Bu kültürün, bu medeniyetin atmosferinde yetişip gelişen insan paylaşma hususunda o noktaya varmıştır ki ihtiyaç halinde bir limonu kırk kişiye pay edebilir.Eğer bir limon ilaç ise kırk hastanın derdine derman olabilir, yani bu medeniyetin insanı için; "ben şifa bulayım da eller ne olur olsun, ben karnımı doyurayım da eller ne yapar yapsın" anlayışı bâtıldır, geçersizdir.Zaten bu algı ve anlayış biçiminde "el" kavramı yoktur, yaratılıştan eşlik vardır, dinde kardeşlik vardır, hısım vardır, akraba vardır.Aşık Reyhani'nin "Bu dağda" adlı şiirinde yer alan; "Bir limon kırk cana yeter bu dağda" mısraını paylaşım açısından ele alırsak gerçekten taşıdığı derin manaları sayfalarca yazsak bitiremeyiz.Şiirin tamamını okuduğumuz zaman göreceğiz ki, evet paylaşıma, diyargamlığa ve fedakârlığa yer yer vurgular olmakla beraber daha çok bu coğrafyanın, bu bölgenin zor hayat şartlarını, imkansızlığını, kıt-kanaat geçimini anlatmaktadır.Şartlar o kadar çetindir, geçim imkanlarını o kadar sınırlıdır ki bu çilekeş insanlar çok zaman bir limonu kırk kişiye pay etmek zorunda kalmaktadırlar.Bu coğrafya, geniş ovalarına rağmen, zengin akarsularına rağmen, dört mevsimi doya doya yaşamasına rağmen, nice on yıllardır yönetime ehliyetli, becerikli ve milli bir kadro getirmediği için açlığa mahkum, yokluğa-yoksulluğa mahkum, insanı gurbetlere göçüyor hatta sert ikliminden dolayı kuşları da sıcak iklimlere göçüyor kala kala bir karga kalıyor kavakların tepesinde.Anadolu coğrafyasının, bu yer altı ve yer üstü kaynaklarının, bu genç kuşağın Milli Ekonomi Modeli ile buluştuğunu, onun mimarı Prof. Dr. Haydar Baş ile tam tanıştığını düşünüyorum da bu memlekette neler olmaz ki?İsterseniz bu anlamlı dörtlükleri rahmetli Reyhani'nin yanık sesinden de dinleyebilirsiniz:"Bir keçe bir kaval bir garip çobanYıllar geldi geçti yatar bu dağda.Gündüzü karanlık gecesi zindanNe zaman bir sabah atar bu dağda.Bu dağdan bir yolcu ermez menzileBu dağın derdi çok her günü çileGüz gelende kuşlar gider sahileYalınız bir karga öter bu dağda.Üstelik dağların kalkmıyor karıSenede bir aydır bütün baharıÇok zengindir bu dağların tüccarıSabır alır şükür satar bu dağda.Rüzgârlardır habercisi postasıAğlamaktır türkü ile bestesiEksik olmaz bu dağların hastasıBir limon kırk cana yeter bu dağda.Mebus bey gelmez ki bu dağda gezekBu manalı dağın sırrını çözekİki hisli taşla bir de yaş tezekNe yanar ne söner tüter bu dağda.Nedense bu dağlar kalmıyor karsızOvasında binalar var imarsızNef'i sürgün oldu Emrah mezarsızBir gün Reyhani de iter bu dağda."
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024