Rusya, komünizmi denedi, kapitalizmi denedi. Baktı olmadı, tek çareyi Haydar Hoca'nın Milli Ekonomi Modeli'nde buldu. Yeniden süper güç oldu. Suriye'nin arkasında duran güç oldu. Amerika'ya kafa tuttu. Yıllardır Türk düşmanı diye bilinen Jirinovski bile Haydar Hoca'yla tanışınca ''Ne mutlu Türküm diyene!'' dedi. Çünkü bir Türk'ün nasıl dünyaya bedel olduğunu Haydar Hoca'nın şahsında bizzat gördü. Yunanistan seçimlerinin galibi Tsipras'ın partisi Syriza %2'lerde oy alan bir partiyken Haydar Hoca'nın Milli Ekonomi Modeli'ni programına alıp, seçim propagandasında kullanınca iktidar oldu. BRİCS ülkeleri ve toplamda 150 ülke Haydar Hoca'nın tezini kullanmaya başladılar. Yakında Fransa da kullanmaya başlarsa şaşırmayın. Bu tez Avrupa Birliği'nin de çöküşünü hızlandırdı. Ortak paranın yanlışlığını gösterdi. Artık değişmez kanun gibi görülen birçok şey tartışılır oldu. Avrupa Birliği'nin çöküşüyle birlikte Almanya'sından, İtalya'sına, hatta İngiltere'sine kadar bütün Avrupa ülkeleri de Haydar Hoca'nın kapısına gelmek zorunda kalacaklar. Çünkü kapitalizmle, birlikle falan bir yere varamayacaklarını hepsi anlamış durumda. E bizim hükümet üyeleri de eninde sonunda ülkeyi içine soktukları ekonomik bunalımın içinden çıkamayınca "N'olur gel de bizi düze çıkar'' diye yalvaracaklar Haydar Hoca'ya. Üniversiteye girmek isteyen gençler, ev hanımları, asgari ücretliler, evlenmek isteyenler, ev sahibi olmak isteyenler Haydar Hoca'nın Sosyal Devlet, Milli Devlet projelerini dinledikçe akın akın Haydar Hoca'nın safına geçiyorlar. Onları gerçekten her anlamda düşünen tek liderin Haydar Hoca olduğunu artık anladılar. Pensilvanya'da ikamet eden, iade edilmesi istenip de bir türlü başarılamayan, bu saatten sonra kendi isteğiyle de geri dönme ihtimali olmayan Fethullah Gülen bile ancak Haydar Hoca'ya gelir, tevbe ederse memleketine dönebilir. Bütün yaptığı yanlışlara, dinlerarası diyalog çalışmalarıyla insanımızın imanıyla oynamasına rağmen onu doğru yola sevk edecek, ülkesiyle barışmasına vesile olacak yegane insan olan Haydar Hoca'ya o da gelecek. Çünkü bu hayatın sonu var ve o da yaşı itibarıyla sona yaklaşıyor ve gurbet ellerde kendi kendine ölmek her insana zor gelir. "Şiilerin katli vaciptir, orada cihad vardır'' diyen sarıklı, cüppelilerin Haydar Hoca'ya gelmeleri daha da yakındır. Hatta "Bir insanı sırf Şiidir diye öldüremezsiniz, ne dediğine, ne yaptığına bakmak lazım" tarzı açıklamalarla yan çizmeye başladılar bile. E yavaş yavaş gittikleri yolun hak yol olmadığını da algılamaya başlayacaklar ve diyecekler ki: "Aman hocam, biz hata ettik, n'olur bizi de Ehl-i Beyt gemisine al da helak olmayalım.'' Bunu dedikten sonra da Haydar Hoca'dan şekle bürünmemiş, gönülde yaşanan İslam'ı öğrenmek isteyecekler ve onun kapısına gelecekler. Ehl-i Beyt soyundan olanlar zaten çoktan Haydar Hoca'cı oldular. Çünkü biliyorlar ve görüyorlar ki Haydar Hoca'dan başka kimse bugüne kadar Ehl-i Beyt'in hakkını böyle savunmadı bu ülkede. Kimse Ehl-i Beyt'le ilgili doğruları böyle ortaya koymadı. Üstelik Haydar Hoca bunu sadece ve sadece Allah rızası için, hiçbir menfaat, oy, iktidar kaygısı olmadan yaptı. Atatürkçüyüz diyenler de Haydar Hoca'nın kapısına gelecekler. Çünkü gerçek Atatürk'ü de ancak ondan öğrenebileceklerini görecekler. Diyecekler ki: "Biz bugüne kadar hep Atatürkçü geçindik ama ona atılan iftiraları, ailesine yapılan hakaretleri görmezden geldik. Bunları uyduranlara gerekli cevabı delilleriyle ortaya koyamadık. Atatürk'ü biz de anlamamışız. Doğrusunu sen bize öğret.'' Hatta birçoğu bunu demeye ve Haydar Hoca'ya yaptığı bu büyük hizmetten dolayı dua etmeye başladı bile. Kürt kardeşlerimiz, PKK yandaşı olsun ya da olmasın, kullanıldıklarını anladıklarında, Büyük İsrail için araç olarak görüldüklerinin farkına vardıklarında, "Haydar Hocam, sen yıllardır bunu söyledin, yazdın. Ama biz seni dinlemedik. Bize aş verecek de sensin, iş verecek de sensin. Bölgede güvenliği sağlayacak olan da sensin. Biz bu ülkenin evladıyız'' deyip, gelip Haydar Hoca'nın elini öpecekler. Haydar Baş Bey de bunu bildiği, kendine, projelerine ve bölge insanına güvendiği için "Ben terörü Ahmet Türk kardeşimle halledeceğim'' diye defaatle konuşmalarında söylemiyor mu?Haydar Hoca öyle bir insan ki hepimizin ona ihtiyacı var. Bu dünyamızı da mamur edecek olan o, öbür dünyamızı da mamur edecek olan o. Onun bize değil, bizim ona ihtiyacımız var. Maalesef dünya bu gerçeği bizden önce anladı. O zaman hadi artık, sıra bize gelmedi mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020