Batı'nın çıkmazı "fetret" değil, İslam'a beslediği kin ve nefrettir

Piyasalarda dolaşan bir yalan var; Batı dünyası/Hıristiyan alemi İslam'dan habersizdir.İslam'ın evrensel mesajı bu insanlara ulaşmamıştır. Ulaşmadığı için de Müslüman olmaları şart değildir.İnsanlık tarihinin en büyük yalanı bu olsa gerek.Baştan belirteyim;Batı dünyası, ama özellikle de ruhban ve urban sınıfı İslam'ı çok çok iyi biliyor. Hele de şu "mezbahaneler arası dolaşan kedi misali ekran ekran dolaşan teologlardan" çok daha iyi biliyor.Belki şunu da eklememiz gerekir ki, Batı, İslam'ı iman etmek için değil de, iman etmek isteyenleri caydırmak için öğrenmiştir.Oryantalizm de bir manada bu olsa gerektir.Özellikle Hz. Peygamber'e (as), O'nun hadis-i şeriflerine ve yine O'nun kutlu sahabesine olmadık iftiraları yakıştıran Batı dünyasının fetret devrini yaşadığını savunmak, Hıristiyanlığı ve onun bugünkü müntesiplerini "hak/meşru" ilan etmektir. Dikkatlice incelendiğinde görülecektir ki, bu "fetret devri" iddiasının savunucuları, bunu görev olarak üstelenmiş kimseledir.Bir yandan bu yalanı meccanen taşıyanlar, diğer yandan da, içinde Katolik dünyasının ruhani lider "Papa cenaplarının(!)" da bulunduğu yığınla papazın ve hahamın aslında birer "gizli Müslüman" olduğunu savunmalarını ne ile izah edeceğiz.Garabete bakın!Kurtuluş için Hıristiyan olmayı bile yeterli bulmayıp, ille de Katolik olmayı şart koşan Papa ve onun şürekası, meğer gizli Müslüman'mış.Tabi bunu kabul ettiğimiz zaman şunu da peşinen kabul etmemiz geremez mi; "gizli Müslüman" varsa "gizli Hıristiyanlar" da vardır.Değil mi ki, "gizlilik" kaçınılmaz oldu...İletişim çağını en çılgın yaşadığımız bir dönemde İslam'dan 7 asır önce gelmiş bir dini/Hıristiyanlığı ve o dinin öğretilerini/muharref İncil'i, hiçbir tartışmaya müsaade etmeyecek inanışta bilenler, ne tuhaf, o dinden 7 asır daha bu zamana yakın, daha çağdaş bir dinden/İslam'dan, o dinin peygamberinden/Hz. Muhammed'den (as) ve O'nun evrensel, yani "kaffeten linnas"/bütün insanlığa gönderilmiş öğretilerinden habersiz oluyor.Peh, peh, peh, beri gelsin ebleh.Affınıza sığınarak yazayım, ABD'den 12 saat uzakta yaşayan benim gibi 65 milyon insan, Monicha'nın bay zampara Clinton'la yaşadıklarının en ince ayrıntısını biliyor, ama Batı dünyası İslam'dan, onun evrensel mesajından habersiz oluyor. Hem de 14 asırdır.Vak, vak, vak, inanan ahmak.Peki "hocaefendi" Papa'ya sunduğu mektupta; "İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak Müslümanlardır" (Malum mektuptan) dediğinde Papa da kendisine; "İslam mı dediniz o ne ki? Bir marka mı yoksa parka mı? Ayyy Tanrı çarpsın ki ilk kez sizden duyuyorum İslam diye bir şey" dedi mi? Hani, İslam'dan "fetret derecesinde" habersizdi ya...