Dört mevsimin doya doya yaşandığı, şarıl şarıl akan akarsuları, dereleri çayları, ırmakları dillere destan, uçsuz-bucaksız ovaları ve yaylaları dillere destan böyle bir ülkede, bu cennet vatanda ve 21. yüzyılın ilk çeyreği biterken insanların yaşama sevincinin bitirilmiş olması, akın akn başka diyarlara göç başlamış olması, elbette kocaman bir vebaldir ve bu vebal herkese yeter.
Böyle bir ülkede, böylesi bir cennet vatanda öteden beri çalışkanlıkları ile dillere destan bu koca milletin bugün, işe ve aşa ulaşmakta, ekmeye erişmekte, ete ve et ürünlerine, süte ve süt ürünlerine ulaşmakta oldukça zorlanıyor olması, çocuğuna yumurta alamaz hale gelmiş olması kesinlikle büyük bir vebaldir ve bu vebal sebep olanların yedi sülalesine yeter.
Millete verilen sözlerin tutulmayıp, Avrupa Birliğine verilen sözlerin hayata geçirilmesinin bir sonucu olarak köylünün, tarım nüfusunun şehirlere taşınmış olması, büyük şehirlerde bugün barınmanın da, beslenmenin de, rahat nefes almanın da neredeyse imkânsız hale gelmiş olması tartışmasız bir vebaldir ve bu vebal faillerinin peşini asla bırakmayacaktır.
Yalanı-talanı, çalmayı-çırpmayı, kul hakkını gasp etmeyi, başkasının hakkına el uzatmayı yüz kızartıcı suçlar listesine yazmış olan kadim örf, gelenek ve ahlakî kurallar ortada iken, neredeyse her sabah yeni bir yalan, yeni bir talan, yeni bir kul hakkı gaspı haberi ile uyanıyor olmamız yöneteninden yönetilenine kadar hemen herkese yetecek kadar büyük bir vebaldir.
Yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu bir ülkede, Müslümanlığın yasakladığı, günah saydığı, asırlar boyunca İslam medeniyetinin kötü gördüğü, çirkin olarak nitelediği her ne varsa hemen hepsinin artık dört bir yanda işlenir hale gelmiş olması, sıradan fiiller arasına girmiş olması, elbette ağır bir vebaldir ve bu vebal her birimizin yakasına yapışmış vaziyettedir.
Bütün değerlerin ters yüz edildiği, çeşitli numaralarla milletin malına-mülküne çökmenin sıradanlaştığı ve hemen her kademedeki imtihanlarda soruların çalınıyor olması, yıllardır bu halin devam ediyor olması, toplum olarak adeta tanınmaz bir çehreye bürünmüş olmamız, hiç kimsenin kolay kolay altından kalkamayacağı derin ve ağır bir vebaldir.
Bu ağır tablo karşısında, bu çirkin manzara karşısında, bize asla yakışmayan böyle bir görüntü karşısında, başta yönetici takımı olmak üzere, başta Diyanet olmak üzere, bilcümle hacılar, hocalar, müftüler ve vaizler oturup derin derin düşünmeli, ciddi ciddi bir muhasebe yapmalıdırlar.
Bu vebal herkese yeter.
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025