'Ben iki şey için ağlıyorum'
İmam Hasan (a.s.) ölüm zamanı şöyle buyurdular: "Ben iki şey için ağlıyorum. Biri; kahredici, her şeyden haberdar ve güçlü olanın (ölümden sonraki çeşitli sıkıntılardan ve kıyamet günü ilahi adaletin karşısında durma) korkusu, diğeri ise dostlardan ayrılm
11.01.2015 00:00:00
İmam Hasan (a.s.)'ın ölüm zamanı gelince, İmam (a.s.)'ın ağladığını gördüler. Yanındakilerden bazıları, "Ey Resûlullah'ın oğlu! Neden ağlıyorsun? Oysa sen Hz. Peygamber'in oğlusun, Peygamber (s.a.a.) senin makamın hakkında çok sözler buyurmuştur, Medine'den Mekke'ye yirmi beş defa yaya olarak Allah'ın evinin ziyaretine gitmişsin ve üç defa bütün malını hatta ayakkabılarını bile Allah yolunda fakirlere vermişsin; bununla birlikte yine de ağlıyor musun? (Bu halinle dünyadan gitmene sevinmen gerekir).İmam (a.s.) cevaben şöyle buyurdular: "Ben iki şey için ağlıyorum. Biri; kahredici, her şeyden haberdar ve güçlü olanın (veya ölümden sonraki çeşitli sıkıntılardan ve kıyamet günü ilahi adaletin karşısında durma) korkusu, diğeri ise dostlardan ayrılmamdır." (Bihar, c.44, s.150; c.6, s.159).Hamran b. A'yen, İmam Muhammed Bâkır (a.s.)'ın huzuruna vararak bazı meseleler sordu. Cevabını aldıktan sonra, İmam (a.s.)'ın yanından ayrılmak istediğinde şöyle dedi: "Resûlullah'ın oğlu! Allah size uzun ömür versin ve beni sizin vücudunuzun bereketinden faydalandırsın. Sizin huzurunuza vardığımızda kalbimiz cilalanır, dünyayı unutuyoruz ve halkın zenginliği gözümüzde değersiz oluyor. Ama sizin huzurunuzdan ayrıldığımızda ve toplumun bireyleriyle temasa geçtiğimizde yine dünyaya yöneliyoruz."İmam (a.s.) şöyle buyurdular: "Bu, kalbin haletlerindendir. İnsanın kalbi bazen sertleşir, bazen de yumuşar. Peygamber'in (s.a.a.) ashabı bir vakit şöyle dediler: 'Ya Resûlallah! Biz münafık olmaktan korkuyoruz!"Peygamber (s.a.a.), 'Neden?' diye sordu.Cevaben şöyle dediler: 'Sizin huzurunuzda olduğumuzda bize öğüt verip bizi ahirete meyillendirip kalbimizde korku icat ediyorsunuz; öyle ki adeta gözümüzle cennet ve cehennemi görüyoruz. Ama Sizin huzurunuzdan ayrılıp evimize gittiğimizde, aile ve yaşantıyı gördüğümüzde, sahip olduğumuz haleti kaybediyoruz; sanki önceden asla böyle bir halete sahip değildik! Bu bizim durumumuzdur. Acaba bu halimizle (yani sizin huzurunuzda öyle, dışarıda ise böyle olmakla) biz münafık olmuyor muyuz?'Peygamber (s.a.a.), 'Hayır, öyle değildir. Çünkü sizin kalplerinizin bu şekilde değişmesi, şeytanın vesveselerindendir; o sizi dünyaya meyillendiriyor. Allah'a and olsun ki, eğer sürekli ilk halet üzere baki kalmış olursanız, melekler size el verir ve suyun üzerinde yürüyebilirsiniz' buyurdular." (Bihar, c.70, s.56).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.