Tarih boyunca haksızlar, barbar ve bağnazlar sevmediklerine karşı veya erki elde etmek için saldırılarını çoğunlukla dinî duygular veya etnik yapılar üzerinden tahrikler yaparak halkı kışkırtmış ve savaşlar çıkartmışlardır. Bu yol, ilâhî kanun ve adâletine aykırı şeytanî yoldur.
Peygamber Efendimiz (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "Ümmetimde bid'at ve fitne baş gösterdiği zaman, âlim (bilgili) kişinin ilmini (doğru bilgiyi) ortaya koyması gerekir. Bunu yapmayanlara Allah'ın laneti olsun!"
Biz de doğruları bilen kişiler olarak, haksızlık, yalan, iftira, zulüm ve adaletsizliğin kol gezdiği günümüzde hakkı ve hakikati savunmak kamuoyunu yanıltarak kışkırtmaya çalışanlara karşı doğru bildiklerimizi söylemekle yükümlüyüz. Allah-u Teâlâ buyuruyor ki: "Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız (yani; kavga edip, savaşlar çıkararak, birbirinizi öldürmeniz için değil, kaynaşıp yardımlaşmanız) için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında sizin en değerliniz en takvalı olanınızdır." (Hucurat,13). Bakınız, ne buyuruyor: En çok namaz kılıp oruç tutanınız değil, en çok takvalı olanınız üstündür. Takva nedir? İlâhî kanun ve nizama uymaktır. Nedir bunlar? Eline, beline, diline sahip olmaktır.
Hz. Peygamber ne buyuruyor: "Müslüman kişi, halkın elinden ve dilinden selamet bulduğu kimsedir." İslam'ın emrettiği takvanın özünde yatan budur. İşte gerçek takva, Alevilerde vardır.
Haçlı batı ve Siyonistler tarih boyunca İslam ümmetini yok etmek için dalga, dalga üzerimize gelirken milyonlarca Müslüman kanı akıtılırken, Müslümanların malları talan, namusları ve şerefleri ayaklar altında çiğnenirken bunlara karşı Alevi'si-Sünni'si ile birleşip karşı mücadele vermek yerine, birileri mezhebî taassup ve bağnazlığınızla iç kargaşalar çıkartmaya çalışıyor. Kimin nasıl ibadet ettiği, dini nasıl algıladığının tahlilini yapmak ve yarlıgamak sizlere mi kaldı?
Beşşar Esad'ın avukatı değiliz ama hakkı ve hakikati söylemeyen diller kıyamet günü azap görür ve ateşte yanar. Beşşar Esad'ın inancı şu veya bu şekilde olması önemli değil, halkını insanlık temeli üzerinden ülkesinde mevcut farklı etnik ve inançlara eşit mesafede kalarak, hem dini hem sosyal açıdan kaynaşmalarını ve huzur içinde yaşamalarını sağlamıştır.
Emperyalistler tarafından uygulanan BOP çerçevesinde, payandalarının da desteğiyle çıkarılan fitne ve kargaşaya karşı ve maşa olarak kullanılan ne idüğü belirsiz olan vahşi teröristlerce halkının canına, malına ve ırzına musallat olanlara karşı vatanını ve milletini savunmaktadır. Ülkesini ve halkını savunmaktan başka bir şey yapmayan bu insana insanlık adına yardım edilmesi gerekirken, birileri mezhebî taassup ve inat uğruna teröristlere her türlü yardım ve yataklık edip daha çok kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olmaktadırlar.
Hz. İsa diyor ki: "Zalimle beraber olan kimse, o da onun gibidir." Ve diyor ki: "Benimle beraber değilsen, benim karşımdasın." Ve yine şöyle buyruluyor: "Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; belki onlar, kendilerinden daha iyi ve üstündürler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki onlar, kendilerinden daha iyidirler." (Hucurat, 11).
