logo
05 MAYIS 2024

Assange’ın babasından yetkililere çağrı

WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın babası John Shipton, Avustralyalı yetkililere oğlunun evine geri getirilmesi için harekete geçme çağrısında bulundu
14.04.2019 00:00:00
Assange’ın babasından yetkililere çağrı
Assange’ın babasından yetkililere çağrı

SBS News'in aktardığına göre Assange'ın babası John Shipton, Avustralyalı yetkililere seslenerek oğlunun Avustralya vatandaşı olması nedeniyle evine geri getirilmesi için adım atmaları çağrısında bulundu.

Bir senatör ile üst düzey bir dışişleri yetkilisinin bu konuda görüşme yaptıklarını söyleyen Shipton, "Avustralya Başbakanı ve Dışişleri Bakanlığı, bu konuda bir şeyler yapmalı. Herkesin tatmin olacağı bir çözüm bulunabilir. Senatör ve Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey yetkilisi, Julian'ın Avustralya'ya iadesi konusunda görüşme yaptı" açıklamasında bulundu.

Avustralya Başbakanı Scott Morrison ise daha önce Assange'ın bir Avustralya vatandaşı olarak elçilik desteği alabileceğini, ancak 'özel bir muamele' görmeyeceğini belirtmişti. Assange'nin kurduğu Wikileaks, 2010 yılında, ABD'nin Irak ve Afganistan'da işlediği suçları da kanıtlayan çok sayıda gizli belgeyi yayımlamıştı.

DIŞ HABERLER


 

Mesajlar ikinci adamlar üzerinden veriliyor
2028 gerilimi erken başladı
Kar kalınlığının yer yer 20santimi buldu
Kış geri döndü!
İİT Zrivesi bildirisine Türkiye etkisi
PKK/PYD/YPG ortak tehdit
Ankara Emniyetinde Ayhan Bora Kaplan depremi
Bakanlık müfettiş görevlendirdi
' Yatmam çakal yatağında, aslanlar yese beni…'
Saray'a yaptığı ziyareti yazdı
İlk kez ihmalin hesabı soruluyor
İBB çalışanı tutuklandı
Netanyahu ölüm saçmakta kararlı
Saldırıyı sonlandırma taleplerine kapalı
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
Mesajlar ikinci adamlar üzerinden veriliyor
2028 gerilimi erken başladı
Kar kalınlığının yer yer 20santimi buldu
Kış geri döndü!
İİT Zrivesi bildirisine Türkiye etkisi
PKK/PYD/YPG ortak tehdit
Ankara Emniyetinde Ayhan Bora Kaplan depremi
Bakanlık müfettiş görevlendirdi
' Yatmam çakal yatağında, aslanlar yese beni…'
Saray'a yaptığı ziyareti yazdı
İlk kez ihmalin hesabı soruluyor
İBB çalışanı tutuklandı
Netanyahu ölüm saçmakta kararlı
Saldırıyı sonlandırma taleplerine kapalı
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var

Maganda kurşunuyla vurulan kadın toprağa verildi

Adana'da eve dönerken otomobilinde maganda kurşunuyla vurulup hayatını kaybeden kadın son yolculuğuna uğurlandı

05.05.2024 17:37:00 / Güncelleme: 05.05.2024 17:41:44
İHA
Maganda kurşunuyla vurulan kadın toprağa verildi
Maganda kurşunuyla vurulan kadın toprağa verildi
Adana'da oğluyla birlikte eve dönerken otomobilinde maganda kurşunuyla vurulup hayatını kaybeden kadın toprağa verildi.

