Toplumun nabzını ölçmek, hadiselere milletin bakışını tahlil edebilmek için arada bir çeşitli toplu taşıma araçlarını tercih ederim. Bazen halk otobüsüyle, bazen dolmuşla, seyahat ederim. İnsan ibret nazarıyla hadiselere baktığı zaman bazıları için sıradan olan hadiselerde inanılmaz manzaralarla karşılaşır, yeni ufuklar, orijinal tespitler meydana çıkar. Burada asıl olan bakış açısıdır. Birkaç manzara aktararak toplumun geldiği seviyeyi birlikte tahlil edelim. Dolmuşta yolculuk yaparken yanıma oturan yaşlı ve olgun bir beyefendiyle önce selamlaşıyoruz. Hoş beş edince kendisinin eğitim camiasına emek veren emekli bir öğretmen olduğunu öğreniyoruz.Dolmuşta önceden binmiş bir annenin çocuğu, sürekli yer değiştiriyor. Dolmuşçu sesleniyor; "Lütfen ücretsiz çocuklarınızı yanınıza alın, yeni binenlere yer verin." Anne çocuğu oradan kaldırıyor, başka yere oturtuyor, çocuk hırçın bir vaziyette, başka yere oturuyor, dolmuşa yeni binen yaşlı, kadın erkek, kim olursa olsun 6-7 yaşlarında küçük bir çocuk olmasına rağmen o kadar kurnazca davranıyor ki başkalarıyla göz göze gelmemek için gözünü kaçırıyor, kimseye yer vermiyor, anne onu ikaz bile etme lüzumunu görmüyor. Başlıyor bizim öğretmen şikayete; "eskiden büyük küçük vardı, saygı vardı. Bakıyor musunuz beyefendi şu manzaraya şu çocuğun haline ne kadar da haylaz. Ama siz bu manzaraya bakmayın aslında toplum maşallah çok iyi yerlere geldi. Camiler namaz kılan gençlerle dolup taşıyor. Bundan 40 sene önce ben yeni öğretmendim, camiye gittiğimde maşallah kravatlı bir adam camiye gelmiş diye ihtiyarlar bana gıpta ile bakarlardı. Ama şimdi toplum daha dindar, daha iyi bir vaziyet aldı. Çığ gibi gençlik geliyor ki inşallah gelecek daha iyi olacak" dedi? Önce kısa süren bir suskunluk geçirdim ve başladım konuşmaya; "bakın sayın hocam, eğitimci olduğunuzu söylediniz. Ben sizden daha farklı bir bakış açısı sergilemenizi beklerdim. Ben sizin bu tespitlerinize katılmıyorum. Sizin tespitlerinizin aksine ben bu toplumda ne İslamlaşma adına, ne güzel ahlak adına bir iyileşme göremiyorum. Aramızdaki bu fark sadece bakış açısıyla alakalıdır. Bakınız ben size bir tablo ortaya koymaya çalışayım. Benim tespitlerim de bir eğitimci ve bir gazeteci gözlüğüyle olacak?Sayın hocam sizin gençlik yıllarınıza rastlayan bundan 40-50 sene önceki toplumun dindar genç sayısı ile bugünün dindar genç sayısını o zamanki nüfus ile bu günkü nüfus arasında kıyaslama yaptığınızda, arada çok da uçurumlar olmadığını göreceksiniz. Bugün camileri dolduran gençlerin idealleriyle sizin zamanınızın gençlerinin ideallerini kıyasladığınızda; dünün ve bugünün sigara, alkol, uyuşturucu kullanma oranı ve yaşına baktığınızda; fuhuş, boşanma, adam öldürme, gasp, soygun, organize suçlar, çeteleşme, teröre bulaşma oranına baktığınızda; milli tarih ve aidiyet şuurunun seviyesine baktığınızda; Allah aşkına nasıl bugünü dünden iyi görebiliyorsunuz. Görünen bir iyileşme, çoğalma ve büyüme var gibi görünse de içine bakınca ne kadar sağlıksız ve içi boş bir büyüme olduğunu görürsünüz. Bu dinde de ahlakta da ekonomide de böyledir. Yapılacak şey sadece olaylara daha duyarlı ve daha akılcı bakmaktır. Bilmem tespitlerime ne kadar katıldınız" deyince?Sayın emekli öğretmen samimi bir şekilde; "ben olaylara bu açıdan bakmamıştım. Aslında siz yerden göğe kadar haklısınız. İtiraf etmek gerekirse biz böyle görmek istediğimizden olsa gerek ki bakarken bu açıdan bakıyoruz." Bence Sayın öğretmen beyin bu son sözü toplumun genel hastalığını da ortaya koymaya yetmektedir. Yani bakmak istediğiniz gibi görmek. Bu bakış devekuşu mantığıdır. Deve kuşu, saklanmak istediği zaman sadece başını kuma gömer, vücudunu saklamayı akıl edemezmiş. O kendini sakladığını zannetse de gerçeklerin saklanması mümkün değildir. Bu bakış sadece büyük bir aldanışın habercisidir. Bakış açınızı sorgulamaya var mısınız?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Söz, özün tercümanıdır / 12.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025
- Allah’tan korkan aldatmaz / 08.05.2025
- Hüseyin Baş ‘devletin adaleti vücudun ruhu gibidir’ diyor / 07.05.2025
- Erkek deveye dişi diyenler her yerde varlar / 06.05.2025
- Namazdaki huşu namazın dışında yakalanır / 05.05.2025
- Namazdaki huşu ile alakalı kıssalar / 04.05.2025
- Türkiye Cumhuriyeti’ni ideal Türk gençleri koruyacak ve yüceltecektir / 03.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025
- Allah’tan korkan aldatmaz / 08.05.2025
- Hüseyin Baş ‘devletin adaleti vücudun ruhu gibidir’ diyor / 07.05.2025
- Erkek deveye dişi diyenler her yerde varlar / 06.05.2025
- Namazdaki huşu namazın dışında yakalanır / 05.05.2025
- Namazdaki huşu ile alakalı kıssalar / 04.05.2025
- Türkiye Cumhuriyeti’ni ideal Türk gençleri koruyacak ve yüceltecektir / 03.05.2025