Şu günlerde gazetelerin ekonomi yazarları arasında bir telaş var. Büyüme ve cari açık ilişkisini kurarken büyümenin cari açığa sebep olduğundan hareketle cari açığın küçültülmesi için frene basılması yani kamu ve özel harcamaların kısılması tavsiye ediliyor. Fatura; memur, emekli, işçi ve esnafa kısaca dar gelirliye kesiliyor. Türkiye, geçmiş senelerde sözde yüzde 8-11 aralığında yıllık büyüme oranları yüksek cari açığı ortaya çıkardı. Bu yüzden cari açıkta dünya birinciliği halen ülkemizin elinde! Eğer büyüme frenlenirse cari açık düşeceğinden ekonomik dengeler yerli yerine oturacaktır. İddianın özü özeti bundan ibaret. Hükümet bu düşünceyi benimsediğinden olacak ki, yılbaşında 2012 büyüme hedefini yüzde 4 olarak açıkladı ama bu rakam şuanda yüzde 2.9 civarında seyrediyor. Büyüme, cari açık yapar mı? Cari açığın asıl sebebi ekonomik büyüme değildir. Tam aksine reel olarak ekonomisi büyüyen ülkelerde cari açık hiçbir zaman sorun teşkil etmez. Tabi hükümetin büyümeden kastı ithalat olunca işler değişir. Üretim düşük olup ithalat rakamları patlayınca cari açık da patladı. İthalata dayalı büyüme modeli uygulandığından dış ticaret istatistiklerindeki sapmalar büyüme rakamlarına ve akabinde cari açık rakamlarına rekor kırdırdı. Yani hesapsız kitapsız yapılan ithalat cari açığa sebep oldu. Cari açığın asıl sebebi olan dış ticaret açığı uygulanan dış politikaya paralel bir seyir arz ediyor. Başta Rusya olmak üzere İran, Suriye politikalarının maliyeti milyarlarca dolarımıza mal oldu. Adı geçen üç ülkeye de ihracatımız kesintiye uğradı. Yıllardır milyarlarca dolar inşaat ihaleleri kaptığımız Libya, 30 bin işçimize iş verirken durduk yerde başlatılan isyan neticesinde elimizden hükümetin yanlış kararlarıyla uçuverdi. Daha önce net ihracatçı olduğumuz tarım ve havyacılık sektöründe ot ve saman ithal eder olduk. Türkiye, başta tekstil sektörü olmak üzere iddialı olunan birçok sektörde çok fahiş üretim maliyetleri yüzünden ithalatçı konumuna düştü. Her ay bir AVM kapanabilir. Özel sektör de durumdan rahatsız, Financial Times’da yayımlanan bir makalede ikinci çeyrek büyüme rakamlarının düşük çıkması sonrası Türkiye ekonomisi masaya yatırıldı. Ekonomide iç tüketimin sert şekilde azalmasından hareketle, yazıya “Türkiye ekonomisinin enerjisi azalıyor” başlığı atıldı. Makalede görüşlerine yer verilen Mavi Jeans Genel Müdürü Cüneyt Yavuz, “Her ay bir AVM’nin kapanmasını bekliyorum” dedi. Sürekli büyüme kavramını ekonomi literatürüne hediye eden Milli Ekonomi Modeli, sürekli büyümenin mümkün olduğunu ve cari açıkla enflasyon başta olmak üzere bütün ekonomik verilerin nasıl düzeltileceğinin yollarını gösteriyor. Bu konuya da diğer yazıda devam edilecek.
Cihat Tekin / diğer yazıları
- İran vekil güçlerini ateşe attı / 16.04.2024
- Kamçılı IMF dönemi başladı / 15.04.2024
- Mahkeme kadıya mülk değildir / 09.04.2024
- Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değildir / 08.04.2024
- Erken seçim çağrısı yapılmalı / 05.04.2024
- Müflis tüccar eski defter karıştırır / 04.04.2024
- Tencere dibin kara seninki benden kara / 26.03.2024
- Yel kayadan bir şey aparabilmez / 25.03.2024
- Milli Ekonomi Modeli belediyelere hayat verecek / 23.03.2024
- Milli Para istikrarın sembolüdür / 22.03.2024
- Kamçılı IMF dönemi başladı / 15.04.2024
- Mahkeme kadıya mülk değildir / 09.04.2024
- Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değildir / 08.04.2024
- Erken seçim çağrısı yapılmalı / 05.04.2024
- Müflis tüccar eski defter karıştırır / 04.04.2024
- Tencere dibin kara seninki benden kara / 26.03.2024
- Yel kayadan bir şey aparabilmez / 25.03.2024
- Milli Ekonomi Modeli belediyelere hayat verecek / 23.03.2024
- Milli Para istikrarın sembolüdür / 22.03.2024