Sadece bu çağın değil, çağlar boyu devam eden yaraların en başta gelenine bir neşter vurmadır, bir merhem çalmadır bu çıkış.
Prof. Dr. Haydar Baş, tarih boyunca İslam alimlerinin en çok ihmal ettikleri, en fazla boş bıraktıkları alan olan iktisat ve ekonomi alanına girerek, çareler sunarak ve çözümler üreterek, sömürgeci sistemlere karşı başkaldırının da sembol ismi olmuştur aynı zamanda.
Ülkede var olan iktisat fakültelerinin batı menşeli tezleri sürekli tekrar ettikleri, gençlere sadece bunları ezberlettikleri bir dönemde Sayın Baş, söz konusu tezini ortaya koyarak ezberleri bozdu, sorgulamadan ezberletilen tezlerin sorgulanmalarına kapı araladı.
İlahiyat fakülteleri çevrelerinde ve Diyanet camiasında mevcut olan ilim adamlarının gündemlerinde ise zaten böyle bir mesele yok iken, Sayın Baş bu çıkışı ile onların da gündemine bu çok önemli konuyu sokmuş oldu.
İslam coğrafyasının kaynaklarının neredeyse tamamı küresel tefeciler arasında paylaşılmaya devam ederken, küresel işgalciler bu kaynaklar vasıtası?la daha da güçlenerek yeni yeni işgaller yaparken; "benim alanım tefsir, benim alanım hadis, ben kelam dalında çalışıyorum, ekonomiden bana ne" diyen ulema takımına bir diyeceğimiz yok ama sorumluluk sahibi, Ümmet?i Muhammed'in dertleri ile dertlenen, ezilenlere, iliklerine kadar sömürülen mazlumlara bir çıkış yolu, bir çare arayan ilim adamları elbette Haydar Hoca'nın mesajını almışlardır.
Bugün değilse de yarın bu tarihi, bu gür sedaya ses vereceklerini umuyoruz.
İki milyarlık İslam aleminin kendine gelmesi, kıyama kalkması, belini doğrultması bir an evvel kaynaklarına sahip çıkmasına ve kaynaklarını en verimli bir biçimde kullanmasına bağlıdır ki işte Milli Ekonomi Modeli bu çıkışın formüllerini sunmaktadır.
Elinde planı projesi olmayan, uygulayacak bir modeli olmayan iktidarların koltuğa oturur oturmaz kapitalizmin bütün kurallarına nasıl da teslim olduklarını, kendi ülkelerini ve insanlarını nasıl da tefecilere soydurduklarını on beş yıldan beri bizzat yaşayarak görüyoruz.
Uykusuz geçen sayısız gecelerin, uğrunda tüketilen nice on yılların mahsulü olan Milli Ekonomi Modeli Sayın Baş'ın önce Türk milletine, sonra tüm İslam alemine daha sonra da yedi milyarlık insanlık alemine eşsiz armağanıdır.
Takdir ederler etmezler, kıymetini bilirler ya da bilmezler kendileri bilir ama bu çok tarihi ve çok hayati tez, gün geçtikçe, dünya durdukça, çağlar devrildikçe tıpkı altın gibi hep kıymetlenecektir.
Muhterem müellifin çağdaşları olan bizler, günü yaşayan insanlar olarak kıymetini bilirsek, hayatımıza geçmesinin yollarını ararsak ve de bulursak biz de istifade etmiş olacağız ve belki dertlerimiz biraz azalacak, problemlerimiz çözülecek.
Bu tarihi fırsata karşı duyarsız kalırsak, kapitalizmin kuklası, tefecilerin oyuncağı ve sömürgecilerin oyun alanı olmaya devam edeceğiz.
Çağın derin yarasının bu merhemle iyileşeceğine inancımız tamdır.
Prof. Dr. Haydar Baş, tarih boyunca İslam alimlerinin en çok ihmal ettikleri, en fazla boş bıraktıkları alan olan iktisat ve ekonomi alanına girerek, çareler sunarak ve çözümler üreterek, sömürgeci sistemlere karşı başkaldırının da sembol ismi olmuştur aynı zamanda.
Ülkede var olan iktisat fakültelerinin batı menşeli tezleri sürekli tekrar ettikleri, gençlere sadece bunları ezberlettikleri bir dönemde Sayın Baş, söz konusu tezini ortaya koyarak ezberleri bozdu, sorgulamadan ezberletilen tezlerin sorgulanmalarına kapı araladı.
İlahiyat fakülteleri çevrelerinde ve Diyanet camiasında mevcut olan ilim adamlarının gündemlerinde ise zaten böyle bir mesele yok iken, Sayın Baş bu çıkışı ile onların da gündemine bu çok önemli konuyu sokmuş oldu.
İslam coğrafyasının kaynaklarının neredeyse tamamı küresel tefeciler arasında paylaşılmaya devam ederken, küresel işgalciler bu kaynaklar vasıtası?la daha da güçlenerek yeni yeni işgaller yaparken; "benim alanım tefsir, benim alanım hadis, ben kelam dalında çalışıyorum, ekonomiden bana ne" diyen ulema takımına bir diyeceğimiz yok ama sorumluluk sahibi, Ümmet?i Muhammed'in dertleri ile dertlenen, ezilenlere, iliklerine kadar sömürülen mazlumlara bir çıkış yolu, bir çare arayan ilim adamları elbette Haydar Hoca'nın mesajını almışlardır.
Bugün değilse de yarın bu tarihi, bu gür sedaya ses vereceklerini umuyoruz.
İki milyarlık İslam aleminin kendine gelmesi, kıyama kalkması, belini doğrultması bir an evvel kaynaklarına sahip çıkmasına ve kaynaklarını en verimli bir biçimde kullanmasına bağlıdır ki işte Milli Ekonomi Modeli bu çıkışın formüllerini sunmaktadır.
Elinde planı projesi olmayan, uygulayacak bir modeli olmayan iktidarların koltuğa oturur oturmaz kapitalizmin bütün kurallarına nasıl da teslim olduklarını, kendi ülkelerini ve insanlarını nasıl da tefecilere soydurduklarını on beş yıldan beri bizzat yaşayarak görüyoruz.
Uykusuz geçen sayısız gecelerin, uğrunda tüketilen nice on yılların mahsulü olan Milli Ekonomi Modeli Sayın Baş'ın önce Türk milletine, sonra tüm İslam alemine daha sonra da yedi milyarlık insanlık alemine eşsiz armağanıdır.
Takdir ederler etmezler, kıymetini bilirler ya da bilmezler kendileri bilir ama bu çok tarihi ve çok hayati tez, gün geçtikçe, dünya durdukça, çağlar devrildikçe tıpkı altın gibi hep kıymetlenecektir.
Muhterem müellifin çağdaşları olan bizler, günü yaşayan insanlar olarak kıymetini bilirsek, hayatımıza geçmesinin yollarını ararsak ve de bulursak biz de istifade etmiş olacağız ve belki dertlerimiz biraz azalacak, problemlerimiz çözülecek.
Bu tarihi fırsata karşı duyarsız kalırsak, kapitalizmin kuklası, tefecilerin oyuncağı ve sömürgecilerin oyun alanı olmaya devam edeceğiz.
Çağın derin yarasının bu merhemle iyileşeceğine inancımız tamdır.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024