Ekonomik kalkınma ve gelişmenin temeli, bilim ve teknolojidir. Dünyaya baktığımız zaman gördüğümüz gerçek şudur: Bilim ve teknoloji üreten ve onu ekonomiye aktaran ülkeler kalkınmaktadır. Buluşlar ve yenileşme ekonomik kalkınmanın, gelişmenin, istihdam ve kaliteyi arttırmanın anahtarıdır. Başka bir deyişle ekonomik kalkınma ile teknolojik gelişme birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Sözün özü, bilim ve teknoloji üretmeden, sadece mal ve hizmet üreterek ekonomik kalkınma olmuyor ve ülke dışa bağımlılıktan kurtulmuyor.Bu gerçekten hareket eden Batı dünyası, bilim ve teknoloji üretimini tekeline almış ve bu yolla sömürü düzenini farklı bir şekilde sürdürmüştür. Bunu ilk gören ve ona göre strateji belirleyen ülke Japonya olmuştur. Japonya'nın bu yöndeki başarısı, diğer ülkelere de ilham vermiştir.Söz konusu ülkelerin en önemlilerinden biri Çin'dir. Çinli yöneticileri, Batı dünyası ile rekabet edebilmek için epeyce düşünmüş ve taşınmışlar, sonunda şu hükme varmışlar: Bilim ve teknolojiye büyük ölçekli yatırım yapar ve elde ettiğimiz sonuçları ekonomide kullanırsak, Batı dünyası ile rekabet edebiliriz. Nitekim öyle de yaptılar. Bir yandan fason mal üretirken, öte yandan bilim ve teknoloji için büyük oranda kaynak ayırdılar, araştırma geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarına hız verdiler. Çinliler, bütün bunların yanında bir şey daha yaptılar. Bilim ve teknoloji casusları yetiştirdiler. Çinli bilim ve teknoloji casusları, özellikle Amerikalıların birçok çalışmasını aşırdılar. Sonunda Amerikalılar şöyle demek zorunda kaldılar: "Biz yenilik için zamanımızı laboratuarlarda harcarken, Çinliler zamanını, bu yenilikleri çalmak için harcıyorlar." Öyle veya böyle Çinliler, bilim ve teknoloji alanında yoğun bir gayret içindeler.Çinliler, bu yöntemle ihracatta kölelik dönemini bitirip, efendilik dönemine geçeceklerini ifade ediyorlar. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çinli bir üst düzey yöneticiden öğrendiği bu gerçeği paylaşıyor ve şöyle diyor: "Türkiye için de artık ihracatta, üretimde kölelik dönemi bitmeli, artık efendilik dönemi başlamalı. Kölelik dönemiyle neyi ifade ediyoruz? Kölelik dönemi dediğimiz, başkasının reçetesiyle başkasının ürününü çok ciddi rekabet ortamında üretip, ihraç etmeye çalışmak. Yani fason üretim, başkasının malını sizin üretiyor olmanız. Efendilik nedir? Kendi markanızı, kendi ürününüzü, kendi teknolojinizi, kendi katma değerinizi yansıttığınız ürünleri üretiyor olmak." İyi de Sayın Babacan, bunlar lâfla olmuyor. Bunun gerçekleşmesi için bilim ve teknoloji üretimi için büyük ölçekli yatırım yapmak gerekiyor. Başka türlü yeni ürün, yeni marka üretemezsiniz ve söylenenler de ne kadar doğru olursa olsun, temenniden öteye gitmez.Başbakan Yardımcısı Ali Babacan gibi, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da aynı dertten yakınıyor. Diyor ki: "6 yıldır milli gelirde 10 bin dolara takıldık kaldık." Peki, bundan kurtulmak için ne yapmak lâzım? Yapılacak iş, bilim ve teknolojiye, araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine ağırlık vermek ve böylece teknolojisi üstün mallar üretmektir. İhracatta rekabet ancak ve ancak böyle gerçekleştirilebilir.Hâsılı Türkiye, Amerikalı Profesör Berry Eichengreen'in ekonomi literatürüne soktuğu 'Orta Gelir Tuzağı'na yakalanmıştır. Bundan çıkmak için Çin'den, Rusya'dan veya başka bir ülkeden örnek almaya gerek yok. O ülkeler, ekonomik sorunlarının çözümünü 'Milli Ekonomi Modeli'nde bulduklarını bangır bangır söylüyorlar. Buna rağmen, yöneticilerimizin başka yerlerde çözüm aramalarına bilmem ne demeli. En hafif ifadeyle "nasipsizlik ve böyle nasipsizliğe de pes doğrusu" diyelim.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018