin doldurulması lazım. Çünkü sana göre çok doğal olan bir iş, söz, hareket vs. bana göre çok sakıncalı, hakaret vari, tehdit unsuru vs. olabilir. Onun için önce insanı tarif etmek, görev ve sorumluluklarını ortaya koymak ve ona göre hal ve hareketlerini sorgulamak lazım diye düşünüyorum.
Türkiye’deki gazetecilere ve fikir özgürlüğüne dönersek, göze batan 90 küsur gazetecinin içerde olması değil. Bu gazeteci ve yazarların tamamının AKP ve malum cemaate dokunmuş, dokundurmuş olmasıdır. Sorun da bu zaten.
Jöleli twitter’da
Gülşah Toros; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın danışmanlığına getirilmiş. Sonunda bir BALTAYA SAP olmuş.
Cemal Aydoğan; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın yanında görevine başlamış şimdi de öbür işsiz Ece Temelkuran’ın ANF’de göreve başlamasını bekliyorum.
Adem Çopur; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın danışmanı olmuş... Benim de Cumhurbaşkanlığına çıkmam yakındır…
Sirzad; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın danışmanı olmuş. Umarım gittiğinde de danışmanlık göreviyle birlikte gider. Önüne gelen danışman oldu ülkede.
Muhsin Kanadıkırık; İster misin Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ı hakara makara yapmaya ikna etsin
Bora Dursun; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın danışmanı olmuş. Ben de diyordum bu jöle kafa niye böyle yağ damlatıyor. Demek ki varmış bir bildiği!..
Bu süreçte karşıt seslerde yükselmeye, kıyaslar yapılmaya, iktidar ve yargının ikili duruşu sorgulanmaya başlandı. 28 Şubatçılar, Nisancılar, Mayısçılar, Eylülcüler vs. neden dışarıda da beraber görev yaptığınız komutanlar içeride, soruları sorulmaya başlandı. Cevap meşhur Anayasa Prof’u Burhan Kuzu’dan geldi. Tam Anayasa’lık, tam Prof’luk bir cevaptı bu.
Hani Barış Manço’nun bir şarkısı vardı; Bir aslan miyav dedi… Aynen öyle. Şimdiye kadar aslanlar hep miyav dedikleri için Burhan Kuzu kükredi. Bakın neler döktürüyor;
“Çevik Bir niye dışarıda. Bana ne ulan! Geziyorsa git savcıya söyle, ver eline belgeleri atsın içeri. Geç bile kaldı bana sorarsanız. Büyükanıt? Atın içeriye yatsın, bana ne bundan. Böyle bir iddia varsa 28 Şubat ortada, Sincan’da yürüyen tanklar ortada. Çevik Bir geziyor diyorsan götür belgeleri şikayetçi ol. Lafa bak. Benim elimde belge mi var? Onları Başbakan mı koruyor? Yav biz Allah aşkına parti kapatılmaktan kendimizi zor kurtardık. Gümbür gümbür gidiyorduk. Bizimle ne alakası var bunların”
Bence, bir anayasa profesörü, üstelik iktidarın iktidarlı vekillerinden biri bırak kendi isteğiyle silah zoruyla bile böyle bir açıklama yapamaz. Çünkü en basitinden seviyesine yakışmaz. Ama yapılmış. Demek ki, ortada bir suçluluk psikolojisi var. Mızrağın çuvalı deldiğini artık millette görmeye başladı. Sıra bana da gelecek kaygısı bile görünüyor…
10 Ocak gazeteciler günüydü
Hatırlarsanız geçen yıl Beşir Atalay basın özgürlüğü konusunda ülkemizin ABD’den bile ileride olduğunu açıklamıştı. Ama son araştırma rakamları dünyada bir liderliğimizin olduğunu gösteriyor. Nedir o liderlik? Tutuklu gazeteci sayısı. En son 95 miydi? Her an güncellendiği için tam sayıyı hatırlamıyorum. Bir kaçını hatırlayalım;
Çağdaş Ulus, Vatan Gazetesi Polis Adliye Muhabiri. Ergün Poyraz yazar. Mustafa Balbay Cumhuriyet Gazetesi yazarı. Tuncay Özkan Kanaltürk eski sahibi, yazar. Mehmet Haberal, Başkent TV sahibi. Doğu Perinçek, yazar. Turan Özlü, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni. Nedim Şener, Milliyet Gazetesi muhabiri ve Posta Gazetesi yazarı. Ahmet Şık, Radikal Gazetesi eski muhabiri, yazar. Soner Yalçın, Odatv İnternet Sitesi İmtiyaz Sahibi, yazar…
Basın özgür olmalı mı? Şimdi herkes “evet” der. Ben demiyorum. Daha doğrusu ben, özgürlük kavramına inanmıyorum. İçi boş bir kavram. Nedir özgürlük? Tarif eden var mı? İşte bu tarif yapılmadan herkesin kafasına göre özgürlük mantığı dünyayı bu hale getirdi. Onun için ilk önce “özgürlük” kavramının içinin doldurulması lazım. Çünkü sana göre çok doğal olan bir iş, söz, hareket vs. bana göre çok sakıncalı, hakaret vari, tehdit unsuru vs. olabilir. Onun için önce insanı tarif etmek, görev ve sorumluluklarını ortaya koymak ve ona göre hal ve hareketlerini sorgulamak lazım diye düşünüyorum.
Türkiye’deki gazetecilere ve fikir özgürlüğüne dönersek, göze batan 90 küsur gazetecinin içerde olması değil. Bu gazeteci ve yazarların tamamının AKP ve malum cemaate dokunmuş, dokundurmuş olmasıdır. Sorun da bu zaten.
Jöleli twitter’da
Gülşah Toros; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın danışmanlığına getirilmiş. Sonunda bir BALTAYA SAP olmuş.
Cemal Aydoğan; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın yanında görevine başlamış şimdi de öbür işsiz Ece Temelkuran’ın ANF’de göreve başlamasını bekliyorum.
Adem Çopur; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın danışmanı olmuş... Benim de Cumhurbaşkanlığına çıkmam yakındır…
Sirzad; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın danışmanı olmuş. Umarım gittiğinde de danışmanlık göreviyle birlikte gider. Önüne gelen danışman oldu ülkede.
Muhsin Kanadıkırık; İster misin Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ı hakara makara yapmaya ikna etsin
Bora Dursun; Yiğit Bulut Başbakan Erdoğan’ın danışmanı olmuş. Ben de diyordum bu jöle kafa niye böyle yağ damlatıyor. Demek ki varmış bir bildiği!..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025