Akıl alacak gibi değil.
Bin şu kadar yıldan beri tevhid inancının bayraktarlığını yapmış bir milletin içinden günün birinde bir adam çıkıyor, hem de "imanı kurtarmak" iddiasıyla ortaya çıkıyor yazdığı saçmalıklarla Tevhidi tarumar ediyor, Kur'an'a muadil eserler yazdığını, hatta kendisine yazdırıldığını ileri sürüyor ve arkasına bir sürü evet bir "sürü cemaat" topluyor.
Akla, mantığa ve muhakemeye ziyan bir durum.
Söz konusu meczubun ardından bu sefer daha modern görünümlü, daha ağdalı cümleler kurabilen bir meczup daha çıkıyor, öncekine güya yazdırılan eserlerden ilham aldığını söylüyor, o deli saçmalarını kutsuyor ve kelimenin tam manasıyla yeni bir din uyduruyor ve ne yazık ki o da arkasına bir sürü cemaat topluyor.
Dünyanın her yerinde meczuplar, tedavi edilmeleri için ilgili doktorlara, ilgili kliniklere havale edilirken ne hikmetse bu topraklarda meczuplar "imam" ilan edilip öne sürülüyor ve arkasında toplumun her kesiminden cemaat oluşturuluyor.
Hekimlere havale edilmesi gereken meczubun arkasında bir sürü hekim?
Tedavi için hekimlere gönderilmesi gereken bir meczubun zebunları arasında bir sürü hekim, bir sürü hakim, bir sürü her meslekten sözde ilim adamı?
Hepsi bir tarafa da sayın ulu hocalara, ilahiyatçılara yirmi yıldan beri sorduğumuz soruları tekrar sormak isterim.
Ey ulu hocalar!
Söz konusu meczubun organizesinde tertip edilen meşhur Abant toplantılarının başını çeken ilahiyatçılar, sizler nasıl oldu da bu adamın "yeni bir din uydurduğunu" fark edemediniz?
Yıllar yılı bu adam, açıktan açığa, indirilen dine paralel olarak bir uydurulan din icad etti ve bu "uydurulan dinin" pazarlanmasında da sizleri tepe tepe kullandı ve ne yazık ki bir çoğunuz 15 Temmuz sabahına kadar da bu derin gafletinizden uyanamadınız.
Bu meczubun '98 yılındaki Papasına gidişi İslam adına bir yıkım, bir iç boşaltma faaliyeti değil miydi, niçin itiraz edip etrafını boşaltmadınız?
Bu meczubun Papasına yazdığı meşhur mektubu, bunun "uydurulmuş dininin" koordinatlarını vermiyor muydu, neden fark edip de etrafını boşaltmadınız?
"Papalık misyonunun bir parçası olmak üzere" tâ Vatikanlara giden bu adamı neden dönüşünde hala alkışlamaya devam ettiniz?
O meşhur ziyaret söz konusu "uydurulmuş dinin" kitlelere ilanı değil miydi?
Bu meczup, Kelime-i Tevhidin ikinci kısmını, yani "Muhammedürresulüllah" bölümünü tırpanladığı zaman, sizin ilim adamı olarak hep beraber ayağa kalkıp; "dur bakalım, sen neyin peşindesin" demeniz gerekmiyor muydu?
Demek ki neymiş efendim; "uydum kalabalığa" diyerek ilim adamı olunamıyor ve ilmin haysiyeti korunamıyormuş.
Demek ki; "dur bakalım ne olacak, bir bildiği, bir hikmeti vardır" diye bekleyerek, açık nasların çiğnenmesini seyrederek ilim namusunu korumak mümkün olmuyormuş.
Yıllar yılı, koca koca unvanlarıyla bir meczubun peşine takılıp, onun saçmalıklarını kitlelere hazmettirmede görev alarak 15 Temmuz felaketini hazırlayanlar hem şehitlere, hem şehit yakınlarına hem de gazilere bir ömür özür
borçludurlar.
Başta Abant müdavimleri olmak üzere bir meczuba cemaat olan bütün sözde ilim adamları, ilmi ayaklar altına düşürdükleri için kalan ömürlerini ağlayıp sızlayarak geçirseler yeridir.