Olay, dün Seyhan ilçesine bağlı Tellidere Caddesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, ev kadını Hayriye Derin (43), oğlu Talha Derin'i (12) Turgut Özal Bulvarı'ndaki dil kursuna bıraktıktan sonra yanındaki oğlu Kayra Derin (7) ile eve dönmek için yola çıktı. Evine yaklaşık 300 metre mesafede Mücahitler Caddesi'nde motosikletli 2 şüpheli ise tabancayla husumetlilerinin iş yerine ateş açtı. Kurşunlardan biri o sırada otomobiliyle caddeden geçen Derin'in ensesine isabet etti. Kadın direksiyon hakimiyetini kaybedip, karşı şeritten gelen minibüse çarparak durabildi. Derin, hemen olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Ancak yapılan müdahalelere rağmen olaydan saatler sonra hayatını kaybetti. Polis şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Derin'in cenazesi ise otopsi için adli tıp kurumu morguna kaldırıldı.

Derin'in kayınbiraderi İbrahim Derin, 'Husumetli iki taraf çatışırken maalesef maganda kurşunu denk gelmiş. Maalesef bu olay memleketimizin kanayan yaralarından bir tanesi. Devletimizin en kısa zamanda olayı sonuçlandıracağından hiç şüphemiz yok. Yengemin yanında iki oğlu vardı büyük olanı kursa bırakıyor, diğer küçük olan yanındaydı. Evine 300 metre kala bu durum gerçekleşiyor. Allah kimsenin başına vermesin.

Hem abime hem de anne ve babasına rabbim sabır versin. İnşallah bir daha kimsenin başına böyle bir şey gelmez. Başka kimsenin karşısına böyle bir durumun çıkmamasını temenni ediyoruz. İnşallah başkaları zarar görmez, faillerin de en kısa zamanda yakalanmasını ümit ediyoruz' dedi.

Derin'in cenazesi otopsinin ardından adli tıp kurumu morgundan yakınları tarafından alınarak Kabasakal Mezarlığında toprağa verildi. Hayriye Derin'in eşi Durmuş Ali Derin'in (47) pazarlamacı olduğu, 3 çocuğu olduğu ve en büyük olan Burak Derin'in (22) Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuduğu öğrenildi.

Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?

Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber'in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanıyor. 6 Mayıs ayrıca Hızır ayları denilen yaz aylarının başlangıcıdır
05.05.2024 12:58:00 / Güncelleme: 05.05.2024 16:05:44
Mehmet Hakan Akkuş
Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?
Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?
Hıdırellez, baharın gelişini ve doğanın yeniden canlanışını kutlamak için Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu'da her yıl 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece coşkuyla kutlanan özel bir gündür. Bu bayram, Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu gün olarak kabul edilir ve bu buluşmanın bolluk, bereket ve sağlık getireceğine inanılır.

Geleneksel olarak, Hıdırellez'de insanlar doğayla iç içe olmayı tercih ederler. Yeşillik alanlarda, su kenarlarında veya kutsal kabul edilen mekanlarda toplanırlar. Bu özel günün en bilinen ritüellerinden biri, dileklerin yazılı olduğu kağıtların ağaç dallarına asılmasıdır. Ayrıca, ateşten atlamak ve gül ağaçlarına dilek bağlamak gibi eski Türk ritüelleri de devam etmektedir.

Hıdırellez'in kökenleri hakkında çeşitli teoriler bulunmaktadır. Bazıları bu bayramın İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına dayandığını, bazıları ise daha geniş bir coğrafyada, Mezopotamya ve Doğu Akdeniz ülkelerindeki bahar kutlamalarıyla bağlantılı olduğunu öne sürer. UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miraslar Listesi'ne 2017 yılında eklenen Hıdırellez, kültürel zenginliği ve tarihi önemiyle dikkat çeker.

Hıdırellez, aynı zamanda bir dayanışma ve topluluk ruhu günüdür. İnsanlar bir araya gelir, eğlenir, yemekler paylaşır ve birbirlerine iyi dileklerde bulunurlar. Bu kutlamalar, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirerek kültürel çeşitliliği ve birlikteliği pekiştirir.

Hıdırellez, sadece bir bahar bayramı olmanın ötesinde, insanların doğayla ve birbirleriyle uyum içinde yaşama arzusunun bir ifadesidir. Bu özel gün, geçmişten günümüze kadar uzanan ve gelecek nesillere aktarılacak değerli bir mirastır. Hıdırellez, her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye'nin dört bir yanında coşkuyla kutlanmaya devam ediyor.

Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'ten iddianame tepkisi: Azmettiriciler nerede?

"Savcılık ifademi unutmuş. Muhtemelen siyasilerin ismi geçtiği için ifadem yok. İfademin tam metnini ilerde paylaşacağım. Bir ifade ancak bu kadar basitleştirilebilir, adeta aklımızla alay ediyorlar" 
05.05.2024 00:41:00
Haber Merkezi
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'ten iddianame tepkisi: Azmettiriciler nerede?
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'ten iddianame tepkisi: Azmettiriciler nerede?
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. 

İddianamede MHP ile ilişkili bazı isimlerin yer almamasına Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş tepki gösterdi.

"Böyle bir suikasti birkaç çapulcunun tasarlayıp planladığına inanmamızı gerçekten bekliyor musunuz?"

Ateş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "İddianame burada. Peki, azmettiriciler nerede? Böyle bir suikasti birkaç çapulcunun tasarlayıp planladığına inanmamızı gerçekten bekliyor musunuz? Sırf bu iddianameyi hazırlamak için kamuoyunu neden bir buçuk yıl beklettiniz?" diye sordu.


İfadesi iddianameye girmedi

Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, iddianame sonrası ilk kez SÖZCÜ'ye konuştu. Ayşe Ateş, şunları söyledi:

"Olay gerçekleşir gerçekleşmez bu iddianameyi yazıp önümüze koyabilirlerdi. Bir buçuk yıl bekleyip çok basit, adi bir cinayet vakası gibi servis edilerek asıl faillerin alenen korunup kollandığı çok açık. Kocamı kimin öldürdüğü de, katilleri kimlerin koruduğu da gayet net. Ne diyeyim, yazıklar olsun. Bugün değilse yarın ama eninde sonunda hesap verecekler. Buna inanıyorum, bunun için de elimden gelen her şeyi yapacağıma kimsenin şüphesi olmasın. İnancı, ırkı, ideolojisi ne olursa olsun haksız yere katledilen tüm canlar için."

Ayrıca, Ayşe Ateş'in ifadesine iddianamede yer verilmedi. Bu duruma tepki gösteren Ayşe Ateş, "Savcılık ifademi unutmuş. Muhtemelen siyasilerin ismi geçtiği için ifadem yok. İfademin tam metnini ilerde paylaşacağım. Bir ifade ancak bu kadar basitleştirilebilir, adeta aklımızla alay ediyorlar" şeklinde konuştu.

Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim

Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında 16 ay sonra hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. Zanlıların bir kısmı olayla ilgileri olmadığını söylerken, bazı zanlılar ise kişisel husumet gerekçesi ile Ateş'i yaralamak istedikleri yönündeki ifadeler iddianameye girdi. Sanıkların MHP ile ilgilerine yer verilmeyen iddianamede şüpheli Tolgahan Demirbaş, Ateş'in adresini sorgulattığı iddiasına ilişkin verdiği "Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi. Bu nedenle adresin tespitini istemiş olabilirim." ifadesi yer aldı.
05.05.2024 00:32:00 / Güncelleme: 05.05.2024 00:42:02
Anadolu Ajansı
Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim
Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde, Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt "müşteki", 22 kişi de "şüpheli" sıfatıyla yer aldı.

Olay anında tetikçi Eray Özyağci'nin yanındaki şüpheliler Vedat Balkaya ve Suat Kurt müşterek fail, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın suça azmettiren olduğu bildirildi.

Şüpheliler Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın da iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri kaydedildi.

İddianamede, Çep ve Demirbaş'ın cinayete ilişkin detaylı plan yaptıkları, bu kapsamda Ateş'in kişisel, ailevi ve mesleki yaşantısı konusunda ayrıntılı bilgi topladıkları ifade edildi.

