Sürekli kazanımları gündeme getirerek ve asla kayıplardan söz etmeyerek elde ettiklerimizle avunmamızı öğütleyen bir dil günden güne yaygınlaşıyor.
Yazılı ve görsel medyanın büyükçe bir bölümü ve haliyle söz konusu bu medyadan beslenen kitleler, düne göre bugün daha iyi durumda olduğumuzu, düne göre bugün daha refah ve bolluk içinde olduğumuzu, düne göre bugün daha mutlu ve daha huzurlu olduğumuzu tekrarlayıp duruyorlar.
Yapılan anketler, yayınlanan istatistikler, diğer ülkelerle yapılan kıyaslamalar bu avuntu söylemlerin tam aksini ortaya koysa da bu tür propagandalardan asla geri adım atmıyorlar.
Dün yollarımız şöyleydi bugün ise böyle, dün şehirlerdeki araba sayısı şu kadar idi bugün ise bu kadar, dün köprüler, hava limanları yoktu bugün ise sayıları şu kadara ulaştı denilerek kitlelerin şikayet dilinden vaz geçmeleri gerektiğini salık veren bir dil yaygınlaşıyor.
Israrla oluşturulmaya çalışılan suni ve sanal tablolar, çizilen pembe tablolar acaba yaşanan kayıp-kaçakların, yaşanan yolsuzlukların ve herkesin dilinde dolaşan korkunç israfın üstünü örtmek için olabilir mi diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Dün fert başına düşen borcumuz ne kadar idi bugün ne kadar, dün doğan her çocuk ne kadar borçla doğuyordu bugün ne kadar borçla doğuyor tarzındaki sorular bu arkadaşları yaman rahatsız ediyor.
Dün devletimizin sahip olduğu altın yumurtlayan tavuk mesabesindeki kurum, kuruluş ve kaynaklar ne kadar idi bugün elde kalanlar ne kadardır şeklindeki sorulardan acayip huylanıyorlar.
Mevcutla milletin avunmasını tavsiye ediyorsunuz ama günden güne artan işsizi sayına, günden güne artan aşsız sayısına, günden güne artan boşanmalara ve aile yıkımlarına ne diyeceksiniz dediğinizde bu arkadaşlar acayip bozuluyorlar.
Çizdiğiniz pembe tablolar, elinizdeki medya gücünü kullanarak oluşturduğunuz suni ve sanal görüntüler eğer doğru ise; yaşanan bu iflaslar neyin nesi, ilan edilen konkordatolar ne anlama geliyor, her gün yenileri eklenen bu işsizler ordusunu nasıl açıklayacaksınız şeklindeki sorulardan pek hoşlanmıyor bu çevreler.
Lafla peynir gemisi ancak bu kadar yürüdü ve deniz bitmek üzere.
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024