Hepimizin malumu, Ortadoğu'da halkı Müslüman olan ülkelerin hali ortada. Artık diktatörlükle yönetilen ülkelere demokrasi gelecek yalanına inanmak saflıktan ziyade aptallık. Bilerek ya da bilmeyerek bu katle destek çıkanlar iman çizgisinin dışına çıkmış olanlardır. Öncelikle olayları iman, küfür ya da Müslüman ya da kâfir diye kırmızı çizgilerle ayırmaz isek muğlak ifadelerle bu çizgilerin aşılmasına zemin hazırlarız. Yani biz Müslümanlar tarafımızı belli etmeli ve taraf olduğumuz düşüncenin çizdiği sınırları aşmamalıyız. Akşama kadar Müslüman sabah kalkınca kâfir amelleri işlemek akıbeti hayreylemeyecektir.Örneklendirecek olur isek, İslam ülkelerindeki akan kanın BOP idealleri uğruna yapıldığını bilmeyen yoktur. Siyonistlerin oyunlarına bilerek ya da bilmeyerek alet olanlar bir çeşit piyon vazifesi görmektedirler. Irak'ı, Libya'yı demokrasi getireceğiz deyip kan gölüne çeviren Batılılar; Kuveyt, Katar ya da Suudi Arabistan'da demokrasi diye dertleri olmayan kan emici vampirlerdir. Eğer dertleri halklara özgürlük, eşitlik ya da insan hakları olsa bu ülkelerde aynı muamelede bulunurlardı. Kaldı ki demokrasi, insan hakları gibi bir anlayışı, bir dertleri olamayacak bu kan emici vampirler Müslüman ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürüp kendi çıkarlarına, kendilerince satın alınmış piyonları sayesinde ulaşmaktadırlar. Feraseti ve basireti olan Ehl-i Beyt sevdalılarınca önceden beri malum olan bu sinsi oyunlar artık zerre imanı olan Müslümanlarca da görülmektedir. Yazımızın başında da belirttiğimiz kırmızı çizgileri aşmayan Müslümanlar, zaten gelişen olayları İslam gözüyle analiz ettiği zaman gerçekleri görmektedir.En son Suriye üzerine yapılan haçlı Batı saldırısı, gerçekleri daha net gözler önüne serdirmiştir. İnsan hakları, demokrasi gibi sahte sözcüklerle ve aslında kendilerinden olan piyonlarca gerek eylem, gerek söylem, gerek görsel ve yazılı basın kullanılarak iç ve dış destekli teröristlerle bir ülkenin temeline daha dinamit konulmuştur.Ne var ki bu ülke üzerinde emellerini istedikleri gibi gerçekleştiremeyen BOP hizmetçileri ÖSO, El Nusra, PKK gibi aslında kendilerinin piyonu olan IŞİD'i öne sürmüşler, ülkenin ve coğrafyanın parçalama sürecini hızlandırmışlardır.Amaç; Irak, İran, Suriye ve Türkiye'den kopartılacak toprak parçaları ile BOP'u uygulayıp büyük İsrail hedeflerine ulaşmaktır. Bu aşamada ülkemizde asker kanı döken eli kanlı katiller de "Kürtlerin hakkını savunuyoruz" yalanını kılıf olarak kullanıp bu oyuna alet olmaktadırlar. Gelelim bu oyunun ülkemizdeki aktörlerine? Elbette her PKK sempatizanı ve siyasi liderleri bu oyunun piyonlarıdır. Adeta bu oyunların bitmemesi için mücadele eden parlamentodaki siyasi partiler de bilerek ya da bilmeyerek bu oyuna alet olmaktadırlar. Ülkemizin oy sayısı ile en fazla taraftarı olan partinin ilk genel başkanının kendi ifadeleri ile "biz BOP eşbaşkanıyız" itirafları, yaptıkları icraatleri ile kendilerini yalanlamamaktadır.Durum bu kadar aşikârken söz de İslami gurup camia ve cemaatler de Şii-Sünni ayrımcılığını her platformda kışkırtarak bu kaynaktan beslendiklerini göstermektedirler. Bunların İsrail düşmanlıkları sahtedir. Kuruluşlarına zemin hazırlayan anlayışa geçekten karşı olmaları zaten kendilerinden beklenmemektedir. Halkımızın kırmızı çizgilerinin gerçek sahibi Ehl-i Beyt sevdalılarının mücadelesi, halkı uyarması ve her platformda "Müslüman Müslümanın kardeşidir" ilahi emrini haykırmaları, hakkın ve gerçeğin tek sesidir. Oyunları bozmak için başka çare de yoktur. Müslümanın Müslümana kardeş olduğu, oyunların bozulabileceği tek reçetedir ve özellikle üklemizde uygulanacak olan Milli Ekonomi Modeli İslam ülkelerinin ve dolayısı ile tüm dünyanın tek kurtuluşudur.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018