Demirbaş'ın olaydan önce şüpheli eski cinayet büro amiri Aykal'a, Ateş'in telefon ve adres bilgilerini sorgulattığı, Çep'in Özyağci'yi Ankara'ya göndermek için şüpheliler Uzunlar ve Bayraktar'ın sahibi olduğu işletmeden minibüs temin ettiği aktarılan iddianamede, şüpheliler Gelenbey ve Çolak'ın da bu araçla tetikçi Özyağci'yi Ankara'ya getirip, şüpheli Asarkaya'nın Demetevler Mahallesi'ndeki evine bıraktıkları belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Saraç, Köktürk, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Öktem, Karadeniz ve Atay'ın da bilgi belge ve lojistik destek sağlayarak cinayetin işlenmesine yardımcı oldukları anlatıldı.

Şüphelilerin ifadeleri

İddianamede ifadesine yer verilen şüpheli Eray Özyağci, Ateş'i 3-4 yıldır tanıdığını belirterek, "Kendisini tanıdığımda Ülkü Ocakları Başkanıydı. Gösterdiğim vefaya karşılık vermediği için aramızda kişisel bir husumet oluştu. Kendisini yaralamak amacıyla birtakım planlama ve ayarlama yaptım, hiç kimseden yardım talep etmedim, her şeyi kendi imkanlarımla yaptım." iddiasında bulundu.

Doğukan Çep'e olaydan kısa süre önce birisini vuracağını söylediğini ama kim olduğunu söylemediğini ve ondan yardım almadığını savunan Özyağci, Ankara'ya nasıl geleceğini, Ateş'i nerede bulacağını ve olay yerinden nasıl kaçacağını düşündüğü günlerde, Çep'in yanında oturan iki özel harekat polisinin kendi aralarında Ankara'ya gideceklerinden bahsettiklerini duyduğunu anlattı. Özyağci, şu beyanı verdi:

"Ben de bunu fırsata çevirdim, polislere Ankara'da hasta ziyaretine gitmem gerektiğini ancak ufak bir hapis cezasından dolayı aranmam olduğunu, cezaevine girmek istemediğimi, beni de Ankara'ya giderken yanlarına alıp alamayacaklarını sordum. Bunun üzerine polisler, beni Ankara'ya götürmeyi kabul ettiler."

Ankara'da iki gün keşif yaptığını belirten Özyağci, olay günü Çukurambar'da kahvaltı yaptığını, bir süre sonra Ateş ve beraberinde iki kişi gördüğünü ifade etti.

Özyağci, "Şahıslarla karşı karşıya geldiğimiz esnada üzerimde bulunan silahımı çektim, öncelikle Ateş'in bacaklarına 3-4 el ateş ettim. Selman isimli şahsın da silah çekmesi üzerine kendi can güvenliğimi düşünerek Sinan Ateş'i etkisiz hale getirmek maksadıyla hızlı bir şekilde ateş etmem neticesinde şahıs hareketsiz kaldı." dedi.

Daha sonra kendisini bekleyen Balkaya'nın kullandığı motosikletle olay yerinden kaçtığını, kararlaştırılan bir noktada indiğini aktaran Özyağci, sonraki saatlerde ise ismini söylemek istemediği bir kişinin araçla kendisini aldığını ve İstanbul'a doğru gittiklerini anlattı.

Özyağci, olayda kullandığı tabanca, şarjör ve kalan fişekleri yolda bir çalılık alana gizledikten sonra İstanbul yakınlarında daha önce ayarlanan bir ikamete gittiğini bildirdi.

Şüpheli Vedat Balkaya ise Ankara'ya gittiği motosikleti olaydan 10 gün kadar önce Çep'in verdiğini belirtti. Özyağci'nin de kendisine, "husumetli olduğu bir kişinin ikamet ettiği konuma doğru gideceklerini" söylediğini anlatan Balkaya, olay günü bir kafeye bıraktığı Özyağci'nin süre sonra koşarak geldiğini, motosikletle buradan uzaklaştıklarını, daha sonra onun bekleyen bir araca bindiğini, kendisinin de İstanbul'a döndüğünü aktardı.

Balkaya, "Doğukan Çep, bu yaralama olayını biliyordu ancak Eray Özyağci'yi azmettirip azmettirmediğini bilmiyorum." şeklinde ifade verdi.

