Kardeşim! Bize FETÖ'cüler darbe yaptıysa takip edip FETÖ'ye, onu da takip edip ABD'ye varmamız gerek.
Mücadeleyi, bir pehlivanın bir bacağıyla dövüşerek değil, topyekûn pehlivanı karşıya alarak yapmak gerek.
FETÖ'nün arkasında ABD'nin olduğu, bizi şaşırtıyor mu? Yani bu, "bilinmedik bir bilgi" mi? Değil!
E o zaman, ABD'nin bizi muhatap ettiği kanlı ve kirli yüzüyle, işgalci, zalim ve kana batık bir halde duran emperyalizmiyle, kapitalizmiyle mücadele etmemiz gerekli.
Ve kalbi bu uğurlarda atan, bu bizim aleyhimizde olan düşler uğruna atan piyonlar mücadele etmemiz gerekli.
Acilen kavramamız lazımdır: Kaç bin FETÖ'cü hapse tıkmakla mesele çözülmüyor.
Bu çarpık zihniyetin temelinde duran rahatsızlığı çözmemiz önemli.
Yani, bize kast eden FETÖ'nün arkasındaki güçlerle hakiki bir mücadelenin yanısıra, komşumuzu, akrabamızı bu çarpık eylemlere sürüyen yamuk düşünceyi de fark etmemiz, onunla da mücadele içerisine girmemiz lazım.
Neydi, Gülencileri, "Terör örgütü" statüsüne getiren şey?
Besbelli ortada değil mi: Amerikancılık!
Amerikancı her hocanın, bir gün terörist, bir gün tefeci olması doğaldır!
Ve, her "Amerikasız olmaz" söyleyişi, dün FETÖ postuna bürünen gerçek tehlikenin bir başka perdeden sunulmuş halinden başkaca bir şey değil.
O yüzden, "FETÖ'yle değil FETÖ'cüyle mücadele etmiş" olmamak için, yapılması gereken, Amerikancılık ve ABD'nin bize kanlı kanlı baktığı kirli yüzü olan kapitalizm ve emperyalizmle mücadele etmektir.
Yıllardan beri dolar üzerinden faizli borç alarak, bunun karşılığı basma ahmaklığına düştüğümüz paramızı; olması gerektiği gibi borçsuz harçsız, millet emeği karşısında basmaktır.
Değil mi ki üstü ve zemini bizim olan vatanın altı da bizimdir, öyleyse, yıllar yılı süregelen maden peşkeşini sonlandırmaktır.
Yani bataklık misali duran bu çarpık zihniyeti ve esareti tamamen ortadan kaldırmaktır. Yoksa, bataklık bakiyken, sinek fani olmaz!
Ve daha nice darbeleri yaşamamak için, Amerikancı oncu buncu kabul etmeyerek, yalnız bu milletin adamı olan, ve hürriyeti bize kazandırabilecek yegâne lider mesabesinde, ortada besbelli, aşikar ve apaydınlık ışıyan Prof. Dr. Haydar Baş'ı görmektir.
Yoksa bir askerle darbe yeriz, bir bölünmeyle, bir gün de Allah korur mu bilmem ama benzeri nice tehlikeyle, bu böylece biline!..
Mücadeleyi, bir pehlivanın bir bacağıyla dövüşerek değil, topyekûn pehlivanı karşıya alarak yapmak gerek.
FETÖ'nün arkasında ABD'nin olduğu, bizi şaşırtıyor mu? Yani bu, "bilinmedik bir bilgi" mi? Değil!
E o zaman, ABD'nin bizi muhatap ettiği kanlı ve kirli yüzüyle, işgalci, zalim ve kana batık bir halde duran emperyalizmiyle, kapitalizmiyle mücadele etmemiz gerekli.
Ve kalbi bu uğurlarda atan, bu bizim aleyhimizde olan düşler uğruna atan piyonlar mücadele etmemiz gerekli.
Acilen kavramamız lazımdır: Kaç bin FETÖ'cü hapse tıkmakla mesele çözülmüyor.
Bu çarpık zihniyetin temelinde duran rahatsızlığı çözmemiz önemli.
Yani, bize kast eden FETÖ'nün arkasındaki güçlerle hakiki bir mücadelenin yanısıra, komşumuzu, akrabamızı bu çarpık eylemlere sürüyen yamuk düşünceyi de fark etmemiz, onunla da mücadele içerisine girmemiz lazım.
Neydi, Gülencileri, "Terör örgütü" statüsüne getiren şey?
Besbelli ortada değil mi: Amerikancılık!
Amerikancı her hocanın, bir gün terörist, bir gün tefeci olması doğaldır!
Ve, her "Amerikasız olmaz" söyleyişi, dün FETÖ postuna bürünen gerçek tehlikenin bir başka perdeden sunulmuş halinden başkaca bir şey değil.
O yüzden, "FETÖ'yle değil FETÖ'cüyle mücadele etmiş" olmamak için, yapılması gereken, Amerikancılık ve ABD'nin bize kanlı kanlı baktığı kirli yüzü olan kapitalizm ve emperyalizmle mücadele etmektir.
Yıllardan beri dolar üzerinden faizli borç alarak, bunun karşılığı basma ahmaklığına düştüğümüz paramızı; olması gerektiği gibi borçsuz harçsız, millet emeği karşısında basmaktır.
Değil mi ki üstü ve zemini bizim olan vatanın altı da bizimdir, öyleyse, yıllar yılı süregelen maden peşkeşini sonlandırmaktır.
Yani bataklık misali duran bu çarpık zihniyeti ve esareti tamamen ortadan kaldırmaktır. Yoksa, bataklık bakiyken, sinek fani olmaz!
Ve daha nice darbeleri yaşamamak için, Amerikancı oncu buncu kabul etmeyerek, yalnız bu milletin adamı olan, ve hürriyeti bize kazandırabilecek yegâne lider mesabesinde, ortada besbelli, aşikar ve apaydınlık ışıyan Prof. Dr. Haydar Baş'ı görmektir.
Yoksa bir askerle darbe yeriz, bir bölünmeyle, bir gün de Allah korur mu bilmem ama benzeri nice tehlikeyle, bu böylece biline!..
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018