"Herhangi biriniz ister mi ki içerisinden ırmaklar akan ve çeşit çeşit meyveleri olan üzümden ve hurmalardan oluşmuş bir bahçesi bulunsun ve kendisinin de güçsüz çaresiz yavruları olsun; tam bu halde iken üzerine ihtiyarlık çöksün ve bu sırada o bahçeye alevli bir kasırga isabet etsin de bahçe baştan başa yansın. Belki düşünürsünüz diye Allah size mesajlarını böylece açıklar." (Bakara: 266).
Binbir emekle, kılı kırk yararak ve kırk dereden su getirerek yeşerttiği bağına, dalları meyveye durmuş olan bahçesine kim ister ki ateş düşsün de her şey hepten küle dönsün?
İlerlemiş yaşına kadar adeta her bir ağacın dibine yıllarını gömerek, her bir meyve ağacını alın teri ile sulayarak şenlendirdiği bağının-bahçesinin yakıcı ve yıkıcı bir kasırgaya maruz kalmasını kim ister?
Hem de ihtiyarlık çağında hem de bakıma muhtaç çoluk-çocuk evde ekmek beklerken…
Müthiş bir çağrı… Tefekkür çağrısı…
Bir düşünün bakalım; başınızı iki elinizin arasına alarak dalın bakalım derin bir tefekküre.
Hanginiz, içimizden hangimiz böyle bir ihtiyarın yerinde olmak isteriz?
Elbette hiçbirimiz istemeyiz böyle bir hal ile hallenmeyi.
Kesinlikle hiçbirimiz arzu etmeyiz böyle bir felakete maruz kalmayı.
Kendi başımıza gelmesini asla arzu etmediğimiz böyle kötü hallerin, başkalarının başına gelmesine de kesinlikle sebep, asla vesile, elbette aracı olmamalıyız.
Atacağımız yanlış bir adımın, atacağımız yanlış bir imzanın ve sarf edeceğimiz yalan-yanlış bir sözün başkalarının hayatında ne tür kasırgalara, hangi boyuttaki yangınlara sebep olabileceğini kestirmekten aciz olduğumuz için, yanlışın her çeşidinden şiddetle kaçınmayı boynumuzun borcu bilmeliyiz.
Hemen herkes, oturduğu koltuğun, işgal ettiği makamın ve hükmettiği alanın çapını ve büyüklüğünü de hesaba katarak, atacağı yanlış bir adımın, yanlış bir imzanın ve zihinlerde nice tahribatlara yol açabilecek yersiz ve isabetsiz bir cümlenin bugünlerde ve yarınlarda nice yangınlar çıkaracağını hesap etmeli ve bu tür yanlışlardan şiddetle kaçınmalıdır.
İhtiyarlık çağında, beli bükülmüş bir vaziyette iken ve evde ekmek bekleyen evlad u iyal var iken bir ömür bakıp becerdiğiniz bağınıza ateş düşmesini arzu etmiyorsanız, başkalarının bağına ateş düşürecek tutum ve davranışlardan, eylem ve söylemlerden ve dahi kararlardan kesinlikle uzak durmalısınız.
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024