Son yıllara kadar ülkemiz için ittifakla “cennet vatan” nitelemesi yapılırdı.
Bu dönem kapandı.
Türkiye maalesef “cennet vatan”dan “cinnet toplumu”na dönüştürüldü.
AKP hükümetinin uyguladığı politikalar, bir “cinnet toplumu” ortaya çıkardı.
Bu teşhis, laboratuvar sonuçlarına dayanıyor, yani resmi veri ve istatistiklerin sonucu!
* * *
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, bir milletin millet olabilmesi ve ilelebet payidar kalabilmesi için korunup kollanması gereken, olmazsa olmaz şu esaslara dikkat çeker yıllarca:
Aile, devlet, ordu, din, adalet.
Bu esaslar olmadan millet olmaz, bunları hedef almak, bizzat Türk milletini hedef almaktır, der Prof. Dr. Baş.
Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli eksenli sosyal devlet projelerin de bu temellerin korunup güçlendirilmesine göre ortaya koyar.
AKP iktidarı ise, maalesef bu olmazsa olmazların örselendiği, sarsıldığı ve bilerek veya bilmeyerek ortadan kaldırılmaya çalışıldığı vahim bir süreç olmuştur.
Ekonomiden dini hayata, yargı sisteminden değerler sistemine, milli kimlikten medeniyet ölçülerimize kadar her şey dönüşüme tabi tutulmuştur. Türk milletinin tutunacak dalı kalmamıştır.
* * *
AKP uygulamalarıyla artık tutunacak dalı kalmayan fert, aile ve kurumlar yok olmak tehlikesiyle baş başa kalmıştır. Fertler intihar etmiş, aileler dağılmış, kurumların moralleri sıfırlanmıştır.
Türk milleti, fert ve kurumlarıyla “cinnet toplumu” haline dönüşmüş, birçok kesim intihar eşiğini aşmıştır.
* * *
Prof. Dr. Nazan Aydın şunu açıklıyor:
2003 yılında Türkiye’de 14 milyon 238 bin kutu antidepresan satıldı.
Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise şu bilgiyi verdi:
2012’de 36 milyon 359 bin 107 kutu antidepresan kullanıldı. Buna ilave olarak daha ağır durumlarda kullanılan antipsikotiklerde ise tüketim son 5 yılda yüzde 68.6 oranında artışla, 7 milyon 201 bin kutudan 12 milyon 158 bin kutuya çıkmıştı.
* * *
Prof. Dr. Atila Erol şu notu ddüşüyor:
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, her sene 1.000.000 (bir milyon) kişi intihar ederek hayatına son veriyor, her gün 3000 kişi intihar ediyor. Her bir intihar ölümüne karşılık 20 intihar girişimi gerçekleşiyor; yani yılda yaklaşık 20 milyon intihara teşebbüs gerçekleşiyor.
İntihar sayısı da, AKP iktidarı döneminde fırlamış vaziyettedir:
2003 yılında, bin 661 intihar vakası yaşandı.
2010 yılında ise TÜİK verilerine göre
2 bin 933 kişi intihar etti. Bu sayı son iki senede katlanarak arttı.
Daha vahim olanı, istatistikler, Türkiye’de çocuk intiharlarında yaş sınırının ise 8’e düştüğü gösteriyor.
Son on yılda orduda 934 evladımız intihar etti.
TÜİK, intihar ve intihara teşebbüs bilgilerinin derlenmesinin bile henüz tam yapılamadığından şikayetçi… Aile, Sağlık, İçişleri vs. bakanlıklar ne iş yapar, bilmiyorum!
* * *
Boşanma ve ailelerin dağılmasında ise tam bir patlama yaşanıyor.
2004 yılında boşanma sayısı 91 bin 022 iken; 2010 yılında 118 bin 568, 2011 yılında 120 bin 117’ye fırladı.
2012 I. döneminde (Oca-Mart) 33 474, II. Döneminde Nisan-Haz) 33 bin 197, III. döneminde (Tem-Eylül) 25 bin 295 oldu. 2012 yılı IV. dönem boşanma sayıları ise henüz açıklanmadı, bugün-yarın açıklanır.
* * *
Ekonomik darlık ve icralar ise yaraya tuz basıyor. Gaziantep’teki Milli Kahramanlar programında Av. Gürcan Bahar hanımefendi bu hayati konuyu aydınlattı.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin şu rakamı açıklayarak vazife yapıyor:
2012 yılı itibarıyla icra dairelerinde yaklaşık 12 milyon 700 bin dosya bulunuyor.