Şu ifadelere bir bakar mısınız?:"...Hocaefendi bu değerlendirmeden yola çıkarak şu endişesini de dile getirir." Mahşerde Rabbim onlara (kitap ehline) sorduğunda; "Neden Hz. Muhammed'i kabul etmediniz? Neden o güneşe kapalı kaldınız? ....dediğinde, ya onlar da şöyle derse; "Rabbimiz; Yeryüzünde Müslüman olduğunu söyleyen insanlar vardı, ama o insanlar bize Hz. Muhammed'e ait güzellik ve özellikleri layık olduğu şekilde yansıtmadılar. Biz o güneşi görseydik ona koşacaktık, ama o güneşi birileri bize mum gibi gösterdi ve onların şahsında o güneşi mum sandık ve koşmadık derse," der Hocaefendi, hüzünlü ve kederli bir ses tonuyla şöyle iç yakan şu sözleri ilave eder: "O gün bizim halimiz nasıl olacak" (Mehmet Emin Erdoğan, Yeni Ufuk) Bu kadar zırva bir yaklaşım olur mu?Bu söyleyen adam bir başka eserinde de bir imamdan bahseder.İmam vaazında cemaate Allah'ın yüceliğini, alâ külli şey'in kadîr/her şeye gücünün yettiğini anlatır.Cemaat içinde hahamlar ve papazlar da var. İmam sorara; öyle değil mi papaz/haham efendi?Papaz/haham ikisi bir ağızdan cevap verir:- Amenna hocaefendi.Bir başka gün hoca Hz. Peygamber'in yüceliğini anlatmaya başlayınca, papaz/haham itiraz eder:- İtikadımızı bozma hoca efendi.Prizma II isimli eserinde bunu anlatan "hocaefendi" devamla; buradan da anlıyoruz ki, olur olmaz her yerde Hz. Muhammed'i anlatmayacağız diye de ekler.Peki bu ifadeyle yukarıdaki serzeniş(!) en ehven ifadeyle çelişmiyor mu sizce?Hem anlatamadık deyip ühüüü diye ağlayacaksınız, hem de bir papaz/haham masalıyla "her zaman anlatmayacağız" diyeceksiniz.Peki Hz. Muhammed (as) Muaz b. Cebel'i Ehl-i Kitap olan Yemen halkına gönderirken; "Ya Muaz! Yemen halkı Ehl-i Kitap'tır onlara benden şimdilik bahsetme, daha sonra bahsedersin" diye bir şey dedi mi?Demedi. Aksine; oraya varır varmaz onları: "Allah'tan başka ilah olmadığına benim de O'nun kulu ve resulü olduğuma şahadet getirmeye çağır, bunu kabul ederlerse onlara İslam'ın diğer emirlerini anlatırsın" demişti.Kaç asırdır O Yüce Peygamberin "taaddüt/çok evlilik" meselesi hakkında her türlü iğrençliği dillerine dolayan Batı dünyası meğer "fetret derecesinde" O'ndan ve O'nun getirdiği dinden haberi olmuyormuş.İnsan söylemeden edemiyor, Batı dünyası Hz. Peygamberin (as) erkekliğinin gücüne ayırdığı zamanın yarısını getirdiği dini öğrenmeye ayırsaydı ya.Müslüman'ın en hassas olduğu değerlerden namusuna dil uzatanlar, aynı ruhban anlayışının uzantısı değil mi sanki!En az bunun kadar bir başka yalan daha var. O da topyekün Batı dünyasında 11 Eylül sonrası İslam'a karşı uyanan merak. İkincisi birincisinin tamamlayıcısı.Hemen her fırsatta bir kaşık suda boğmaya çalıştıkları İslam'ın ne olduğuna merak sarmış Batı dünyası.Neden sonra?İslam'ın ve Müslümanların zerre bir dahli olmadığı 11 Eylül saldırısından sonra.Aslında bu manevra, bu saldırının İslam'a maledilme gayretlerinin bir sonucu.Batı dünyası koro halinde Müslümanlara sesleniyor; Siz her ne kadar yok derseniz deyin, bu sizin işiniz. Size bu denli büyük bir saldırıyı yaptıran inancı biz merak ettik ve araştırmaya karar verdik. İşte söylenmek istenen bu.Bundan böyle İslam'ı eki moda "tebliğ" tarzıyla anlatmayacağız.Bombalama şeklinde olacak İslam'ın insanlığa ulaştırılması, tebliği.Bir ülkeye İslamî hakikatleri mi götürmeyi düşünüyorsunuz?