AKP, ilk koalisyonu Bush'la başlatmış, Obama ile devam ettirerek, Türkiye'yi sadece koltuk uğruna BOP tuzağına teslim etme yolunda, her türlü entrikanın, bilerek veya bilmeyerek oluşmasında başrolü oynamıştır. Aslında BOP ortaklığının başlaması ile bunun son hedef olarak ilanı da yapılmıştır.
Kısaca, Ortadoğu'da bahar havaları estirilerek, İslam ve haçlı savaşı ilan edilmiştir. Bu koalisyonda en önde gelen görevler ise ne yazık ki, halkımızın bilinçsiz desteğini alan, bu nedenle kendini kontrolden muaf tutan bir iktidara bırakılmıştır. Aslında önemli göreve sahip olması gereken ana muhalefet, aynı kaynaklar tarafından kontrol altına alınmış ve iktidarı destekleme yönünde otomatik kontrole alınmıştır.
Bürokrasi ne yazık ki, tek tek ele geçirilmiş, ülke dışarıdan desteklerle, tıpkı bir meyve ağacı gibi ayakta tutulmaya koalisyon ortaklarınca devam edilmektedir. Meyve mevsimi geçtiğinde kaderine terk edilecektir. Başına bela, ökse otu misali PKK illetine müptela edilen bir ağacın, sonu malumdur. Tek kurtuluş emin ellerde kısa bir süre de olsa tutulmasıdır.
Bu el Şüphesiz BTP'dir. Yurdumuzda partiler arasında bile koalisyon olmaması için demokrasinin icabına bakanların, her gün yeni bir nifak koalisyonu peşinde koşmasının izahı asla yapılamaz. Yüzde on barajı sıfır olmadıkça demokrasi asla yerine gelmez. Her siyasi partinin devletin veya on BTP milletvekili Meclis'e girseydi. Ülkedeki gaflet, dalalete dönüşemez. Ve sonuç ihanete ulaşamazdı. Ülkede PKK sorunu yaşanmaz, analar sahiden ağlamazdı. Şu anda envai türlü sebeplerle anası ağlamamış bir tek vatandaş kalmamıştır.
Ülkenin değerlerini yabancılara peşkeş çekerek, Anadolu'nun anasını satmışlar, Anadolu'nun esas evlatları yerine, yabancıları, askeri ile sivili ile ülkeye doldurmuşlardır. Ülkenin, tüm güvenirliği, AKP siyaseti ile ortadan kalkmış. Yalnızlığa mahkûm olmuştur. Ne komşu kalmış bize güvenen, ne ticaret kalmış bize yarayan, ne sözünde duran idarecisi, ne de gelecekte güveneceği, Haydar Hoca'dan başka birisi.
Yazıklar olsun!
Bu hale mi düşecekti ülke?
İntihara kalkışmak niye?
Sorsana halkına fikrini.
Var mı hakkın ülkeyi mahvetmeye.
Kırdırmaya, Müslüman'ı, Müslüman'a.
Fetvayı kimden aldın. Hele bir bak.
Sığar mı bu imana?
Her sözünüzün ömrü bir kaç gündür biliriz.
Suriye için her koalisyonda, yer alırım dediniz.
Bu kararı kime sordunuz da verdiniz.
Hani demokrasi derdiniz.
Zaten öyle diye diye ülkeyi bitiriverdiniz.
Tutulan tek sözünüz oldu... Ahvalimiz.
Bunu bilmeyen mi var.
Ne uğruna, kime verdiniz.
Kısaca, Ortadoğu'da bahar havaları estirilerek, İslam ve haçlı savaşı ilan edilmiştir. Bu koalisyonda en önde gelen görevler ise ne yazık ki, halkımızın bilinçsiz desteğini alan, bu nedenle kendini kontrolden muaf tutan bir iktidara bırakılmıştır. Aslında önemli göreve sahip olması gereken ana muhalefet, aynı kaynaklar tarafından kontrol altına alınmış ve iktidarı destekleme yönünde otomatik kontrole alınmıştır.
Bürokrasi ne yazık ki, tek tek ele geçirilmiş, ülke dışarıdan desteklerle, tıpkı bir meyve ağacı gibi ayakta tutulmaya koalisyon ortaklarınca devam edilmektedir. Meyve mevsimi geçtiğinde kaderine terk edilecektir. Başına bela, ökse otu misali PKK illetine müptela edilen bir ağacın, sonu malumdur. Tek kurtuluş emin ellerde kısa bir süre de olsa tutulmasıdır.
Bu el Şüphesiz BTP'dir. Yurdumuzda partiler arasında bile koalisyon olmaması için demokrasinin icabına bakanların, her gün yeni bir nifak koalisyonu peşinde koşmasının izahı asla yapılamaz. Yüzde on barajı sıfır olmadıkça demokrasi asla yerine gelmez. Her siyasi partinin devletin veya on BTP milletvekili Meclis'e girseydi. Ülkedeki gaflet, dalalete dönüşemez. Ve sonuç ihanete ulaşamazdı. Ülkede PKK sorunu yaşanmaz, analar sahiden ağlamazdı. Şu anda envai türlü sebeplerle anası ağlamamış bir tek vatandaş kalmamıştır.
Ülkenin değerlerini yabancılara peşkeş çekerek, Anadolu'nun anasını satmışlar, Anadolu'nun esas evlatları yerine, yabancıları, askeri ile sivili ile ülkeye doldurmuşlardır. Ülkenin, tüm güvenirliği, AKP siyaseti ile ortadan kalkmış. Yalnızlığa mahkûm olmuştur. Ne komşu kalmış bize güvenen, ne ticaret kalmış bize yarayan, ne sözünde duran idarecisi, ne de gelecekte güveneceği, Haydar Hoca'dan başka birisi.
Yazıklar olsun!
Bu hale mi düşecekti ülke?
İntihara kalkışmak niye?
Sorsana halkına fikrini.
Var mı hakkın ülkeyi mahvetmeye.
Kırdırmaya, Müslüman'ı, Müslüman'a.
Fetvayı kimden aldın. Hele bir bak.
Sığar mı bu imana?
Her sözünüzün ömrü bir kaç gündür biliriz.
Suriye için her koalisyonda, yer alırım dediniz.
Bu kararı kime sordunuz da verdiniz.
Hani demokrasi derdiniz.
Zaten öyle diye diye ülkeyi bitiriverdiniz.
Tutulan tek sözünüz oldu... Ahvalimiz.
Bunu bilmeyen mi var.
Ne uğruna, kime verdiniz.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017