İktisat bir ilim midir, siyaset kurumu ne için var ki?
İnsan yaşamak için beslenmek, giyinmek, barınmak ve diğer insanlar ile ilişkilerinde adaletle muamele etmeye muhtaçtır ama tüm bunlardan önce kendi varlığını mümkün kılacağı, akli ve vicdani melekelerini geliştireceği, bir ömür birlikte yaşayacağı toplumu, kültürü ve inancı tecrübe edeceği bir kuruma şiddetle mecburdur!
Aile kurumu:
Ailenin toplum içindeki yerine ve önemine girmeyeceğim ama ekonomik açıdan sağlıklı bir aile yapısının önünde engel olarak gördüğüm bir noktaya değinmeye çalışacağım! Bu engelin ortadan kaldırılmasında hem ekonomik yeterlilik hem de kültürel yeterlilik birbirini tamamlayan iki önemli denge unsurudur.
Aile kurumunun oluşması ve korunması için özellikle gençler üzerinde kültürleme, eğitme ve öğretme faaliyetleri gerek bireysel gerek toplumsal gerekse kurumsal olarak nitelikli ve nicelikli bir yeterliliğe sahip olmalıdır! Bu meselenin kültürel yönüdür.
Bugün ülkemizde ekonomi kapitalizmin ilke ve düsturlarıyla yönetilmekte. Bu da demek oluyor ki, ülkemizde ve dünyada kapitalizm, kurmuş olduğu kendi sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik düzen ile varlığını devam ettiriyor! Bu manada ülkemizde milli bir ekonominin inşa edilmesi için mutlaka kapitalizmin kurmuş olduğu bu sosyo-kültürel düzenin yıkılması önceliği vardır!
Peki, bu düzen nasıl yıkılacak! İşte burada aile kurumu öne çıkmaktadır.
Aile kurumu hem kültürümüzde hem dinimizde çok önemli bir yere sahiptir. Aile kurumunun yıkılması yani çiftlerin boşanması için esasında çok önemli sebeplerin zuhur etmesi gerekirken bugün sudan sebeplerle aile kurumu dağılmakta, boşanmalar her geçen gün artmaktadır. Bu tam da kapitalizmin istediği şeydir!
Bu süreç toplumda üç sınıfın oluşmasına sebep olmuştur: 1. Bekârlar, 2. Evliler, 3. Dullar.
Ekonomide ya da iş dünyasında bu üç sınıfa aynı ölçüde kazanç getiren ekonomik imkânlar veya sorumluluklar yüklenmemelidir. Çünkü bu üç sınıfın topluma yararı ve zararı çok farklı sahalarda ve ölçülerde olmaktadır. Bu sebeple bu üç sınıfın birbiri arasında bir liyakat sıralamasına tabi tutulması, etki sınırlarının çok hassas ölçülerle çizilmesi ciddi önem arz etmektedir.
Ekonomi sahasında bu üç sınıf insana aynı ölçüde 'işçi' misyonu yükleyen kapitalizmin bu bilinçli bakışı, ekonomik olarak aileyi bitiren temel sebeptir. Bekâr, evli veya dul kapitalizm için fark etmiyor! O işgücü potansiyeline bakıyor. Ancak ekonomik manada sağlıklı bir aile ve toplum gözetme noktasında biz bu üç insana aynı gözle bakamayız, bakmamalıyız!
Bugün özellikle gençler aile kurma ahlakından ve sorumluluğundan ciddi manada uzaklaştı. Dul bayanlarda ise yeniden evlenenlerin sayısı her geçen gün azalıyor! Kadın erkek fark etmeksiniz henüz evlenmemiş veya tekrar evlenmek istemeyen bireyler ve toplumda hızla yayılan fuhuş kültürü! Sizce de burada bir sebep sonuç ilişkisi yok mu?
İstatistiklere göre ülkemizde kadınlarda ilk evlilik yaşı ortalaması 24,8 olurken, erkeklerde ise 27,8 olarak kayda geçmekte ki bu yaş ortalaması batı illerinde daha yüksektir. Esasında bu ortalamayı düşüren temel sebep özellikle doğu illerindeki evlilik yaşıdır! Hal böyle olunca zina kültürü de her geçen gün toplumda yayılmaktadır. Zinanın tek çözümü şüphesiz aile kurumudur.
O halde bu üç insan sınıfının ekonomideki yeri ve kazancı ne olmalıdır?
Kapitalizmin, işçinin niteliğinden ziyade emeğini ölçen ücret tarifesi kesinlikle adaletli değildir. Bu kural her konuda toplum ahlakını bozan önemli bir zaaftır!
Aile kurumunu kuracak ya da koruyacak en önemli adım kazançta bir sınıflandırmaya gitmek olacaktır! Kazancı belirlerken işin niteliği (bilgi, emek, tecrübe) kadar, çalışanın aile kurumu içindeki niteliği (anne, baba, çocuk) de hesaplanmalıdır.
Şöyle ki, çalışan anne ve babayı ele alalım, daha sonra şu sorulara cevap arayalım: Annenin çalışması onu aile kurumundan koparıyor mu? Özellikle çocuk bakıcı elinde veya dede nine yanında, anne şefkatinden mahrum büyüyor mu? Çiftler çocuk yapmak istiyor mu? İş ortamının sıkıntı ve stresi de eklenince karı koca birbirine karşı gerekli ilgiyi gerektiği kadar gösterebiliyor mu? Türk aile kurumu çöküyor mu? Acilen önlem alınmalı veya bu önlemler dillendirilmelidir!
O halde meseleyi ekonomik açıdan ele alırsak; evli olan anne ve babalar ile bekâr veya dul vatandaşlarımıza aynı asgari ücretin verilmesi, bekâr veya dul vatandaşlarımızın aile kurma kararını önemli şekilde etkilemekte ve şu soruyu gündeme getirmektedir: Evlilik ekonomik açıdan bana ne fayda sağlayacak?
O halde yapılan işin niteliği (bilgi, emek, tecrübe) aynı olsa dahi bekâra, evliye ve dul olana kazanç sınıflandırmasına gitmek, yapılan işin niteliği ve niceliği aynı olsa dahi farklı ücret tarifeleri uygulamak aile kurumunun oluşmasında veya korunmasında ekonominin etken sebep olacak şekilde kullanılmasını saylayacaktır.
- Küçülen insanı yüceltmek! / 09.04.2022
- Empati / 07.04.2022
- ‘Baba’ devlet! / 05.04.2022
- Her doğum bir tecellidir! / 01.04.2022
- Sözüm esnaf kesimine! / 28.01.2022
- İlm-i siyaset’te laiklik! / 18.09.2021
- Özgürlük mü esaret mi? / 11.09.2021
- Türk olun! / 12.06.2021
- İnsanı kazanmak! / 21.03.2021