Son derece sıkıcı geçen Başakşehir-Beşiktaş karşılaşması 1-1 berabere bitti. Maç boyunca her iki takım da yürüyüş seviyesinde bir tempoda oynadı.
Bu durum günümüz futbolunun gerçekleri ile bağdaşmıyor.
Yazılarımı takip edenler bilir. Ben aslen işin estetik tarafına önem veririm. Estetikten anladığım ise anlamlı ve kaliteli paslarla oyun kurmak ve böylece sonuca gitmek.
Sürekli de şunu düşünürüm. Estetik oyun için illa ki sürat şart değil. Hatta zaman zaman tempo, hız ve sürat artık nasıl adlandırırsınız bilmem ama estetik oyunu önleyebilir.
Tabii şu gerçeği kabul ediyorum ne kadar hızlı oynarsanız o kadar çok pas da üretirsiniz. Fakat paslaşmak için illa ki hızlı oynamak şart değil. Bunu anlatmaya çalışıyorum.
Şimdi öyle bir maç izledik ki süratten hoşlanan tatmin olmaz estetik isteyen de tatmin olamaz. Her iki takım da hiç kimseyi tatmin etmedi.
Sonuçta bırakın futbolu spor denebilecek bir faaliyet dahi sahada yoktu.
Bir ara kameralar hoplayıp zıplayan Başakşehir taraftarını gösterdi. Ne ile böyle bir duygu içindelerdi ben anlamadım.
Yine bir an için kameralar yedek kulübesindeki Salih Uçan'a odaklandı. Fakat o da artık böyle heyecansız bir maçta nasıl bir stres altında ise parmaklarını ısırıp oturduğu yerde hoplayıp duruyordu.
Koskoca maçta akılda kalan anlar bunlar idi. Hatta bir ara kendi kendime sıkıntı içindeyken sahaya bir kedi falan girse de eğlensek gülsek diye düşünmedim değil.
Mâlum zaman zaman trafolara girdikleri gibi sahaya da girdikleri oluyor. Her hâlde bu maçta sahaya girecek olan kedi korkup bir oraya bir buraya kaçmaya çalışmazdı zira futbolcular bir kediyi ürkütecek kadar dahi hızlı ve ateşli değillerdi.
Bu durum günümüz futbolunun gerçekleri ile bağdaşmıyor.
Yazılarımı takip edenler bilir. Ben aslen işin estetik tarafına önem veririm. Estetikten anladığım ise anlamlı ve kaliteli paslarla oyun kurmak ve böylece sonuca gitmek.
Sürekli de şunu düşünürüm. Estetik oyun için illa ki sürat şart değil. Hatta zaman zaman tempo, hız ve sürat artık nasıl adlandırırsınız bilmem ama estetik oyunu önleyebilir.
Tabii şu gerçeği kabul ediyorum ne kadar hızlı oynarsanız o kadar çok pas da üretirsiniz. Fakat paslaşmak için illa ki hızlı oynamak şart değil. Bunu anlatmaya çalışıyorum.
Şimdi öyle bir maç izledik ki süratten hoşlanan tatmin olmaz estetik isteyen de tatmin olamaz. Her iki takım da hiç kimseyi tatmin etmedi.
Sonuçta bırakın futbolu spor denebilecek bir faaliyet dahi sahada yoktu.
Bir ara kameralar hoplayıp zıplayan Başakşehir taraftarını gösterdi. Ne ile böyle bir duygu içindelerdi ben anlamadım.
Yine bir an için kameralar yedek kulübesindeki Salih Uçan'a odaklandı. Fakat o da artık böyle heyecansız bir maçta nasıl bir stres altında ise parmaklarını ısırıp oturduğu yerde hoplayıp duruyordu.
Koskoca maçta akılda kalan anlar bunlar idi. Hatta bir ara kendi kendime sıkıntı içindeyken sahaya bir kedi falan girse de eğlensek gülsek diye düşünmedim değil.
Mâlum zaman zaman trafolara girdikleri gibi sahaya da girdikleri oluyor. Her hâlde bu maçta sahaya girecek olan kedi korkup bir oraya bir buraya kaçmaya çalışmazdı zira futbolcular bir kediyi ürkütecek kadar dahi hızlı ve ateşli değillerdi.
Benim futbol felsefem açısından Beşiktaş'ın 87. dakikada gerçekleştirdiği bir hücum çok önemliydi.
Bu dakikada Semih çok şık bir göğüs veya omuz başı hareketi ile diyelim bir pas verdi. Pası alan Muleka yine bir pas üreterek Muçi'yi gördü. Muçi enfes bir şekilde tekrar hücumu başlatan Semih Kılıçsoy'u gördü.
