logo
29 MART 2024

Bağımlılığın acı faturası

Birçok enerji kaynağında zengin potansiyele sahip olmasına rağmen uygulanan yanlış politikalar sebebiyle ülkemiz enerjiye çok ağır bir fatura ödüyor. Dolara ve ithalata bağımlılık bu faturanın her geçen gün daha da ağırlaşmasına neden oluyor. Enerjide acilen milli bir politikanın uygulanması stratejik bir önem taşıyor
15.09.2021 17:37:00
Bağımlılığın acı faturası
Bağımlılığın acı faturası
MURAT ÇABAS / ANALİZ HABER

Türkiye her konuda olduğu gibi enerji konusunda da ithalata bağımlı. Yerli ve milli denilerek üretilen enerji bile, alım garantilerinin fiyatlandırmasının dolar kuru üzerinden yapılması sebebiyle dışarıya bağımlı halde. Ülkemizde elektriğin önemli bir bölümü doğalgazdan üretiliyor ve doğalgazda ithalata bağımlıyız. Ülkemizin dört bir yanında yıllardır zengin doğalgaz yatakları olduğu bilinmesine rağmen, bu kaynaklar ya yabancılara devredildi, ya da yok kabul edildi. Bugün ise bu yanlışların acı faturasını ödüyoruz.

Avrupa'da doğalgaz fiyatları 5 kat arttı

Avrupa'da geçtiğimiz yıl Ekim ayında bin metreküpü 180 dolar olan doğalgazın fiyatı bugünlerde rekor kırarak 943 dolara kadar yükseldi. Gaz tedarikçisi Rus Gazprom, bu yıl için fiyat tahminini bin metreküpte 200-206 dolar olarak yapıyordu. Fiyatların 5 kat artarak rekor üstüne rekor kırması Avrupa'da büyük şok etkisi oluşturmuş durumda. Kıtada birçok ülkede doğalgaz ve elektrik faturaları fahiş bir şekilde zamlandı. Doğalgaz fiyatlarının bu derece artmasının temel nedenleri olarak "arz" ve "stok" sorunu sayılıyor. Rusya'nın Avrupa'ya tedarik ettiği doğalgazda azalma var ve Avrupa'da stoklar çok düşük seviyede. Boru hatlarından günlük 81 milyon metreküp doğalgaz aktarılırken, bu rakam 20 milyon metreküpe kadar geriledi. Uzmanlar bu akıştaki azalmanın Rusya'nın bir stratejisi olduğunu ve Kuzey Akım-2'ye dikkat çekmek istediğini vurguluyorlar.

Türkiye bu durumdan etkilenecek

Avrupa'da fiyatların bu derece artmasının Türkiye'yi Avrupa kadar olmasa da etkileyeceği belirtiliyor. Türkiye'nin bin metreküpünü 240 dolara satın aldığı doğalgazın Ekim'den sonra 270 dolara yükseleceği söyleniyor. Elbette ki bu maliyet artışının gerek doğalgaz gerekse elektrik fiyatlarında zam olarak ortaya çıkması kaçınılmaz. Türkiye kendi doğalgaz ve diğer enerji kaynaklarını devlet-millet birlikteliğiyle devreye koymadığı, gerçekten milli bir enerji politikası uygulamadığı müddetçe dünyada yaşanan bütün olumsuz gelişmeler Türkiye'ye acı bir fatura olarak yansımaya devam edecek.

Böyle 'yerli ve milli'lik olmaz!

Türkiye'de son zamanlarda yerlilik ve millilik adına bir takım adımlar atıldı ama yanlış temeller üzerine bina edildiği için olumlu bir netice vermedi. Yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etmek için özel sektöre dolar kuru üzerinden alım garantisi verildi. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında yapılan bu teşvik uygulaması 2017'de başladı. 4.5 yıllık bir dönemde alım garantisi verilen bu santrallere toplam 148 milyar lira ödeme yapıldı. Yapılan hesaplamalara göre eğer bu santrallere dolar kuru üzerinden değil de TL üzerinden alım garantisi verilseydi ödenen bedel 76 milyar lira olacaktı. Enerjide milli bir politikanın olmamasının sadece doğalgaz çevrim santrallerinden kaynaklanan acı faturası 72 milyar lira olarak vatandaşın hanesine yazıldı.

