İnsan aynı zamanda yücelmeye de düşmeye de kapıları eş zamanlı olarak açık olan bir varlık. Yaptığı seçimler ile insan, sınav sahnesi olarak gönderildiği dünyada bir konuma varıyor.
Hemen bundan sonra şunu soralım:
Milletçe, başımızı gönlümüze eğelim, ellerimizin arasına alalım da bir düşünelim:
Allah için, vatan için, kendimiz için, evlatlarımız için neyi doğru seçiyoruz?
Türkiye olarak, Türkiye için ne yaptık?
Samimi olarak bir tane eylem merak ediyorum.
Öyle bir düzen kurulu ki, içinde edebiyat yapmakla hayra ilerleyemeyiz. "Eyy!" diyerek ona buna bağırarak hayra ilerleyemeyiz.
"Batıya giden gemide doğuya yürümek", nasıl basbayağı batıya yürümekse; Türkiye'nin her yerini saran kapitalizm girdabı geçerliyken her antisiyonist konuşma, her vatan edebiyatı, her bağırış çağırış boşunadır.
Hem kapitalizm batıyor, hem de biz kapitalizm kelepçesini makul görüyoruz! El insaf, bu nasıl körlük!
Öyle bir bağlayışla kendimizi esir ediyoruz ki değerlerimizin bütünü çeşitli iktisadî maskelerin ardında bu kümeye verilivermiş. Para konusuna, maden konusuna tekrar tekrar girmeye gerek yok. Neler olduğu çok ortada.
Böyle bir şeyle kendimizi bıraktığımız sistemse, demin ifade etmeye çalıştığım gibi dünyada batıyor.
Bugün dünyada, kıymetli hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın devri yaşanıyor. Ama biz O'na sırt dönüyoruz.
Tüketim desteği denilen şey bugün dünyada yaygınlaşıyor!
Yahu! Kapitalizm bangır bangır bağırır, "her arz kendi talebini doğurur" diye. Yıllarca o kadar aydın görünümlü "okumuş cahil" gık etmez; Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'nde üretimin kendisini kadar tüketimi doğurmayacağını bu yüzden tüketimin ekonomi için desteklenmesi gerektiğini söyler. Ne O'ndan önce birisi söyler bunu, ne O'ndan sonra birisi açıklayabilir.
Buna rağmen, kapitalizmin babaları sayılan ülkeler bugün tüketim desteği denilen şeye yanaşmış. Onlar bile.
Haydar Hoca'nın fikri değil Türkiye'de, dünyada mecburen varılacak bir limandır.
Nasıl Nuh'un gemisi yerine ihtişamlı bir eve girmek, çok güzel bir saraya sığınmak insanı kurtarmadıysa; Prof. Dr. Haydar Baş'ın gemisinden başka hiçbir gemide olmak bizi kurtarmayacak. Ne kadar süslü, ne kadar önde olursa olsun.
Demem o ki, milletim!
Artık uyanalım!
Kandırılmaktan bıkmıyor muyuz? Kandırılıp vatanımızı kaybetmekten korkmuyor muyuz?
Irak önümüzdeyken...
Libya önümüzdeyken...
Filistin yıllardır açık seçikken...
Vatansızlığın ne demek olacağını neden fark etmiyoruz?
Neden hâlâ, vatanımızı kaybedeceğimiz "süslü evlerde", "ihtişamlı limanlarda" geziyoruz?
Halbuki sel almış başını geliyor. Sınırımızda otuz bin kişilik terör ordusundan, dört bin TIR silahla desteklenmiş terör ordusundan
bahsediliyor.
İşlerin sonuna geldik. Uçurumdan daha düşmedikse, şu an arabanın bagajı karada ağırlık yaptığı için.
Bu selden kurtulmanın tek yolu, hangi görüş ve kökenden olursak olalım, vatanımız ve geleceğimiz için, çözümün tek adresi olduğu için, Prof. Dr. Haydar Baş gemisinde birleşmektir.
Hemen bundan sonra şunu soralım:
Milletçe, başımızı gönlümüze eğelim, ellerimizin arasına alalım da bir düşünelim:
Allah için, vatan için, kendimiz için, evlatlarımız için neyi doğru seçiyoruz?
Türkiye olarak, Türkiye için ne yaptık?
Samimi olarak bir tane eylem merak ediyorum.
Öyle bir düzen kurulu ki, içinde edebiyat yapmakla hayra ilerleyemeyiz. "Eyy!" diyerek ona buna bağırarak hayra ilerleyemeyiz.
"Batıya giden gemide doğuya yürümek", nasıl basbayağı batıya yürümekse; Türkiye'nin her yerini saran kapitalizm girdabı geçerliyken her antisiyonist konuşma, her vatan edebiyatı, her bağırış çağırış boşunadır.
Hem kapitalizm batıyor, hem de biz kapitalizm kelepçesini makul görüyoruz! El insaf, bu nasıl körlük!
Öyle bir bağlayışla kendimizi esir ediyoruz ki değerlerimizin bütünü çeşitli iktisadî maskelerin ardında bu kümeye verilivermiş. Para konusuna, maden konusuna tekrar tekrar girmeye gerek yok. Neler olduğu çok ortada.
Böyle bir şeyle kendimizi bıraktığımız sistemse, demin ifade etmeye çalıştığım gibi dünyada batıyor.
Bugün dünyada, kıymetli hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın devri yaşanıyor. Ama biz O'na sırt dönüyoruz.
Tüketim desteği denilen şey bugün dünyada yaygınlaşıyor!
Yahu! Kapitalizm bangır bangır bağırır, "her arz kendi talebini doğurur" diye. Yıllarca o kadar aydın görünümlü "okumuş cahil" gık etmez; Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'nde üretimin kendisini kadar tüketimi doğurmayacağını bu yüzden tüketimin ekonomi için desteklenmesi gerektiğini söyler. Ne O'ndan önce birisi söyler bunu, ne O'ndan sonra birisi açıklayabilir.
Buna rağmen, kapitalizmin babaları sayılan ülkeler bugün tüketim desteği denilen şeye yanaşmış. Onlar bile.
Haydar Hoca'nın fikri değil Türkiye'de, dünyada mecburen varılacak bir limandır.
Nasıl Nuh'un gemisi yerine ihtişamlı bir eve girmek, çok güzel bir saraya sığınmak insanı kurtarmadıysa; Prof. Dr. Haydar Baş'ın gemisinden başka hiçbir gemide olmak bizi kurtarmayacak. Ne kadar süslü, ne kadar önde olursa olsun.
Demem o ki, milletim!
Artık uyanalım!
Kandırılmaktan bıkmıyor muyuz? Kandırılıp vatanımızı kaybetmekten korkmuyor muyuz?
Irak önümüzdeyken...
Libya önümüzdeyken...
Filistin yıllardır açık seçikken...
Vatansızlığın ne demek olacağını neden fark etmiyoruz?
Neden hâlâ, vatanımızı kaybedeceğimiz "süslü evlerde", "ihtişamlı limanlarda" geziyoruz?
Halbuki sel almış başını geliyor. Sınırımızda otuz bin kişilik terör ordusundan, dört bin TIR silahla desteklenmiş terör ordusundan
bahsediliyor.
İşlerin sonuna geldik. Uçurumdan daha düşmedikse, şu an arabanın bagajı karada ağırlık yaptığı için.
Bu selden kurtulmanın tek yolu, hangi görüş ve kökenden olursak olalım, vatanımız ve geleceğimiz için, çözümün tek adresi olduğu için, Prof. Dr. Haydar Baş gemisinde birleşmektir.
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018