Semih'in plasesi ise direkten döndü. Şimdi gördünüz mü bakın maçta tempo yok ama böyle bir hücum yapılabiliyor.
Yani neymiş takım oyunu ya da diğer bir deyişle organizasyon hızı gerektiren bir şey değilmiş. Elbette hızlı bir organizasyon daha heyecanlı olacaktır ama şu örnekte olduğu gibi hız bunun temel şartı değil.
Maçın genelini değerlendirirsek inanın yazacak hiçbir şey yok. Zaten yukarıdaki yazdıklarımdan maçta çok şey olmadığını anlayabiliyorsunuz.
Yalnız ben maçta şöyle bir izlenim edindim. Sanki Başakşehir tarafı bilerek ve isteyerek tempoyu düşük tuttu. Yani şöyle bir şey hesap etmiş gibi hâlleri vardı.
Ben yavaş oynayayım Beşiktaş benim üstüme gelmez ve ben de bu maçı kaybetmem. Böyle bir hesap yapmış olabilirler mi?
Eğer yaptılarsa Beşiktaş'ın üstlerine gelmeyeceğini nasıl kestirdiler.
İşte Beşiktaş açısından eleştirinin başlayacağı yer burası. Hep yazıyorum Beşiktaş bir dünya devidir.
Fakat oynadığı futbol bu mu? Yoksa Türkiye Süper Ligi'nin cücesi bir görüntü mü vermektedir. Maalesef bu oyunla ikinci şık doğru gibi gözüküyor.
Tempoyu düşürmek Başakşehir'in işine geliyordu. Ne var ki bu durum Beşiktaş'ın işine gelmiyordu.
Peki öyleyse neden Beşiktaş işine gelmeyen duruma ayak uydurdu? Yetenek eksiği mi var yoksa ne bileyim kondisyon mu yetersiz falan filan.
Fakat muhakkak ki bu böyle gitmeyecek. Elbette Beşiktaş gerçek kimliğine geri dönecek. Fakat burada kritik olan şu. Bu futbolla gelecek sezon dahi kaybedilebilir.
Yalnız ben maçta şöyle bir izlenim edindim. Sanki Başakşehir tarafı bilerek ve isteyerek tempoyu düşük tuttu. Yani şöyle bir şey hesap etmiş gibi hâlleri vardı.
Ben yavaş oynayayım Beşiktaş benim üstüme gelmez ve ben de bu maçı kaybetmem. Böyle bir hesap yapmış olabilirler mi?
Eğer yaptılarsa Beşiktaş'ın üstlerine gelmeyeceğini nasıl kestirdiler.
İşte Beşiktaş açısından eleştirinin başlayacağı yer burası. Hep yazıyorum Beşiktaş bir dünya devidir.
Fakat oynadığı futbol bu mu? Yoksa Türkiye Süper Ligi'nin cücesi bir görüntü mü vermektedir. Maalesef bu oyunla ikinci şık doğru gibi gözüküyor.
Tempoyu düşürmek Başakşehir'in işine geliyordu. Ne var ki bu durum Beşiktaş'ın işine gelmiyordu.
Peki öyleyse neden Beşiktaş işine gelmeyen duruma ayak uydurdu? Yetenek eksiği mi var yoksa ne bileyim kondisyon mu yetersiz falan filan.
Fakat muhakkak ki bu böyle gitmeyecek. Elbette Beşiktaş gerçek kimliğine geri dönecek. Fakat burada kritik olan şu. Bu futbolla gelecek sezon dahi kaybedilebilir.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kötünün iyisi kazandı / 28.04.2024
- Galatasaray ikinci yarıları seviyor / 27.04.2024
- Net penaltı / 23.04.2024
- Pendikspor küme düşer / 22.04.2024
- Çakmayan kıvılcım / 19.04.2024
- Galatasaray'a rakip yok / 16.04.2024
- Ciddi hatalar var / 15.04.2024
- Tur gitti geldi / 12.04.2024
- Son söz tarihin olacak / 08.04.2024
- Buna futbol denir mi? / 05.04.2024
- Galatasaray ikinci yarıları seviyor / 27.04.2024
- Net penaltı / 23.04.2024
- Pendikspor küme düşer / 22.04.2024
- Çakmayan kıvılcım / 19.04.2024
- Galatasaray'a rakip yok / 16.04.2024
- Ciddi hatalar var / 15.04.2024
- Tur gitti geldi / 12.04.2024
- Son söz tarihin olacak / 08.04.2024
- Buna futbol denir mi? / 05.04.2024