Ey gaflet içinde olanlar! Allah'ın Kitabını tevil ile hakkı bâtıl, bâtılı hak gibi göstererek ve de kendinizi hep üstün görüp başkalarını karalayarak egonuzu mu tatmin ediyorsunuz? Sizleri uyanmaya, hak ve hidayet yoluna girmeye davet ediyorum. Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz! Allah yalancı müfterileri, fitnekârları Kitabında lanetlemiştir. Bizler de bağnazların mezhebî taassup ile yaptıkları yanlı haksızlığa karşı, Allah rızası için hakkı ve doğruları savunuyoruz.
"Tarih tekerrürden ibarettir" derler doğrudur. Selefî Emevilerle başlayan tefrika ve hakkı inkâr, taassup ve bağnazlık, Abbasi ve daha sonraki iktidarlarca da sürdürülmüştür. Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyet sistemi sayesinde ülkemiz huzur ve sükûn bulmuştu. Etnik ve inançsal manada mevcut bütün katmanlar kaynaşmış, birbiriyle dostluk kuruyor, ticaret yapıyor, kız alıp vererek bir bütün haline gelmişti. Ancak ne olduysa, uykuda olan dinsel fitne AKP iktidarıyla tekrar hortladı. Hz. Muhammed (s.a.a.) buyuruyor ki: "Fitne uykudadır, onu uyandırana lanet olsun."
Bazı kesimler tarafından Alevilere karşı duyulan tarihsel onulmaz kin ve nefretin Beşşar Esad ailesi üzerinden depreştirildiğini görmekteyiz. ABD ve Haçlı batının planıyla Suriye'de çıkarılan iç savaş, mezhebi taassubu taşıyan sözde Müslüman ülkelerin işbirliğinin eseridir.
Alevilere hiçbir dini hizmet götürmeyen, hatta onları Müslüman saymayan obezite bütçeli Diyanet İşleri Başkanlığının şemsiyesi altında, kendini din âlimi sanan birtakım Sünni İslam din adamları Alevilerin de ödediği vergilerden aldıkları yüksek maaşlar veya sağladıkları menfaatlerle dur durak bilmeden görsel basında ve sosyal medyada pervasızca Alevi Nusayrilere saldırılar yapmaktadırlar.
(devam edecek?)
Peygamber Efendimiz (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "Ümmetimde bid'at ve fitne baş gösterdiği zaman, âlim (bilgili) kişinin ilmini (doğru bilgiyi) ortaya koyması gerekir. Bunu yapmayanlara Allah'ın laneti olsun!"
Biz de doğruları bilen kişiler olarak, haksızlık, yalan, iftira, zulüm ve adaletsizliğin kol gezdiği günümüzde hakkı ve hakikati savunmak kamuoyunu yanıltarak kışkırtmaya çalışanlara karşı doğru bildiklerimizi söylemekle yükümlüyüz. Allah-u Teâlâ buyuruyor ki: "Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız (yani; kavga edip, savaşlar çıkararak, birbirinizi öldürmeniz için değil, kaynaşıp yardımlaşmanız) için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında sizin en değerliniz en takvalı olanınızdır." (Hucurat,13). Bakınız, ne buyuruyor: En çok namaz kılıp oruç tutanınız değil, en çok takvalı olanınız üstündür. Takva nedir? İlâhî kanun ve nizama uymaktır. Nedir bunlar? Eline, beline, diline sahip olmaktır.
Hz. Peygamber ne buyuruyor: "Müslüman kişi, halkın elinden ve dilinden selamet bulduğu kimsedir." İslam'ın emrettiği takvanın özünde yatan budur. İşte gerçek takva, Alevilerde vardır.
Haçlı batı ve Siyonistler tarih boyunca İslam ümmetini yok etmek için dalga, dalga üzerimize gelirken milyonlarca Müslüman kanı akıtılırken, Müslümanların malları talan, namusları ve şerefleri ayaklar altında çiğnenirken bunlara karşı Alevi'si-Sünni'si ile birleşip karşı mücadele vermek yerine, birileri mezhebî taassup ve bağnazlığınızla iç kargaşalar çıkartmaya çalışıyor. Kimin nasıl ibadet ettiği, dini nasıl algıladığının tahlilini yapmak ve yarlıgamak sizlere mi kaldı?