Öyle Horasan erenleri göndermek yok artık o ülkeye. Yollayacaksınız oraya iki terörist, bombalayacaklar önemli bir iki yeri. Ve ve ve, yesin beynini güze, insan değil sanki düve.Bombalama sonrası yöre halkı hemen merak salacak o teröristin dinine ve toptan Müslüman olacaklar.Buna benzer bir haber deBasınımızın yüz akı,Her sene isim değiştirmek en büyük merakı,Bir gazetede de çıkmıştı.Ünlü Fransız papa bilmem kim 11 Eylül saldırısı sonrası gitmiş kitapçıdan bir Kur'an-ı Kerim satın almış."Niye?" diye sormuşlar papaz efendiye, şu cevabı vermiş:"Böylesi büyük bir saldırıyı inananına yaptıran bir dini merak ettim, araştırmaya karar verdim."Aman ya Rabbî!Tepki almayacağını bilse, birileri o malum gazeteyi seccade yapacak.Dine olan büyük yardımından dolayı(!) tabii ki.Evet bir dönem İslam'dan habersiz(!) batıya İslam'ı taşımak için her programına haham, papaz davet edenler, yeni bir masal icat etti;Batı 11 Eylül sonrası İslam'a merak salmış.Bazı İslam alimlerinin sergiledikleri "fetret devri" yaklaşımları yaşadıkları çağın şartları icabı bir ölçüde makul görünse bile, bugün için bir kıymet-i harbiyesi yoktur.Hele de İslam'ın kendi müntesiplerince boğulmaya çalışıldığı bir çağda."Diyalog" sürecinde bu ve benzeri konularda referans gösterilen Said-i Nursi'nin "fetret devri" yaklaşımına benzer bir başka yaklaşımı da şu ifadesi değil mi;"İslam dünyasına küfr-ü mutlak (yani ateizm, bir başka ifadeyle komünizm) hücum ediyor. Böyle bir zamanda Müslümanlar Hıristiyanlarla ittifak (ifadeye dikkat; diyalog değil ittifak) yapmalılar." Adına izafe edilen risalelerin 8 ayrı yerinde bu ifadeyi kullanan Said-i Nursi'nin bu sözünün söylendiği zaman bir değeri olsa bile, (ki, bana göre yoktur. Çünkü küfür küfürdür, ister ateizm olsun, ister başka şey) bu sözün günümüz için hiçbir değeri yoktur.Niye?Çünkü günümüzde İslam dünyası "mutlak küfür" ateizm/komünizm tehlikesiyle karşı karşıya değil, aksine bugün İslam dünyası bir haçlı saldırısıyla karşı karşıyadır. Hatta saldırı falan da değil, fiili bir işgal, katliam, tecavüz ve vahşet durumu var.Eğer birileri hala "küfr-ü mutlak" mavalından dem vuruyorsa, o zaman rahatlıkla o birilerinin, bugün Afganistan'da ve Irak'ta yapılanları, yarın da sırada olan diğer İslam ülkelerinin başına gelecekleri şimdiden tasvip ettiği anlaşılır.Maalesef bu dediğimi çeşitli şekilde ihsas da ediyorlar.Baştan sona; "Irak işgali bir haçlı işgali değil, bu olsa olsa Bush'un ihtirasıdır" muhtevalı kitap çıkaranların başka ne niyeti olabilir?Hele de Irak'ta 40 haçlı ülkesinin katliam yaptığı bir zamanda bunu yapmak.Batı'nın derdi fetret değil, Batı'nın derdi İslam'dan nefret derdidir.Bunu da her fırsatta dile getiriyorlar.