BTP'nin Mitingleri Bambaşka

Bağımsız Türkiye Partisi'nin geçtiğimiz hafta sonu organize ettiği Trabzon ve Gaziantep mitingleri muhteşem oldu.Miting meydanları tıklım tıklım doldu ve ucu bucağı gözükmüyordu.Trabzon Atatürk meydanında, BTP'den hemen önce miting yapan DP, BTP teşkilatının topladığı halkın yarısını bile toplayamadı.  Bu noktada dilerseniz miting meydanları hakkında genel bir değerlendirme yapalım.Seçim yardımı alan partilerin vatandaşa paralar dağıtarak meydanlara topladığını duyuyoruz ve biliyoruz. Yani seçim yardımı alan partilerin topladığı kalabalıklara, çıkardıkları kuru gürültülere aldanmayın, vergi ile milletin cebinden alınan paraların oy için sağa sola dağıtılmasından başka bir şey değil.Cebinde parası kalmayan insanımız da 3 kuruş nasipleneyim diye seçim ekonomisinden istifade etmeye çalışıyor ve partilerin fütursuzca yaptığı harcamalardan nasipdar olmaya çalışıyor.Millet çözüm için değil, harçlık için meydanlara doluşuyor.Seçim yardımı verilmesin demiyoruz, ama verilecekse adil bir şekilde seçime giren bütün partilere verilmesi gerekiyor.   Diğer önemli bir husus ise siyasi partilerin propaganda şekillerinin daha masrafsız olması için farklı yöntemler uygulanmalı ve partilere eşit haklar tanınmalıdır. BTP'nin bu mitingleri devletten bir kuruş seçim yardımı almadan, tamamen kuvayı milliye mantığıyla yaptığını da biliyoruz.Bunun anlamı şudur: BTP'nin topladığı halk para kazanmak, günü kurtarmak için değil, gerçekten BTP'nin projelerine destek verdiği için, BTP'ye gönül verdiği için miting meydanlarına akın ediyor.Yani BTP bilinçli bir seçmene hitap ediyor.Para verilerek toplanan kalabalıkların kime oy vereceği belli olmaz, ama hiçbir para almaksızın, gönül verdiği partiye destek olmak için yağmur demeden, güneş demeden saatlerce mitinge iştirak eden halkın oy vereceği parti kesinleşmiştir.Bazı siyasi oyuncular diyecekler ki, "Haydar Baş 2002 seçimlerinde de benzer kalabalıklar topluyordu, ama aldığı oy belli."Hayır. Durum hiç de öyle değil.2002 seçimlerinde BTP yeni kurulmuş bir partiydi ve teşkilatları tam oturmamıştı.2002'den sonra BTP büyük atılımlarla sokaklara, hatta apartmanlara varıncaya kadar teşkilatlarını tamamladı.Artık yeni, tecrübesiz, teşkilatsız bir parti değil, parti merkezinin haberlerini en ücra köşelere, kılcal damarlara kadar anında ulaştırabilen güçlü bir yapılanmaya sahip.Yani BTP güçlü bir tabanın üzerine oturdu.Şimdi anlıyor musunuz, dün hiç gündem etmeyen taşeron medya basın gruplarının bugün yavaş yavaş BTP'yi neden gündem etmeye başladıklarını.Artık gizleyemiyorlar ve vatandaş da bunu sorgulamaya başladı.Vatandaş diyor ki, "Ben BTP diyorum, yanımdaki komşum BTP diyor, başka tanıdıklarım da BTP diyor, bu kadar destek olmasına rağmen, BTP hala neden "diğerleri" arasında gösteriliyor?"Basının bu tarafgirliği kendilerine ve diğer siyasi partilere tepki olarak yansıyor. Bu sebeple, "zararın neresinden dönersek kardır" diyerek BTP'yi az da olsa gündem ediyorlar.Ne de olsa BTP, iktidara doğru emin adımlarla yürüyen bir parti. "Yarın bir gün iktidar olursa biz ne yaparız" diye endişeleniyorlar. Halkın BTP'ye olan ilgisinin bir diğer önemli sebebi de çözüm modeli olan tek parti olmasıdır. Diğerleri "aynı tas aynı hamam" derken, bizi 450 milyar dolar borç batağına saplayan "IMF, AB ve ABD projelerine devam" derken, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, üzerinde 3 kez uluslar arası kongre yapılan, Nobel'e aday gösterilen Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koydu.Milletimiz bu çözüm modelini gördükten sonra sürekli çözümsüzlüğü milletimize dayatan siyasi partilere "artık yeter" demeye başladı.Milletimiz farkına vardı ki, "Artık çözümsüzlük kaderimiz değildi. Bu aziz milletin gerçek kaderi kainat devleti olmaktı, insanlığa adaleti sevgiyi doya doya yaşatmaktı. Bunlar hayal değil, gerçekti".Türk milleti BTP ile yeniden kendine gelmişti.Artık yeniden ayağa kalkma zamanıydı.