Yolsuzluk, en basit ifade ile bazı kimselerin, bazı kesimlerin, kendilerine ait olmayan, hak etmedikleri lokmalara ve hisselere çöreklenmeleri olduğuna göre, bunun doğal sonucu olarak lokmasını ve hissesini kaybedenler günden güne artacak demektir.
'Bir yolsuzluk bin yoksulluk doğurur' tezimizi doğrulatmak için genelde İslam coğrafyasına, özelde ise, İslam dünyasının bir parçası olan ülkemize bir göz atmak yeterlidir.
Bir ülkede yolsuzluk var mı, yok mu sorusunun cevabı, o ülkede yaşayan nüfusun çoğunluğunun günlük yaşantısında gizlidir.
Çalışan elinin emeğini alamıyorsa, alın teri dökerek koşturan döktüğü terin karşılığını bulamıyorsa, aldığı ve bulduğu ücret rahat geçinmesine yetmiyorsa, o diyarda yolsuzluklar yol bulmuş, sıradan işler hale gelmiş demektir.
Her defasında üzülerek şahit olduğumuz ve dikkatle, ibretle izlediğimiz gibi, pek yakında yine 'asgari ücret' pazarlığı başlayacak, daha yapılacak zammın miktarı belli olmadan, kat kat fazlası temel ihtiyaç maddelerine gelecek zamlarla eriyip gidecek.
Yirmi seneden beri olduğu gibi, günlük haberleri, akşam olunca ana haber bültenlerini yandaş bası-yayın organlarından takip edenler; geçim sıkıntısından ötürü vuku bulan intiharlardan, 83 puanlık Fedai öğretmenin, atama beklerken çalıştığı bir inşaatta kaza sonucu hayatını kaybettiğinden haberdar olamayacakları için, bizim 'bir yolsuzluk bin yoksulluk doğurur' tezimizi elbette yadırgayacaklardır.
Sayısız örneklerden sadece birisi; hazine garantisi ile yaptırılan bir hastaneyi devlet kiralıyor, bir yılda ödeyeceği kira ile aynı hastaneden bir tane yapılabiliyor ve söz konusu rakamı devlet, 25 yıl ödemeyi garanti ediyor.
Aynısından 25 tane yapılabilecek hastaneden sadece bir tanesine o para ödenmiş olacak, nereden, hazineden, nereden milletin cebinden, nereden tüyü bitmemiş yetimin-yoksulun sofrasından ve lokmasından…
Bu sistemle yaptırılan köprülerde, tünellerde, hastanelerde ve havaalanlarında durum-vaziyet aynı ve bunun adı da 'kimsenin cebinden beş kuruş çıkmadan yapılanlar' oluyor.
Aylardır konuşulan, hakkında yazılıp-çizilen bir Zafer havaalanı örneği var ki, okuyup-incelediğinizde küçük dilinizi yutuyorsunuz ve 'bu kadar da olmaz ki' demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Fert başına düşen milli gelir neden 15 bin dolardan, 8 binlere geriledi, neden ülke ekonomisi, en gelişmiş ilk on ülke arasına girme hedefinden 21. Sıralara düştü ve neden her yeni güne hemen her kaleme zam haberleri ile uyanıyoruz?
Bir yolsuzluk bin yoksulluğa yol açtığına göre, binlerce yolsuzluğun ne büyük felaketler doğuracağını da yaşayarak görüyoruz ne yazık ki!
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025