Türkiye'nin enerji potansiyeli çok yüksek

Türkiye'nin 2020 yılında tükettiği elektrik miktarı 291 milyar kilovatsaat seviyesinde gerçekleşmişti. Oysa Türkiye'nin sahip olduğu enerji kaynakları, bu miktarın çok daha fazlasını karşılayabilecek nitelikte... Prof. Dr. Haydar Baş'ın, bugün başta BRICS devletleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesi tarafından uygulanan Milli Ekonomi Modeli'nin "enerji" bölümünde bu ihtiyacı karşılayacak kaynaklar detaylıca anlatılıyor. Model; güneş enerjisi, nükleer enerji, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, biomas enerji, akıntı enerjisi, dalga enerjisi, yakıt hücreleri gibi ülkemizin sahip olduğu enerji kaynağı potansiyelini ortaya koymaktadır. Modelden örnek vermek gerekirse; ülkemizde âtıl bekleyen rüzgâr enerjisi potansiyeli en az 75 milyar kilovatsaat olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir. Sadece bu atıl kapasite bile devreye konulduğunda Türkiye'nin toplam elektrik ihtiyacının 3'te 1'inden fazlası rüzgârla karşılanabilir. Model, bu enerji kaynaklarının devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi gerektiğini belirtiyor. Mevcut enerji politikaları kapsamında yerli kaynakların özel ve yabancı şirketlere devredilip dolar kuruyla alım garantisi verilmesinin ithalattan hiçbir farkı bulunmuyor.

Milli bir enerji politikası şart

Milli Ekonomi Modeli'nin 291'inci sayfasında enerjide milliliğin önemi şu şekilde vurgulanıyor: "Dünyada var olan enerji kaynaklarını ele geçirmek ve söz sahibi olmak için devletler birbirleriyle ciddi mücadeleler vermektedir. Global güçler enerji kaynaklarının kontrolünün kendilerinde olmasını istemekte, bu konuda milletlerin kendilerine bağımlı olmaları için çalışmaktadırlar. Örneğin bu güçler bir taraftan nükleer enerjiyi kullanırken, diğer taraftan bu enerjiyi kullanmak isteyen diğer ülkelerin de önünü kesmektedirler. Enerji ekonomik ve sosyal kalkınmanın motor gücüdür. Enerji, sanayide kullanılması zorunlu olan bir ana unsur ve toplumun hayat seviyesini yükselten bir itici güçtür. Bu nedenle enerji, zamanında, yeterli, kaliteli, düşük maliyetli olarak sanayinin ve sosyal hayatın hizmetine sunulduğunda; hem refahın yükseltilmesi sağlanmış olur, hem de yerli sanayinin dış pazarlarda rekabet gücü artar. Dolayısıyla her milletin milli bir enerji politikasının olması şarttır. Aksi takdirde bu gücü elinde bulunduranlara bağımlı olunur ki, bu da ekonomik ve siyasi bağımsızlığın tehdit altında olması demektir. Milli Ekonomi Modeli'mizde sadece tüketici kesim desteklenmeyecek, aynı zamanda üretici kesim de hem faizsiz krediler ile hem de ücretsiz enerji desteği ile sübvanse edilecektir."
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, 'Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar' dedi.
28.03.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi.

Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, 'Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de 'bu mühür sembolik' diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri'ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar' ifadelerini kullandı.

"Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, '50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar' dedi.

"Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, '30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu'na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum' diye konuştu.

"İmamoğlu'na karşı bizi koruyun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun' ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.