Genç Genel Başkan Sayın Hüseyin Baş Bey'i zevkle ve umut dolu düşüncelerle izliyor ve takip ediyoruz. Ülkenin en anlamlı çıkış ve çözüm yollarını kendisinden başka hiçbir siyasi ortaya koymuyor ve koyamıyor. Sayın Başkan'ın heybesi çözüm ve çare dolu. Büyük ve ulvi görevi devralıp, siyasete ilk adım attığında seslendirdiği "empati" çıkışı onu elbette iktidara taşıyacaktır. Tıpkı merhum babaları gibi kendisini bu milletin her ferdinin yerine koyması ve onların mutlu/müreffeh olması için kendisini yüce Türk milletine adayan Hüseyin Başkan; aydınlık geleceğimizin habercisi…
Türk siyasetinin en orijinal projeleri olan partisi BTP'nin kurucusu Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, siyaseti ve liderliği bir konuşmasında şu şekilde dile getirmişti:
"Siyaset dargınları barıştırmak, işi olmayana iş vermek, karnı aç olanın karnını doyurmak, sırtı çıplak olanı giydirmektir. Lider, milletini ayağa kaldıran, milleti için her şeyini feda eden, bir proje, görüş ve tezi olan insan demektir. Karşı tarafı oyunla beraber yıkmanın adına siyaset denmez."
Bugün ülkeyi yönetenler ve yönetmek için yola çıkan siyasetçiler; millete vermek için değil de almak için varlar. Siyasete girdiği için sahip olduğu varlığını kaybedeni hiç görmedik ama varlığına varlık katanların haddi hesabı yok…
25 bin TL milletvekili maaşı ve 180 bin liraya kadar çıkan bürokrat maaşlarını eleştiren Hüseyin Baş şöyle konuşuyor:
"Bu çok kokuşmuş bir düzen. Ne yazık ki 2.825 TL'ye talim eden milyonların seçtiği siyaset bu. Bu kaderi kendimiz oluşturuyoruz. Adam milletvekili oluyor, dünyamızı kazandık diyor. Sen oraya gidiyorsun ki ahiretini kazan, milletine hizmet et. Halka hizmet Hakk'a ibadettir. Bugünküler ne yapıyor, biz buraya geldik, bu halkı iyi yeriz, yeme sıra bizde diyorlar. Bugünkü milletvekili maaşlarını da kabul etmiyorum. Vatandaş 2.800 TL maaş alırken, vekilin 25 bin lira maaş alması yanlış. Türkiye'de bu adaletsizliğin, bu düzenin kesinlikle değişmesi lazım. Bunların hepsinin hesabı sorulacak. Eğer biz iktidar olursak Bağımsız Türkiye Partisi olarak biz soracağız, eğer iktidar olmaz da mevcut durumumuzda kalırsak, medya yolu ile hukuki süreçler yolu ile bunun hesabını soracağız. Sen vatandaşın hakkını bu şekilde gasp edemezsin. Adam çıkıyor, 176 bin lira maaş alıyor, bunun hangi hukukta, hangi ülkede, hangi demokraside bir karşılığı var. Huzur hakkı diyorlar ama bu kadar huzur onlara fazla…"
Türkiye'de zengin ile fakir arasındaki makas sürekli açılıyor. Ülkedeki gelir adaletsizliği zirvelerde. Diğer tüm partilerden farklı olarak, Bağımsız Türkiye Partisi'nin bir ekonomik gerçekliği var. BTP dünyada rüştünü ispat eden bir sisteme, "Milli Ekonomi Modeli"ne sahip… Bundan dolayıdır ki; BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş kendi dönemlerinde asgari ücretin 10 bin TL, ev hanımı maaşının 2.500 TL olacağını ifade ediyor ve şöyle devam ediyor:
"Biz diyoruz ki asgari ücreti 10 bin TL'ye çıkaracağız. Biz bunun nasıl çıkarılacağını da videolarla, kitaplarla, föylerle, konferanslarla anlattık, çok rahat hayata geçirilebilir. Bugün bütün dünyanın tartıştığı bir maaş var. 'Basic income' adı altında evrensel temel gelirden yani 2005 yılında yazılan Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan Vatandaşlık Maaşından bahsediliyor. Biz bütün hanelere bunu da vereceğiz. Ev hanımlarına evdeki çalışmaları karşılığı 2.500 TL ev hanımı maaşı da vereceğimizi söylüyoruz. Yani bir haneye bugünün şartları ile 18-20 bin lira para sokuyoruz. Bu vatandaşın geçiminin rahatlaması ve tüketme kabiliyetini ortaya koyması anlamına geliyor. Bu parayı alan vatandaş hemen markete, manava, AVM'ye koşuyor ve tüketmeye başlıyor. Böylece ekonominin de çarkları dönmeye başlıyor."
"Bu kokuşmuş düzeni yok edeceğiz" diyen BTP lideri Hüseyin Baş noktayı şöyle koyuyor:
"Sistem, anlayış tamamen yanlış. Düzelmede ancak baştan aşağı olur. Alttan yukarı hiçbir şeyi düzeltemeyiz. Bunları dillendireceğiz, vatandaşın bunların farkına varmasını sağlayacağız ama vatandaşın sistemi, yöneteni, kurguyu değiştirmesi lazım. Problem burada bu. Yoksa biz daha çook milyar dolarlar, çok bedava oteller, çok hediye saatler, çok şeyler duyarız. Şu anda duyduklarımız bence 20 yıllık siyasi tablonun çok çok küçük bir bölümü. Neler, neler yaşandı? Ki bunları duyduk, gördük, şahit olduk ama bir şey olmuyor. Bir şeyleri değiştirmemiz lazım. Bu çok kokuşmuş bir düzen, bu düzeni yok edeceğiz inşallah.
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025