Bor'un kıymetini bilmiyoruz
Yrd. Doç. Dr. Erkan Yersel, “Üretimde şu an biz birinciyiz fakat uç ürün bor üretimi konusunda Amerika bizden önde. Uç üründe bizden önde olmasının sebebi orada AR-GE çalışmalarının daha yoğun olması” dedi
11.02.2013 00:00:00
Türkiye'nin bor üretiminde lider olduğunu da hatırlatan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Yrd. Doç. Dr. Erkan Yersel, "Üretimde şu an biz birinciyiz fakat uç ürün bor üretimi konusunda Amerika bizden önde. Amerika bizden sonra en fazla bora sahip ülke. Uç üründe bizden önde olmasının sebebi orada AR-GE çalışmalarının daha yoğun olması. Daha fazla kaynak ayırabiliyorlar. Türkiye'de yüzde 1 kaynak ayırıyorsanız, Amerika yüzde 10 ayırıyor. Amerika'dan başka Rusya, Çin, Şili de bor yataklarına sahip. Türkiye aslında yetişmiş teknik eleman, araştırma kurumları ve üniversiteleri açısından zengin. Bu konuyla sırf ETİBANK uğraşmıyor. TÜBİTAK, Marmara Araştırma Merkezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü de uğraşıyor. En zengin yataklar da bizde ama baktığınızda çok büyük rakamlar dönmüyor. Bor açısından satışlara baktığınızda 800 milyar TL gibi rakamlar görüyorsunuz. Önemli olan çok bor kaynağımızın olması değil, önemli olan ne kadar çıkartabiliyoruz, kullanım alanını ne kadar genişletebiliyoruz? Bunlar önemli" dedi. Geleceğin madeni Bor madeninin petrole alternatif olan hidrojen enerjisinde de kullanıldığını söyleyen Yersel, "Bor petrole alternatif olan hidrojen enerjisinde kullanılıyor. Şu an Türkiye'nin meselesi 2040'ların meselesi. Petrol, doğalgaz kaynakları azalıyor. Bunların 30-40 sene içinde tükeneceği söyleniyor. Alternatif enerji olarak hidrojen enerjisini görüyorlar. Bunda da bor kullanılıyor. Bor hidrür dediğimiz ürün ile birlikte hidrojen enerjisi üretimi tehlikesiz oluyor. Yangın çıkartmıyorsunuz. Bordan faydalanarak hidrojen enerjisini üretirken depolayıcı görevi görüyor. Bugün hidrojen enerjisi ekonomik değil. Petrolün, doğalgazın üç katı fiyatında. Günümüzde onu stoklamak da çok zor. Hem buna uygun motor sistemi yok. Araçların sistemi benzine, dizele göre ayarlı. Arabaya hidrojen gazını yüklemek de kolay değil ama teknolojilerin buna hazır olması gerekiyor. Oto sanayi direniyor, petrol sanayi direniyor çünkü karşısında temiz bir enerji var. Bozcaada'da ve İstanbul Eyüp'te hidrojen enerjisi tesisleri var, deneme aşamasındalar. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bu konuda çalışmalar yapıyor. İzlanda ise bu konuda en önde. 2030'larda hidrojeni kullanıma alacak" diye konuştu. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.