Bakanların "yerel" vurgusu dikkat çekici

PKK'lı teröristlerin ABD, AB, Barzani ve teröristbaşı açısından "sorunsuz" bir şekilde Türkiye'ye kabul edilişinin ardından yepyeni bir süreç başladı. Cesaret bulan teröristler gerek Irak'ın kuzeyinden gerekse dünyanın değişik yerlerinden Türkiye'ye gelme hazırlığına başladılar.Ne de olsa AKP iktidarının açtığı geniş imkanları başka bir zaman bulamayabilirlerdi.Nasıl olsa pişman olmak mecburiyeti de yoktu, hiçbir engele takılmadan dağdaki hedefler siyasal süreçle daha rahat halledilebilecekti. Bu sürecin bir yönü, dilerseniz siyasilerimizin yaptığı açıklamaları da biraz değerlendirelim.Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın bayram değil, seyran değil yaptıkları açıklamalar oldukça dikkat çekiciydi.Babacan, Türkiye tek bir noktadan idare edilemez" çıkışını yaparken, Atalay da merkezden yönetimin çöktüğünü belirtti.Atalay'a göre dünyada trend yerel yönetimlere dönüş şeklindeymiş, bu sebeple Türkiye'de bu trendin içindeymiş.Bu açıklamalar, ABD'nin bütün dünyayı okyanus ötesinden yönetmeye çalıştığı bir dünyada söyleniyor. Bırakın ülkelerin merkeziyetçiliğini, bütün dünyanın tek bir merkezden yönetilmek istendiği bir ortamda yaşıyoruz.Türkiye'nin içine düşürüldüğü duruma bakın.Ülkeyi idare edenler bir taraftan yetkilerin merkezi yönetimden yerele doğru kaydırıldığını söylüyorlar, diğer taraftan da yerel yönetimler gittikçe bölünme sevdalılarının kontrolüne giriyor.Üstelik Kuzey Irak'tan ve Avrupa'dan yeni takviyelerle bölünme sürecine hız katacak açılımlar yapılıyor, adımlar atılıyor.Birlik ve beraberliğin tehlikeye düştüğü böyle tehlikeli ortamlarda bırakın yerelleşmeyi, birliğin muhafazası için daha da merkezileşmek gerekmektedir.Eğer bakanların ifade ettiği gibi ülkeler tek bir noktadan idare edilemezse, merkeziyetçilik iflas ettiyse bugün Avrupa ülkeleri neden birlik oluşturup tek bir anayasanın, tek bir ordunun oluşturma gayretkeşliği içindeler.Neden İsrail, hala bütün işgal ettiği toprakları devletin bünyesinde tutup vatandaşına bile satmıyor?Yoksa bu merkeziyetçilik iflas etti mantığı ABD, AB ve İsrail için geçerli değil mi?Rusya bile son yıllarda toparlanıp, Kafkaslarda ve uzak doğuda siyasi, ekonomik ve askeri birlik peşinde koşarken, bizdeki bu yerelleşme sevdasının sebeb-i hikmeti nedir?Türkiye bugün yaşadığı iç ve dış kuşatılmışlıktan sadece ve sadece güçlü bir devlet ve kenetlenmiş bir millet mantığıyla kurtulabilecekken, bu gücü müsrif bir şekilde sağa sola dağıtmanın mantığı nedir?Demokrasi adı altında gücün yerele kaydırılmasının mantığını kimlerin verdiği herkesçe malumdur.Bu batının böl-parçala-yut mantığının bir yansımasıdır.Siyasilerimiz artık bu ecnebi tavsiyelerini süzgeçten geçirmeden olduğu gibi alıp uygulama ve milleti bu noktaya taşıma politikalarından kurtulmalıdır.Eğer siyasilerimizin gerçek bir çözümü yoksa, bırakın bu işi bizi bu kuşatılmışlıktan rahatlıkla kurtarabilecekler emaneti devralsın.Prof. Dr. Haydar Baş'ın da ifade ettiği gibi "Bu ülkenin insanı da kaynakları da bu ülke gibi onlarcasını kıyamete kadar bakar"Bu gerçeği görebilenler ancak milli proje sahibi olanlardır.