"Sinan Ateş'in ofisini ve arabasını gözetledim"

Şüpheli Suat Kurt, 22 veya 23 Aralık 2022'de Doğukan Çep'in FaceTime uygulaması üzerinden kendisini arayarak, birini Ankara'da takip edip edemeyeceğini sorduğunu, kendisinin de bunu kabul ettiğini söyledi.

Otobüsle Ankara'ya gittiğini anlatan Kurt, 26 Aralık'ta Çep'in kendisini FaceTime'dan bir kez daha arayarak, Ateş'in ofisinin yerini ve otomobilini tarif ettiğini ve "Kaçta gelip gidiyor, aracı tek mi kullanıyor, bunları bana haber ver" dediğini anlattı.

Çep'e bazı bilgileri verdiğini ve onun talebi üzerine Özyağci'yi bir eve yerleştirdiğini ifade eden Kurt, şunları söyledi:

"29 Aralık 2022'de ikametteyken Doğukan, Özyağci'yi görüntülü aradı. Sinan Ateş'i kastederek 'Bu şahıs dövülüp ayaklarından yaralanacak' dedi. Olay günü saat 10.00 civarı Çukurambar'a geçtim. Sinan Ateş'in aracı ofisinin önünde duruyordu. Doğukan görüntülü aradı, 'Arabası burada' dedim. Sinan Ateş, yanında 2 şahısla ofisinin bulunduğu binadan çıktılar. Doğukan'a 'Yine gidiyorlar, geldikleri yöne doğru' dedim. O da bana 'Tamam abi, sen taksiye bin' dedi. Silah seslerini duyduktan sonra telefonumu komple kapattım."

Şüpheli Doğukan Çep de Sinan Ateş'i tanımadığını, olayla alakası olmadığını savundu.

Kendisini arayıp alacak verecek meselesi için Ankara'ya gideceğini söyleyen Özyağci'nin araç kiralamasına yardımcı olduğunu söyleyen Çep, "Ankara'da herhangi birini vuracağını bilmiyordum. Böyle bir konuşmaya şahit olmadım. Eğer şahit olsaydım araç kiralama işine dahil olmazdım." ifadelerini kullandı.

Şüpheli Suat Kurt'un kendisi hakkındaki beyanlarını kabul etmeyen ve olayla hiçbir bağlantısı olmadığını savunan Çep, "Cezalarım ve aranmam olması sebebiyle olay üstüme yıkılmaya çalışılıyor. Sinan Ateş'i öldürmek gibi bir niyet ve kastım olmamıştır." ifadesini verdi.

"Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi"

Şüpheli Tolgahan Demirbaş da Ateş'i "camialarından" tanıdığını, Mersin'deki olay ve hakkındaki ithamlardan kaynaklı kendisine mesafeli olduğunu söyledi.

Demirbaş, şüphelilerden Aykal'a, Ateş'in adresini sorgulattığı iddiasına ilişkin, "Sinan Ateş'in ev adresi mesajla veya herhangi bir şekilde bana gönderilmedi. Sinan Ateş'i olay öncesi şahsen tanımazdım. Mersin'de vuku bulan saldırı olayında camiamızdan bir genç öldürülmüştür. Bu olaya tepki olarak Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi. Bu nedenle adresin tespitini istemiş olabilirim." beyanını verdi.

İstenen cezalar

İddianamede, şüpheliler Özyağci, Balkaya ve Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar; Çep ve Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Özyağci'nin ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Şüpheliler, Asarkaya, Saraç, Köktürk, Yüce, Uzunlar, Gelenbey, Çolak, Bayraktar, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Yüksel, Öktem, Karadeniz, Atay ve Aykal'ın " tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılması talep edildi.

Mahkeme inceliyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanan iddianame, 26 Nisan'da Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Mahkemenin iddianameyi değerlendirmek için, bu süreden itibaren 15 gün süresi bulunuyor.

Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17'si hakkındaki soruşturma, ayrı bir dosya üzerinden sürüyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.