Herkes Başbakan Ecevit'in harakiri yaptığından dem vuruyor.
Ecevit'in partisindeki büyük çözülmeye rağmen Başbakanlık koltuğunu terk etmemesinin ve yeni oluşumcuların ayak oyunlarına karşı oyunla cevap vermesinin kendi sağlığını, partisini ve Türkiye'yi tehlikeye atması böyle izah ediliyor.
Ancak Ecevit'i bu noktaya iten yeni oluşumcuların ihanetinin yanısıra Bahçeli'nin Ecevit'e sımsıkı tutunması.
Fiziken ve siyaseten ayakta durmaya mecali olmayan Ecevit'i adeta yeniden dirilten Bahçeli'nin olağanüstü desteği.
MHP lideri Bahçeli iktidar koltuğunu terk etmemek için siyasette ilklere imza atıyor.
Filmi başa saralım isterseniz. 99 yılında hükümete ortak olabilmek uğruna Rahşan Ecevit'in kendisine ve partisine yönelik hakaretlerini sineye çekiyor.
Yolsuzluk ve yoksullukla mücadele vaadini bir kenara atarak tarihin en yolsuz hükümetine ve yine tarihin Türkiye'yi en yoksullaştıran IMF programlarına evet diyor.
Yine Bahçeli'nin ifadesi ile hiçbir hükümetin 40 yılda yapamadığı kadar AB'nin kucağına oturuyor.
Apo'nun idamını rafa kaldırıyor, Kıbrıs'ı gözden çıkarıyor, Türkiye'yi bölünme tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak AB dayatmalarına evet diyor.
Ülkeye yaşattıkları üst üste iki krizin ardından siyasi teamüllere aykırı olarak IMF'nin dayattığı isme tüm ekonomik bürokrasiyi teslim ediyor.
Sözümona milliyetçi bir partinin iktidarında Türkiye, ABD ve AB başkentlerinden hatta elçiliklerden alınan direktiflerle yönetiliyor.
Herkesin Başbakan'dan ümidini kestiği bir dönemde Bahçeli büyük bir sadakatle Ecevit ailesine bağlanıyor.
Bağlılık o dereceye varıyor ki Ecevit çekilmek istiyor, Bahçeli yalvarıyor, "sayınız 30'a da inse Başbakanlık sizin hakkınız" diyor.
Dün daha da ileri giderek DSP'den kopan vekillere yuvaya dön çağrısı yapıyor.
Millet, madem Bahçeli bu kadar DSP'yi seviyor kendi vekillerini DSP'ye göndersin diye tepki gösteriyor.
Bahçeli, bu gidişle bunu da yaparsa şaşmayın.
Baksanıza ilan ettiği 3 Kasım seçim tarihinden çark edebilmek için YSK'nu araya soktu.
Bahçeli iktidarda kalmak için her yolu deneyecek gibi. Çünkü milletin yüzüne görünecek halleri kalmadı.