Biz halk olarak kendi işlerimize bakarken, kendi dertlerimize derman peşinde koşarken bir de baktı ki meğer bakanlar kendi işlerine bakmıyorlarmış.
Adı üstünde 'Bakanlar' kendi işlerine gerektiği dikkatle bakmadıkları için gün geldi, vakit doldu hayretlere düştük ve hayretten bakakaldık.
Hazinenin bir 'bakanı' var diye, ne bilelim, evli evinde meşgul, köylü köyünde çatlamış ayakları ve nasılı elleri ile toprakla-ağaçla uğraşıyor, şehirli zaten malum maskenin altından soluyor ve hiçbiri, hiçbirimiz dönüp o tarafa bakmadık bile.
Baksak ne olacak san ki, bizi hazinenin yanına mı yaklaştıracaklar?
Yaklaşabilseydik, yaklaştırsaydılar hiç olmazsa boş olduğunu görür de bakmayan bakanlara haber verirdik.
Meğer hazine boşalmış, hazine tamtakır olmuş, hatta bu işten anlayanların beyanlarına göre dışarıdan elli milyar dolar getirilip yerleştirilse hazine ancak sıfır, evet evet sıfır seviyesine ulaşabilirmiş.
Bakanlar, bakması gerekenler gerektiği dikkatle bakmadıkları için millet olarak biz hayretten donduk ve öylesine bakakaldık.
Küresel salgın, korona belası tüm dünyayı yaklaşık on aydan beri yatırıp-kaldırırken, kasıp-kavururken, kırıp-geçirirken her ne hikmetse bize de öyle uzaktan selam verip geçiyordu, ya da biz öyle zannediyorduk.
Hiç olmazsa bu işlere bakan 'bakanın' dikkatle bakmasını umuyor ve baktığını zannediyorduk.
Aylardan beridir ilgili bakanın açıkladığı verilere bakarak 'ohoo, biz çok iyiyiz, bize bir şey olmaz' diyerek meseleyi millet olarak hafife aldık.
Bir bize bir de Amerika ve Avrupa'ya baktık, zavallılara acıdık ta uçak uçak sağlık malzemeleri gönderdik.
Malum gazeteler neredeyse her gün; "Biz çok iyiyiz, Amerika, Avrupa kırılıyor" manşetleriyle çıktı.
Bu işlerin de bir bakanı var ve günlük rakamları bakarak veriyor diye rahat rahat takıldık.
"Bu işte bir yanlışlık var, bazı illerimizden yaman haberler alıyoruz" diyen bazı meslek kuruluşlarını önce iktidarın büyük, sonra da küçük ortağı 'hainlikle' suçladı ve anında susturdu.
Gördüklerimiz, yaşadıklarımız, mahallemizden, apartmanımızdan aldığımız haberler ile sayın bakanın verdiği haberler arasında uçurumlar olsa da, yaman çelişkiler olsa da biz ne bilelim, bakanlar görür, görenler bilir diyerek söylenenlere inandık.
Bir akşam vakti sayın bakan bir rakam açıkladı ki meğer salgında da Avrupa'nın birincisiymişiz.
Bakanların kendi işlerine doğru-dürüst bakmadıkları zaman ve zeminler de meğer milletler apışıp kalmaya, hayretten bakakalmaya mahkum olurmuşlar.
İşte böyle, bakanlar bakmadı biz bakakaldık.
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025