5 daimi üyeden ikisi olan Rusya ve Çin'in vetosu sebebiyle Birleşmiş Milletlerin yaptırım kararı alamaması;BM karar alamadığı için NATO'nun askeri müdahaleyi düşünmemesi;Rusya'nın Suriye'de bulunan askeri güçlerine ve donanmasına yenilerini ilave etmesi;Rusya'nın Esad'ın kimyasal silah kullandığına dair yalan uyduranlardan kanıtlarını BM'ye getirmelerini istemesi;Çin'in Rusya ile aynı görüşte olması ve Suriye ile ikili ilişkileri daha da geliştirmesi;Esad ve yönetimi hakkındaki iddiaların sadece yalan ve iftira boyutunda kalması;Muhalif olarak adlandırılanların ise terörist olduklarının her noktada ispatlanması;Esad'ın ordusu ve de Hizbullah ile bile karşı karşıya gelmekten korkan Haçlı dünyasının, bir de Rusya ve Çin ile savaş krizi yaşamaktan endişe duymaları?Ve daha birçok neden Batılı ülkeleri tek tek askeri müdahale isteğinden vazgeçirdi.İstekli ülkeler bir anda isteksiz hale geldi.Hayır cevabını tek başına veremeyen İngiliz Başbakan Cameron, konuyu Parlamento'ya taşıdı ve İngiltere için askeri müdahale defteri tamamen kapandı.Hatta öyle ki, hem İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague hem de Savunma Bakanı George Osbourne yeni kanıtların çıkması ya da yeni bir kimyasal saldırının dahi parlamentonun kararını değiştiremeyeceğini belirtti.İngiltere'nin bu net kararı, "oynamak istemeyen gelin yerim dar dermiş" misali, zaten askeri müdahaleden kendilerini sıyırmak isteyen, bunun için bahane arayan ABD ve Fransa'yı da harekete geçirdi.ABD Başkanı Obama da konuyu Parlamento'ya götürme kararı aldı. ABD'de İngiltere'nin vetosu sebebiyle müdahale karşıtı sesler arttı. Hatta askeri müdahale konusunda en istekli şahinlerin başında olan Cumhuriyetçi Senatör John McCain bile, askeri müdahaleye destek vermeyeceğini belirtti. Fransa'da da benzer bir tablo var. Hem iktidar partisi hem de muhalefet partileri müdahale kararının çıkmaması için Cumhurbaşkanı Hollande'a baskı kuruyor. Hollande da zaten bunu bekliyordu. Dedik ya oynamak istemiyor diye?İktidardaki Sosyalist Parti üyesi olan Parlamento'nun Savunma Komitesi Başkanı Patricia Adam, Hollande'ın parlamentoya danışmasını istedi. Muhalefetteki UMP üyesi eski Başbakan François Fillon, "Şu anki koşullarda Fransa, Parlamento onayı olmadan savaşa gidemez" dedi. İçişleri Bakanı Manuel Valls de Suriye'ye olası askeri müdahale için ülkesinin tek başına hareket edemeyeceğini, uluslararası koalisyona gerek olduğunu söyledi.İstekli ülkelerin böyle bir koalisyonu da kalmadığı için bu, Fransa'nın da devre dışı kaldığını gösteriyor.Peki, Rusya ve Çin'in duruşu sebebiyle ABD, Fransa ve de İngiltere liderleri direkt olarak askeri müdahaleye hayır diyebilirlerdi; niçin Parlamento'ya götürüyorlar? Çünkü askeri müdahaleyi asıl isteyen irade İsrail?Gerek ABD gerekse AB ülkelerindeki Yahudi lobilerinin etkisinden korkan liderler, askeri müdahaleye hayır kararından sonra oluşacak küresel lobilerin baskısını tek başlarına kaldırmak istemiyorlar, bu karara Parlamentolarını da ortak ediyorlar.Bu noktada şimdilik İsrail'in ağzıyla konuşan tek ülke Türkiye kaldı.Kimyasal silah yalanının uydurma kanıtlarını önce İsrail açıklıyor, bir hafta sonra da Türk yetkililer aynı ağızla bu kanıtlar bize ait diye açıklıyor. Yalanların kaynağının ne olduğu herkesçe malum?Türk siyasilerin, ABD'nin ve de AB ülkelerinin kendilerini geriye çektikleri bir atmosferde İsrail adına Donkişotluk yapmaları oldukça manidardır.Demek ki Mısır konusunda İsrail'e verip veriştirmelerinin nedeni buymuş.Önce one minute deyip Türk milletinin gazını alıyorlar, sonra da ABD'nin bile çekindiği İsrail misyonuna balıklama atlıyorlar.Ve bugün bu tiyatro Türk milletinin dikkatinden kaçmıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025