Beşşar Esad'ın avukatı değiliz ama hakkı ve hakikati söylemeyen diller kıyamet günü azap görür ve ateşte yanar. Beşşar Esad'ın inancı şu veya bu şekilde olması önemli değil, halkını insanlık temeli üzerinden ülkesinde mevcut farklı etnik ve inançlara eşit mesafede kalarak, hem dini hem sosyal açıdan kaynaşmalarını ve huzur içinde yaşamalarını sağlamıştır.
Emperyalistler tarafından uygulanan BOP çerçevesinde, payandalarının da desteğiyle çıkarılan fitne ve kargaşaya karşı ve maşa olarak kullanılan ne idüğü belirsiz olan vahşi teröristlerce halkının canına, malına ve ırzına musallat olanlara karşı vatanını ve milletini savunmaktadır. Ülkesini ve halkını savunmaktan başka bir şey yapmayan bu insana insanlık adına yardım edilmesi gerekirken, birileri mezhebî taassup ve inat uğruna teröristlere her türlü yardım ve yataklık edip daha çok kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olmaktadırlar.
Hz. İsa diyor ki: "Zalimle beraber olan kimse, o da onun gibidir." Ve diyor ki: "Benimle beraber değilsen, benim karşımdasın." Ve yine şöyle buyruluyor: "Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; belki onlar, kendilerinden daha iyi ve üstündürler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki onlar, kendilerinden daha iyidirler." (Hucurat, 11).
Ey gaflet içinde olanlar! Allah'ın Kitabını tevil ile hakkı bâtıl, bâtılı hak gibi göstererek ve de kendinizi hep üstün görüp başkalarını karalayarak egonuzu mu tatmin ediyorsunuz? Sizleri uyanmaya, hak ve hidayet yoluna girmeye davet ediyorum. Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz! Allah yalancı müfterileri, fitnekârları Kitabında lanetlemiştir. Bizler de bağnazların mezhebî taassup ile yaptıkları yanlı haksızlığa karşı, Allah rızası için hakkı ve doğruları savunuyoruz.
"Tarih tekerrürden ibarettir" derler doğrudur. Selefî Emevilerle başlayan tefrika ve hakkı inkâr, taassup ve bağnazlık, Abbasi ve daha sonraki iktidarlarca da sürdürülmüştür. Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyet sistemi sayesinde ülkemiz huzur ve sükûn bulmuştu. Etnik ve inançsal manada mevcut bütün katmanlar kaynaşmış, birbiriyle dostluk kuruyor, ticaret yapıyor, kız alıp vererek bir bütün haline gelmişti. Ancak ne olduysa, uykuda olan dinsel fitne AKP iktidarıyla tekrar hortladı. Hz. Muhammed (s.a.a.) buyuruyor ki: "Fitne uykudadır, onu uyandırana lanet olsun."
Bazı kesimler tarafından Alevilere karşı duyulan tarihsel onulmaz kin ve nefretin Beşşar Esad ailesi üzerinden depreştirildiğini görmekteyiz. ABD ve Haçlı batının planıyla Suriye'de çıkarılan iç savaş, mezhebi taassubu taşıyan sözde Müslüman ülkelerin işbirliğinin eseridir.
Alevilere hiçbir dini hizmet götürmeyen, hatta onları Müslüman saymayan obezite bütçeli Diyanet İşleri Başkanlığının şemsiyesi altında, kendini din âlimi sanan birtakım Sünni İslam din adamları Alevilerin de ödediği vergilerden aldıkları yüksek maaşlar veya sağladıkları menfaatlerle dur durak bilmeden görsel basında ve sosyal medyada pervasızca Alevi Nusayrilere saldırılar yapmaktadırlar.
(devam edecek?)
Ahmet Topacık / diğer yazıları
- Hz. İbrahim'in kavminden örnekler / 23.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017