Bin şu kadar yıldan beri tevhid inancının bayraktarlığını yapmış bir milletin içinden günün birinde bir adam çıkıyor, hem de "imanı kurtarmak" iddiasıyla ortaya çıkıyor yazdığı saçmalıklarla Tevhidi tarumar ediyor, Kur'an'a muadil eserler yazdığını, hatta kendisine yazdırıldığını ileri sürüyor ve arkasına bir sürü evet bir "sürü cemaat" topluyor.
Akla, mantığa ve muhakemeye ziyan bir durum.
Söz konusu meczubun ardından bu sefer daha modern görünümlü, daha ağdalı cümleler kurabilen bir meczup daha çıkıyor, öncekine güya yazdırılan eserlerden ilham aldığını söylüyor, o deli saçmalarını kutsuyor ve kelimenin tam manasıyla yeni bir din uyduruyor ve ne yazık ki o da arkasına bir sürü cemaat topluyor.
Dünyanın her yerinde meczuplar, tedavi edilmeleri için ilgili doktorlara, ilgili kliniklere havale edilirken ne hikmetse bu topraklarda meczuplar "imam" ilan edilip öne sürülüyor ve arkasında toplumun her kesiminden cemaat oluşturuluyor.
Hekimlere havale edilmesi gereken meczubun arkasında bir sürü hekim?
Tedavi için hekimlere gönderilmesi gereken bir meczubun zebunları arasında bir sürü hekim, bir sürü hakim, bir sürü her meslekten sözde ilim adamı?
Hepsi bir tarafa da sayın ulu hocalara, ilahiyatçılara yirmi yıldan beri sorduğumuz soruları tekrar sormak isterim.
Ey ulu hocalar!
Söz konusu meczubun organizesinde tertip edilen meşhur Abant toplantılarının başını çeken ilahiyatçılar, sizler nasıl oldu da bu adamın "yeni bir din uydurduğunu" fark edemediniz?
Yıllar yılı bu adam, açıktan açığa, indirilen dine paralel olarak bir uydurulan din icad etti ve bu "uydurulan dinin" pazarlanmasında da sizleri tepe tepe kullandı ve ne yazık ki bir çoğunuz 15 Temmuz sabahına kadar da bu derin gafletinizden uyanamadınız.
Bu meczubun '98 yılındaki Papasına gidişi İslam adına bir yıkım, bir iç boşaltma faaliyeti değil miydi, niçin itiraz edip etrafını boşaltmadınız?
Bu meczubun Papasına yazdığı meşhur mektubu, bunun "uydurulmuş dininin" koordinatlarını vermiyor muydu, neden fark edip de etrafını boşaltmadınız?
"Papalık misyonunun bir parçası olmak üzere" tâ Vatikanlara giden bu adamı neden dönüşünde hala alkışlamaya devam ettiniz?
O meşhur ziyaret söz konusu "uydurulmuş dinin" kitlelere ilanı değil miydi?
Bu meczup, Kelime-i Tevhidin ikinci kısmını, yani "Muhammedürresulüllah" bölümünü tırpanladığı zaman, sizin ilim adamı olarak hep beraber ayağa kalkıp; "dur bakalım, sen neyin peşindesin" demeniz gerekmiyor muydu?
Demek ki neymiş efendim; "uydum kalabalığa" diyerek ilim adamı olunamıyor ve ilmin haysiyeti korunamıyormuş.
Demek ki; "dur bakalım ne olacak, bir bildiği, bir hikmeti vardır" diye bekleyerek, açık nasların çiğnenmesini seyrederek ilim namusunu korumak mümkün olmuyormuş.
Yıllar yılı, koca koca unvanlarıyla bir meczubun peşine takılıp, onun saçmalıklarını kitlelere hazmettirmede görev alarak 15 Temmuz felaketini hazırlayanlar hem şehitlere, hem şehit yakınlarına hem de gazilere bir ömür özür
borçludurlar.
Başta Abant müdavimleri olmak üzere bir meczuba cemaat olan bütün sözde ilim adamları, ilmi ayaklar altına düşürdükleri için kalan ömürlerini ağlayıp sızlayarak geçirseler yeridir.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024