Sureti Hak'tan görünerek millete vurulmaya çalışılan darbeler, sıradan şeyler değil... Bütün bunlar, bu milletin kendisi için yapmak zorunda olduğu her şeyi, başkaları aracılığıyla yapmaya zorlamak demek... Zorbalıkla ya da kandırarak... Kimi yerde iyi polis, kimi yerde kötü polis oyununu oynayarak, arada milleti eritmek demek...
İşte yine paslaşıyorlar.
Sabık terörist Abdullah Öcalan'ın AİHM aracılığıyla yeniden yargılanmasının hukuki ve toplumsal altyapısı hazırlanırken, "Bakın gördünüz mü, Amerika'nın Irak'ı işgalinde onlara 'onların istediği kadar' yardım etmeyişinizin maliyetini" diyorlar.
Yuh be... Pes be...
Paul Wolfowitz demiyor muydu kardeşim; "Irak'ın işgali konusunda bizi cesaretlendiren Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti oldu" diye... Açmadı mı AKP hükümeti, hava sahamızı... Tomahawk'lar, Cruise'ler, stratejik bombardıman uçakları üzerimizden geçmedi mi?.. TIR korserlerinin ve yolcu otobüslerinin içine doluşmuş Amerikan lojistiği ve askerleri Türkiye'nin güneydoğusunu kullanarak, Kuzey Irak'ta sayısız hava başı oluşturmadılar mı? Türkiye'nin geleceğini yok etmeye ahd etmiş, Talabani ve Barzani peşmergelerini organize etmediler mi? 1 Mart tezkeresi çıkmadığı halde, bir Dışişleri Kararnamesiyle, hava ve deniz üslerimizi açmadı mı?
Böylece yüzbinlerce Iraklının, Amerikalılar ve müttefikleri tarafından canının alınmasında, namusunun kirletilmesinde bin katre pay sahibi olunmadı mı?
Meğerse bu yetmemiş... Baksanıza ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'in dediğine... "Türkiye topraklarını kullandırtsaydı, direnişçiler savaşın başında öldürülecekti..." Meğer biz bilmiyormuşuz, işgalcilerin Irak'ta düştükleri acziyetin nedenini... Her şeyi öğrettikleri gibi, bunu da öğretmiş oldular. ABD'nin ve müttefiklerinin Irak'ı işgal ve istilasında yaşadıklarının sorumlusu meğer Türkiye'ymiş...
Sayın Başbakan'ım... Sayın Dışişleri Bakanım... Sayın AKP'li Milletvekilleri... Gördünüz mü beraber olduğunuz ve "Dostluğunu her şeyden üstün tuttuğunuz" ABD'nin şu yaptığını... Bütün teslimiyetiniz ve desteğiniz, meğer yetmemiş, yetmezmiş... Bunun bir de başımıza geçecek başka çuvalları varmış... Bakın Apo çuvalını kaldırmışlar, milletin başına geçirmeye kalkmışlar. Anasının ak sütü kadar helal bölücü teröre karşı yapmış olduğu mücadeleye mundar deme cüretini göstermişler. Askerimize terörist muamelesi yaptıkları yetmezmiş gibi, şimdi de AB müktesebatı adı altında yargılama peşindeler...
Bilmem daha saymaya gerek var mı? Soykırım iddialarını, Kıbrıs'ta tavşana kaç tazıya tut denilmesini, Patrik'in havasını, misyonerlerin ve diyalogcu-misyonerlerin yangından kaçırdıkları malı... Dahalarını, daha nicelerini yazmak var ama buna bir köşe yazısı değil, kitap yetmez...
ABD ve AB ile beraber olmanın bedelidir bu... Millete ödettirilen bedeldir. Ama kimse heveslenmesin, bu millet o bedeli ödeyecek millet değildir. Şu ABD ve AB işi, milletin başına çok iş açmaya devam edecek... Yalnız ne yaparlarsa yapsınlar, bu millet yıkılmadığını, yıkılmayacağını bir kez daha ispat edecek. Bu millet elbet sahipsiz değil...
Sadece toprağın üstündekiyle değil, altındakilerle... Bakın Çanakkale'de şehit düşen ataların şu yaptığına... Milleti nasıl ayağa kaldırdıklarına...
Son şunu söylemek istiyoruz. ABD ve AB ile birlikte olanlar Saddam'da kendi akıbetlerini görsünler. Ömrünü Batı'nın menfaatlerine adamış Saddam da... Ona yapılan, ABD ve AB ile birlikte olanlara yapılacakların habercisidir.
