Av ve yaban hayatı içinde geçerli olan çok zengin bir çeşitliliğe sahibiz. Avrupa kıtasının bitki ve hayvan türlerinin % 80'inden fazlası Türkiye'de temsil edilmektedir.
İlk insanla başlayan avcılık tutkusu tarih boyunca değişik evreler geçirerek bugünlere dek süregelmiş bulunmakta. İlk çağlarda taşlarla, sopalarla başlayan, daha sonra mızrak, balta, ok ile süregelen alet kullanımı, sonunda bugünkü modern silahlara kadar teknolojik yeniliklerle sürmektedir.
Avcı dendiğinde toplumda belleklere kazınan yanlış bir algı var maalesef sevgili okurlar. Avlanmanın her şeyden evvel bir hasat olduğunu unutmamak gerek. Ektikçe bolluk ve bereket olan bir rahmet gözüyle bakılmalıdır ava.
Dünyadan sürdürülebilir avcılık konusunda bir örnek verelim:
"Amerika Birleşik Devletleri'nin kapladığı coğrafyada Kızılderililer zamanında 1 milyon geyik yaşarken, ABD'nin uyguladığı av programları sayesinde bugün bu sayı 52 milyona çıkmış bulunmakta. Her yıl lisanslı avcılar tarafından 5 milyon geyik belirlenmiş av mevsimlerinde avlanıyor. Bu avcılık faaliyetleri sayesinde geyik nüfusu azalmıyor, artıyor... 300 bin Amerikalı da doğrudan bu sektörde rehber olarak çalışıyor. ABD'de lisans ücretlerinden, av kıyafetlerine; silahlardan avlanılan geyiklerin etlerinin aşevlerinde fakirlere yedirilmesine varan, 3 milyar dolarlık dev bir endüstri ortaya çıkmış durumda... Neredeyse 80 yıl geyik avını yasaklayan ülkemizde ise, geyik neslinin tükenmeye yüz tuttuğunu çevreciler de biliyordur inşallah? Allah bizleri cahillerden korusun... " (Rıza Kutluışık -Hayat mücadele değildir, mücadele hayattır.)
"Sürdürülebilir Av ve Yaban Hayatı" ilkeleri doğrultusunda avlanan dünyanın gelmiş olduğu nokta ortada. Her şeyde ama her şeyde olduğu gibi av ve avcılıkta da "eller aya biz yaya"yı oynamaktayız.
Avcılığın sürdürülebilirliği için her şeyden önce avın varlığının sürdürülmesi gerektiğini bilmeli; bunun için de avda, yasalara, vicdana ve avcılık etiğine uygun davranılması gerekmektedir. Avcı; eğitim almış, yasaların belirlediği belgelere sahip, kanunlarla belirlenmiş avlanma ilkelerine uyan ve avcı etiği edinmiş kişidir.
Her şeyden önce çevreye saygılı olan ve bir doğa dostu olan avcı; doğanın birincil koruyucularıdır da...
Ana ilkesi; yukarıda anlattığımız mantık üzere, 'sürdürülebilir bir avcılık' ve 'yüzde yüz av' sloganıyla yayın hayatına bir güneş gibi doğan Av TV sektöre bir girdi, pir girdi.
Daha ilk günlerinde av ve atıcılık dünyasının gönlünde taht kuran Av TV, eminim ki bu haklı gururu dünya durdukta taşıyacaktır.
Avcının yürüyen ayağı, gören gözü, işiten kulağı, atan kalbi olan Av TV'ye yayın hayatında başarılar diliyoruz...
Hoşgeldin Av TV...
İlk insanla başlayan avcılık tutkusu tarih boyunca değişik evreler geçirerek bugünlere dek süregelmiş bulunmakta. İlk çağlarda taşlarla, sopalarla başlayan, daha sonra mızrak, balta, ok ile süregelen alet kullanımı, sonunda bugünkü modern silahlara kadar teknolojik yeniliklerle sürmektedir.
Avcı dendiğinde toplumda belleklere kazınan yanlış bir algı var maalesef sevgili okurlar. Avlanmanın her şeyden evvel bir hasat olduğunu unutmamak gerek. Ektikçe bolluk ve bereket olan bir rahmet gözüyle bakılmalıdır ava.
Dünyadan sürdürülebilir avcılık konusunda bir örnek verelim:
"Amerika Birleşik Devletleri'nin kapladığı coğrafyada Kızılderililer zamanında 1 milyon geyik yaşarken, ABD'nin uyguladığı av programları sayesinde bugün bu sayı 52 milyona çıkmış bulunmakta. Her yıl lisanslı avcılar tarafından 5 milyon geyik belirlenmiş av mevsimlerinde avlanıyor. Bu avcılık faaliyetleri sayesinde geyik nüfusu azalmıyor, artıyor... 300 bin Amerikalı da doğrudan bu sektörde rehber olarak çalışıyor. ABD'de lisans ücretlerinden, av kıyafetlerine; silahlardan avlanılan geyiklerin etlerinin aşevlerinde fakirlere yedirilmesine varan, 3 milyar dolarlık dev bir endüstri ortaya çıkmış durumda... Neredeyse 80 yıl geyik avını yasaklayan ülkemizde ise, geyik neslinin tükenmeye yüz tuttuğunu çevreciler de biliyordur inşallah? Allah bizleri cahillerden korusun... " (Rıza Kutluışık -Hayat mücadele değildir, mücadele hayattır.)
"Sürdürülebilir Av ve Yaban Hayatı" ilkeleri doğrultusunda avlanan dünyanın gelmiş olduğu nokta ortada. Her şeyde ama her şeyde olduğu gibi av ve avcılıkta da "eller aya biz yaya"yı oynamaktayız.
Avcılığın sürdürülebilirliği için her şeyden önce avın varlığının sürdürülmesi gerektiğini bilmeli; bunun için de avda, yasalara, vicdana ve avcılık etiğine uygun davranılması gerekmektedir. Avcı; eğitim almış, yasaların belirlediği belgelere sahip, kanunlarla belirlenmiş avlanma ilkelerine uyan ve avcı etiği edinmiş kişidir.
Her şeyden önce çevreye saygılı olan ve bir doğa dostu olan avcı; doğanın birincil koruyucularıdır da...
Ana ilkesi; yukarıda anlattığımız mantık üzere, 'sürdürülebilir bir avcılık' ve 'yüzde yüz av' sloganıyla yayın hayatına bir güneş gibi doğan Av TV sektöre bir girdi, pir girdi.
Daha ilk günlerinde av ve atıcılık dünyasının gönlünde taht kuran Av TV, eminim ki bu haklı gururu dünya durdukta taşıyacaktır.
Avcının yürüyen ayağı, gören gözü, işiten kulağı, atan kalbi olan Av TV'ye yayın hayatında başarılar diliyoruz...
Hoşgeldin Av TV...
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023