Ben Anadolu'yum, bağrı yanık, bin bir derdin, bin bir çeşit acının yüreklerinde harman olduğu insanların yurdu…
Tarih boyunca kimleri gördüm, nelere, nasıl olaylara şahit oldum bilemezsiniz.
Bağrımda yatan, koynuma aldığım milyonlarca kadın ve erkek, canları pahasına, nice sevdiklerinin hasretiyle bu dünyayı terk etme pahasına, dişleriyle, tırnaklarıyla bana tutunmaya, bende kalmaya, bende ölmeye çalıştılar.
Dönem dönem, devir devir çok zor günler yaşadılar, çok çetin düşmanların saldırılarına maruz kaldılar, uzun yıllar boyunca aç kaldılar susuz kaldılar ama bende kalmaktan ve bende ölmekten başka şeyler düşünmediler.
Hayatın bütün zorluklarına, geçim şartlarının bütün ağırlığına rağmen yuva kurmaktan, gelecekte vatan müdafaasını kendilerine emanet edebilecekleri çocuklar yetiştirmekten asla geri durmadılar.
Türlü yokluklar, yoksulluklar ve zorluklar onların yaşama sevinçlerini ellerinden alamadı, evlenip çoluk-çocuğa karışmalarına, nice torunlarla beraber dal budak salmalarına mani olamadı.
Ben Anadolu'yum, bende her yaradan var.
Yaradan var yaradan var
Yeri göğü yaradan var
Değme tabip yarama
Bende her yaradan var.
Derken, 21. Yüzyılın hemen başlarında, idareyi, yönetimi, görünürde, görünüşte dindar geçinen bir kadro ele aldı.
Ne olduysa onların yönetime gelmesiyle oldu, aydan aya, yıldan yıla, sanki dağlar değişti, sular çekildi, ovalardan ve yaylalardan insanlar çekildi, üretimden ve hayvancılıktan insanların elleri çekildi, sanki toprak, asırlardan beridir cömertçe, bağrına dikilen, bağrına ekilen her tohumu kat kat fazlasıyla insanlara geri veren toprak sanki cimrileşti.
Daha düne kadar, dört bir tarafındaki komşularına canlı hayvan ihraç eden bu coğrafya, son yıllarda adı duyulmamış uzak uzak diyarlardan hem de kurbanlık hayvanlar ithal etmeye başladı.
Daha düne kadar, dünyanın dört bir yanına sebze ve meyvenin her çeşidini ve en kalitelisini ihraç eden bu ülke, son zamanlarda, son yıllarda sebze-meyve bir yana tahıl ithal etmeye başladı.
Asırlar boyunca, bütün zor şartlara rağmen, mutsuzluğu ve umutsuzluğu asla tatmamış ve tanımamış olan bu yurdun insanları, mutluluk endeksinde, dünya mutluluk sıralamasında en sonlarda yer almaya başladı.
Gelir dağılımındaki denge bozuldu, zenginle fakir arasındaki makas, makas olmaktan çıktı uçurumlara dönüştü, bir avuç mutlu azınlık vur patlasın çal oynasın havalarını yaşarken, nüfusun büyük çoğunluğu sefilliğin ve perişanlığın her türünü yaşamaya başladı.
Asırlardan beridir Anadolu'yu çoluk-çocukları ile torun-tosunları ile şenlendiren bu milletin yoksulluktan ötürü soyu kurumaya başladı, nüfusu yaşlanmaya başladı ve kalanlarda ise hızlı bir göç başladı.
Ne yaptılarsa, dindar görünümlü bu kadrolar yaptı, ne oldu ise bunların yönetime gelişinden sonra oldu.
Şimdilerde o ağıt dizeleri daha bir anlam kazanmaya başladı:
Yaradan var yaradan var
Yeri göğü yaradan var
Tabip sakın elleme
Bende her yaradan var…
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025