Kurban Bayramı'nı henüz geçtiğimiz hafta eda etmişken önümüzde bir kutlu bayram daha olduğunu görmek insana mutluluk veriyor. Bu bayram yani 30 Ağustos Zafer Bayramı getirdiği sevinçle kalmayıp, gurur ve huzur duygularını da içimizde yaşatan bir bayram.
Bu yazıda özellikle Türk gençliğinin yani bizlerin dikkatini çekmek istediğim bir nokta var:
Bayram nasıl kutlanır?
Bugün dini bayramlarımızdan haricen kutladığımız ve birçoğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün armağanı olan milli bayramlarımız mevcut. 29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs... Liste uzun, sırada ise 30 Ağustos var.
Tabii var olmasına var ama ortada bayramın hakkını veren bir gençlik yok. Bayram demek, oyunlar oynamak, eğlenmek, tüm dünyaya bunu hatırlatmak demek değil midir? Bayramda bayraklar elimizde, marşlar dilimizde olmamız gerekmez mi? Bugün yeni yıl adı altında noel bayramı ile iç içe yapılan kutlamalar Türk gençliği için normalleştirilmişken, bizim tarihimizden çıkmış ve bugüne gelmemizi sağlamış bir günü anmak ise bazı insanlara "çok" geliyor.
Tv kanallarının yayınlarında ve bazı evlerin balkonlarında bayrak, kimi gazetelerde ufak bir köşe veya söz, bir iki yürüyüş hooooop bitti. Böyle ulu günleri basitçe geçiştirmek Yakışıyor mu? Üstelik kutladığımız şey öyle basit bir şey de değildir.
Bildiğiniz üzere 30 Ağustos Zafer Bayramı, Kurtuluş Savaşı'nın son askeri mücadelesi olan Büyük Taarruz zaferinin yâd edilmesidir.
Böyle bir günde sokaklara dökülmeli, bir ve beraber olmalıyız. Horon bilen horon, zeybek bilen zeybek oynamalı, halay bilen de halay çekmeli böyle günlerde. Davullar zurnalar inletmeli yurdun her bir köşesini. Milletimizin ekonomik olarak bir "savaşın" içinde olduğunu düşünecek olursak, özellikle bu zamanda dünyaya böyle bir mesaj vermek yerinde olacaktır.
Bu konuda yani "bayram nasıl kutlanır?" konusunda tecrübeli ve örnek alınması gereken bir kitle varsa o da İcmal Gençliğidir. Öyle ki her bayramda bu saydıklarımı fazlasıyla yapar ve tarihi yâd eder.
Buradan tüm Türk gençliğine sesleniyorum: Eğer anlamadığınız, takıldığınız bir nokta veya bayramı kutlayacak birini bulamama durumunuz varsa hemen bir İcmal gencine ulaşın. Bayramın nasıl coşkuyla karşılandığına şahit olacaksınız.
Son olarak; Türk gençliği demek milli ve dini değerlerini bir bütün olarak benimseyen ve koruyan bir ordu demek ise; bendenizin, bir ferdi olarak bu orduya bir tavsiyem var:
Ordular ilk hedefimiz 30 Ağustos!
Bu yazıda özellikle Türk gençliğinin yani bizlerin dikkatini çekmek istediğim bir nokta var:
Bayram nasıl kutlanır?
Bugün dini bayramlarımızdan haricen kutladığımız ve birçoğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün armağanı olan milli bayramlarımız mevcut. 29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs... Liste uzun, sırada ise 30 Ağustos var.
Tabii var olmasına var ama ortada bayramın hakkını veren bir gençlik yok. Bayram demek, oyunlar oynamak, eğlenmek, tüm dünyaya bunu hatırlatmak demek değil midir? Bayramda bayraklar elimizde, marşlar dilimizde olmamız gerekmez mi? Bugün yeni yıl adı altında noel bayramı ile iç içe yapılan kutlamalar Türk gençliği için normalleştirilmişken, bizim tarihimizden çıkmış ve bugüne gelmemizi sağlamış bir günü anmak ise bazı insanlara "çok" geliyor.
Tv kanallarının yayınlarında ve bazı evlerin balkonlarında bayrak, kimi gazetelerde ufak bir köşe veya söz, bir iki yürüyüş hooooop bitti. Böyle ulu günleri basitçe geçiştirmek Yakışıyor mu? Üstelik kutladığımız şey öyle basit bir şey de değildir.
Bildiğiniz üzere 30 Ağustos Zafer Bayramı, Kurtuluş Savaşı'nın son askeri mücadelesi olan Büyük Taarruz zaferinin yâd edilmesidir.
Böyle bir günde sokaklara dökülmeli, bir ve beraber olmalıyız. Horon bilen horon, zeybek bilen zeybek oynamalı, halay bilen de halay çekmeli böyle günlerde. Davullar zurnalar inletmeli yurdun her bir köşesini. Milletimizin ekonomik olarak bir "savaşın" içinde olduğunu düşünecek olursak, özellikle bu zamanda dünyaya böyle bir mesaj vermek yerinde olacaktır.
Bu konuda yani "bayram nasıl kutlanır?" konusunda tecrübeli ve örnek alınması gereken bir kitle varsa o da İcmal Gençliğidir. Öyle ki her bayramda bu saydıklarımı fazlasıyla yapar ve tarihi yâd eder.
Buradan tüm Türk gençliğine sesleniyorum: Eğer anlamadığınız, takıldığınız bir nokta veya bayramı kutlayacak birini bulamama durumunuz varsa hemen bir İcmal gencine ulaşın. Bayramın nasıl coşkuyla karşılandığına şahit olacaksınız.
Son olarak; Türk gençliği demek milli ve dini değerlerini bir bütün olarak benimseyen ve koruyan bir ordu demek ise; bendenizin, bir ferdi olarak bu orduya bir tavsiyem var:
Ordular ilk hedefimiz 30 Ağustos!
Ali Haydar Bektaş / diğer yazıları
- Süleymani’nin ardından / 10.01.2020
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018