Dün 9 Eylül'dü...
Hiç sevmem bu günü. Buruk bir gün benim için.
Rahmetli Baki Bektaş hocanın ölüm yıldönümü 9 Eylül.
Ruhu şad olsun.
Kendisi gerek Bağımsız Türkiye Partisi'nin, gerek Yeni Mesaj gazetesinin, gerekse icmal dergisinin bel kemiklerinden biriydi.
Bugünün İcmal gençlik kadrolarına yol gösteren, milli ve dini değerlerimiz hakkında bilgiler veren büyüklerimizi yetiştiren kişiydi Baki hoca?
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı pek saygıdeğer Prof. Dr. Haydar Baş'ın baş danışmanı, sağ kolu, davasındaki en iyi yoldaşı, dostuydu Baki hoca...
Bu ülkenin gördüğü 'başka adamlar'dan biriydi Baki hoca?
Kendisi Hakk'a yürüdüğünde ben henüz 6 yaşındaydım ancak bize kalmaya geldiğinde onunla yer yatağında uyuduğum ve bana hikâyeler anlattığı geceleri hiç unutmam.
Bunun dışında ömrü boyunca Türkiye'nin çeşitli vilayetlerinde ikamet etmiş olan Baki hocayı tanıyan kim varsa, "Büyük adamdı Baki hoca" dedi bana hayatım boyunca.
Tanıştığı insanlar onu, "Çok kıvrak zekâlıydı, çalışkandı, hitabeti çok iyiydi, ağır adamdı, dava adamıydı Baki hoca" diye anlatıyor.
Evet, dava adamıydı Baki hoca.
Bugün İcmal gençliği; onu, rahmetli Ali Gedik hocayı, Lütfullah Dereci abiyi, Hüseyin Engin Çamurdan abiyi ve daha nicelerini örnek alıyor.
Bugün icmal gençliği bu büyük insanların ortak paydası olan Prof. Dr. Haydar Baş'ı örnek alıyor.
'Divan' adlı köşesinde yıllarca, çok önemli yazılar kaleme alan Baki hoca, siyasetin ve politikanın tam içinde olduğu halde sık sık tasavvufi ölçüler verdiği yazılarda yazmaktan geri kalmamıştır.
Pratik zekasını ve sosyal kabiliyetini anladığım en güzel örneklerden birini sizinle paylaşmak isterim. Yıl 2001, yer İstanbul Çağlayan. Bağımsız Türkiye Partisinin 'Ermeni Soykırımını Red Mitingi' var. Her partinin zaman zaman yaşadığı bir problem olan programdaki sıkışıklık yüzünden konuşmacılardan kısa sürede konuşmaları isteniyor. Rahmetli Baki hoca da çıkıp İstiklal Marşımızın iki kıtasını okuyor ve bitiriyor. Hem anlatacağını anlatıyor. Hem de soykırıma verilecek cevabın çoktan verildiği mesajını veriyor.
Hayatı boyunca dava bilinci ile yaşayan ve Allah rızası için, son nefesi için koşturan Baki hoca'ya Allah'tan rahmet diliyor ve onun çok sevdiğim, hayat ölçüsü veren sözlerinden biriyle bitirmek istiyorum: "Bütün hesabını büyük hesaba göre yap. Unutma dünya bir nefestir..."
Hiç sevmem bu günü. Buruk bir gün benim için.
Rahmetli Baki Bektaş hocanın ölüm yıldönümü 9 Eylül.
Ruhu şad olsun.
Kendisi gerek Bağımsız Türkiye Partisi'nin, gerek Yeni Mesaj gazetesinin, gerekse icmal dergisinin bel kemiklerinden biriydi.
Bugünün İcmal gençlik kadrolarına yol gösteren, milli ve dini değerlerimiz hakkında bilgiler veren büyüklerimizi yetiştiren kişiydi Baki hoca?
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı pek saygıdeğer Prof. Dr. Haydar Baş'ın baş danışmanı, sağ kolu, davasındaki en iyi yoldaşı, dostuydu Baki hoca...
Bu ülkenin gördüğü 'başka adamlar'dan biriydi Baki hoca?
Kendisi Hakk'a yürüdüğünde ben henüz 6 yaşındaydım ancak bize kalmaya geldiğinde onunla yer yatağında uyuduğum ve bana hikâyeler anlattığı geceleri hiç unutmam.
Bunun dışında ömrü boyunca Türkiye'nin çeşitli vilayetlerinde ikamet etmiş olan Baki hocayı tanıyan kim varsa, "Büyük adamdı Baki hoca" dedi bana hayatım boyunca.
Tanıştığı insanlar onu, "Çok kıvrak zekâlıydı, çalışkandı, hitabeti çok iyiydi, ağır adamdı, dava adamıydı Baki hoca" diye anlatıyor.
Evet, dava adamıydı Baki hoca.
Bugün İcmal gençliği; onu, rahmetli Ali Gedik hocayı, Lütfullah Dereci abiyi, Hüseyin Engin Çamurdan abiyi ve daha nicelerini örnek alıyor.
Bugün icmal gençliği bu büyük insanların ortak paydası olan Prof. Dr. Haydar Baş'ı örnek alıyor.
'Divan' adlı köşesinde yıllarca, çok önemli yazılar kaleme alan Baki hoca, siyasetin ve politikanın tam içinde olduğu halde sık sık tasavvufi ölçüler verdiği yazılarda yazmaktan geri kalmamıştır.
Pratik zekasını ve sosyal kabiliyetini anladığım en güzel örneklerden birini sizinle paylaşmak isterim. Yıl 2001, yer İstanbul Çağlayan. Bağımsız Türkiye Partisinin 'Ermeni Soykırımını Red Mitingi' var. Her partinin zaman zaman yaşadığı bir problem olan programdaki sıkışıklık yüzünden konuşmacılardan kısa sürede konuşmaları isteniyor. Rahmetli Baki hoca da çıkıp İstiklal Marşımızın iki kıtasını okuyor ve bitiriyor. Hem anlatacağını anlatıyor. Hem de soykırıma verilecek cevabın çoktan verildiği mesajını veriyor.
Hayatı boyunca dava bilinci ile yaşayan ve Allah rızası için, son nefesi için koşturan Baki hoca'ya Allah'tan rahmet diliyor ve onun çok sevdiğim, hayat ölçüsü veren sözlerinden biriyle bitirmek istiyorum: "Bütün hesabını büyük hesaba göre yap. Unutma dünya bir nefestir..."
Ali Haydar Bektaş / diğer yazıları
- Süleymani’nin ardından / 10.01.2020
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018