Lütfullah ÖNDERAnadolu'da çokça kullanılan bu tabiri ifade etmeden Başbakan Erdoğan'nın Dersim açıklaması ve devlet adına özür dilemesini değerlendirmek mümkün değil. Ortadoğu'da Türkiye'nin üstlendiği görev penceresinden olaylara bakıp başbakan Erdoğan'nın bu sürpriz çıkışını biraz irdelersek fotoğrafı daha net okuyabiliriz. Büyük Ortadoğu Projesi; 22 İslam ülkesinin sınırlarını değiştirecek,Ortadoğu'yu yeniden yapılandıracak bir proje. Başbakan Erdoğan, kendi ifadesi ile bu projenin eş başkanı. Bu projede aldığı görev nedeniyle olacak ki, Başbakan Ortadoğu'da gelişen her bir olaya çok duyarlı davranıyor, gerek gördüğünde askeri müdahalelere katılıyor, "askeri müdahlede geciktiniz" diyerek Avrupa devletlerini azarlıyor. Erdoğan eş başkanlık işini tüm görevlerinin üstünde tutuyor gibi gözüküyor. BOP'un şimdiki hedefinin İran ve Suriye olduğu, sağır sultan tarafından bile duyulmuş bir konudur. İki ülkenin de kolay lokma olmadığı herkesin malumudur. Bu nedenle bu projenin as başkanları, projeyi hazırlayanlar Suriye'de Alevi-Sünni çatışmasını körüklemeye çalışıyorlar. Aklı başında olan Suriyeli Müslümanlar, "Biz Ehl-i Beyt aşığıyız. Alevimizin de Sünnimizin de en büyük ortak paydası Ehl-i Beyt'tir" diyerek oyunu büyük oranda bozmayı başardılar. Batı BM adına ya da NATO adına Suriye'ye müdahale edemiyor çünkü, Çin ve Rusya engeli var. Tabi bir de Batının gözü kesmiyor, Suriye Libya'ya benzemez, arkasında İran var. Bu nedenle iş Türkiye'ye ihale edilmiş durumda. Sürekli eş başkana baskı var. Bu arada Suriye ile Türkiye'nin arasını açacak, Türkiye'de Suriye aleyhine kamuoyu oluşturacak her türlü provakasyon ve dezenformasyon teknikleri kullanılıyor. Batı üzerinden ülkemize servis edilen Suriye ile ilgili yalan haberler, Büyükelçiliğe saldırı, Suriye'nin PKK'yı desteklediği iddiaları bunlardan sadece birkaçı. Şimdi de Suriye'de ateşleyip tüm Ortadoğu'ya yayılmak istenen Şia-Sünni ayrılığının derinleştirilmesi süreci başlıyor gibi görünüyor. Bu iş için en etkili metod eski yaraların kaşınması.Bir tarafta Şia'nın sapık olduğunu, Müslüman olmadıklarını ilan edip kulaktan kulağa fetva yayan cemaatler, diğer taraftan Alevilerin acılarını tazeleyip dökülen kanları gündeme getiren başbakan. Bir taraftan İsrail'i koruma maksatlı İran'a karşı kurulan füze rampaları, diğer taraftan Suriye'ye askeri müdahaleden bahseden başbakan. Sizce tüm bunlar normal mi ve tesadüf olabilir mi? Bayram değil seyran değil Başbakan bu açıklamayı niye yaptı sizce?Dersim açıklamasına bir de bu zaviyeden bakın derim?
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012