Nankörlük, bumerang gibidir.
Abdullah A?AR
İşte yine paslaşıyorlar.
Sabık terörist Abdullah Öcalan'ın AİHM aracılığıyla yeniden yargılanmasının hukuki ve toplumsal altyapısı hazırlanırken, "Bakın gördünüz mü, Amerika'nın Irak'ı işgalinde onlara 'onların istediği kadar' yardım etmeyişinizin maliyetini" diyorlar.
Yuh be... Pes be...
Paul Wolfowitz demiyor muydu kardeşim; "Irak'ın işgali konusunda bizi cesaretlendiren Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti oldu" diye... Açmadı mı AKP hükümeti, hava sahamızı... Tomahawk'lar, Cruise'ler, stratejik bombardıman uçakları üzerimizden geçmedi mi?.. TIR korserlerinin ve yolcu otobüslerinin içine doluşmuş Amerikan lojistiği ve askerleri Türkiye'nin güneydoğusunu kullanarak, Kuzey Irak'ta sayısız hava başı oluşturmadılar mı? Türkiye'nin geleceğini yok etmeye ahd etmiş, Talabani ve Barzani peşmergelerini organize etmediler mi? 1 Mart tezkeresi çıkmadığı halde, bir Dışişleri Kararnamesiyle, hava ve deniz üslerimizi açmadı mı?
Böylece yüzbinlerce Iraklının, Amerikalılar ve müttefikleri tarafından canının alınmasında, namusunun kirletilmesinde bin katre pay sahibi olunmadı mı?
Meğerse bu yetmemiş... Baksanıza ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'in dediğine... "Türkiye topraklarını kullandırtsaydı, direnişçiler savaşın başında öldürülecekti..." Meğer biz bilmiyormuşuz, işgalcilerin Irak'ta düştükleri acziyetin nedenini... Her şeyi öğrettikleri gibi, bunu da öğretmiş oldular. ABD'nin ve müttefiklerinin Irak'ı işgal ve istilasında yaşadıklarının sorumlusu meğer Türkiye'ymiş...
Sayın Başbakan'ım... Sayın Dışişleri Bakanım... Sayın AKP'li Milletvekilleri... Gördünüz mü beraber olduğunuz ve "Dostluğunu her şeyden üstün tuttuğunuz" ABD'nin şu yaptığını... Bütün teslimiyetiniz ve desteğiniz, meğer yetmemiş, yetmezmiş... Bunun bir de başımıza geçecek başka çuvalları varmış... Bakın Apo çuvalını kaldırmışlar, milletin başına geçirmeye kalkmışlar. Anasının ak sütü kadar helal bölücü teröre karşı yapmış olduğu mücadeleye mundar deme cüretini göstermişler. Askerimize terörist muamelesi yaptıkları yetmezmiş gibi, şimdi de AB müktesebatı adı altında yargılama peşindeler...
Bilmem daha saymaya gerek var mı? Soykırım iddialarını, Kıbrıs'ta tavşana kaç tazıya tut denilmesini, Patrik'in havasını, misyonerlerin ve diyalogcu-misyonerlerin yangından kaçırdıkları malı... Dahalarını, daha nicelerini yazmak var ama buna bir köşe yazısı değil, kitap yetmez...
ABD ve AB ile beraber olmanın bedelidir bu... Millete ödettirilen bedeldir. Ama kimse heveslenmesin, bu millet o bedeli ödeyecek millet değildir. Şu ABD ve AB işi, milletin başına çok iş açmaya devam edecek... Yalnız ne yaparlarsa yapsınlar, bu millet yıkılmadığını, yıkılmayacağını bir kez daha ispat edecek. Bu millet elbet sahipsiz değil...
Sadece toprağın üstündekiyle değil, altındakilerle... Bakın Çanakkale'de şehit düşen ataların şu yaptığına... Milleti nasıl ayağa kaldırdıklarına...
Son şunu söylemek istiyoruz. ABD ve AB ile birlikte olanlar Saddam'da kendi akıbetlerini görsünler. Ömrünü Batı'nın menfaatlerine adamış Saddam da... Ona yapılan, ABD ve AB ile birlikte olanlara yapılacakların habercisidir.
Nankörlük, bumerang gibidir.
Abdullah A?AR
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012