TÜİK’e göre, Türkiye’de yaklaşık 18 milyon hane halkı var. Bu hanelerden yaklaşık 5 milyonunda kiracılar yaşıyor.
Bakan’ın verdiği bilgiye göre Türk hanesini yüzde 65’i haciz ile, icra ile boğuşuyor.
Vaziyet bu iken, milletin fertlerinde, ailede, orduda, adliyede huzur kalır mı?!
* * *
Bu Türkiye tablosunu tam okuyalım ki… Prof. Dr. Baş’ın, her Türk evladına vatandaşlık maaşı ve her Türk kadınına 1 000 TL ev hanımı maaşı projesi, çalışana 4 000 TL asgari ücret, uzun vadeli faizsiz evlenme kredisi, uzun vadeli faizsiz ve maliyetine konut kredisi gibi sosyal devlet projelerinin yanısıra, milli birlik, milli kimlik ve medeniyet tezinin kıymetini idrak edelim. Türkiye’nin BTP’den ve Prof. Dr. Baş’tan gayrı kurtuluş yolunun olmadığını fark edelim, hakkı sahibine teslim edelim…
Aksi halde “cennet vatan”, tamamen “cinnet toplumu” oluverir.
Bu dönem kapandı.
Türkiye maalesef “cennet vatan”dan “cinnet toplumu”na dönüştürüldü.
AKP hükümetinin uyguladığı politikalar, bir “cinnet toplumu” ortaya çıkardı.
Bu teşhis, laboratuvar sonuçlarına dayanıyor, yani resmi veri ve istatistiklerin sonucu!
* * *
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, bir milletin millet olabilmesi ve ilelebet payidar kalabilmesi için korunup kollanması gereken, olmazsa olmaz şu esaslara dikkat çeker yıllarca:
Aile, devlet, ordu, din, adalet.
Bu esaslar olmadan millet olmaz, bunları hedef almak, bizzat Türk milletini hedef almaktır, der Prof. Dr. Baş.
Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli eksenli sosyal devlet projelerin de bu temellerin korunup güçlendirilmesine göre ortaya koyar.
AKP iktidarı ise, maalesef bu olmazsa olmazların örselendiği, sarsıldığı ve bilerek veya bilmeyerek ortadan kaldırılmaya çalışıldığı vahim bir süreç olmuştur.
Ekonomiden dini hayata, yargı sisteminden değerler sistemine, milli kimlikten medeniyet ölçülerimize kadar her şey dönüşüme tabi tutulmuştur. Türk milletinin tutunacak dalı kalmamıştır.
* * *
AKP uygulamalarıyla artık tutunacak dalı kalmayan fert, aile ve kurumlar yok olmak tehlikesiyle baş başa kalmıştır. Fertler intihar etmiş, aileler dağılmış, kurumların moralleri sıfırlanmıştır.
Türk milleti, fert ve kurumlarıyla “cinnet toplumu” haline dönüşmüş, birçok kesim intihar eşiğini aşmıştır.
* * *
Prof. Dr. Nazan Aydın şunu açıklıyor:
2003 yılında Türkiye’de 14 milyon 238 bin kutu antidepresan satıldı.
Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise şu bilgiyi verdi:
2012’de 36 milyon 359 bin 107 kutu antidepresan kullanıldı. Buna ilave olarak daha ağır durumlarda kullanılan antipsikotiklerde ise tüketim son 5 yılda yüzde 68.6 oranında artışla, 7 milyon 201 bin kutudan 12 milyon 158 bin kutuya çıkmıştı.
* * *
Prof. Dr. Atila Erol şu notu ddüşüyor:
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, her sene 1.000.000 (bir milyon) kişi intihar ederek hayatına son veriyor, her gün 3000 kişi intihar ediyor. Her bir intihar ölümüne karşılık 20 intihar girişimi gerçekleşiyor; yani yılda yaklaşık 20 milyon intihara teşebbüs gerçekleşiyor.
İntihar sayısı da, AKP iktidarı döneminde fırlamış vaziyettedir:
2003 yılında, bin 661 intihar vakası yaşandı.
2010 yılında ise TÜİK verilerine göre
2 bin 933 kişi intihar etti. Bu sayı son iki senede katlanarak arttı.
Daha vahim olanı, istatistikler, Türkiye’de çocuk intiharlarında yaş sınırının ise 8’e düştüğü gösteriyor.
Son on yılda orduda 934 evladımız intihar etti.
TÜİK, intihar ve intihara teşebbüs bilgilerinin derlenmesinin bile henüz tam yapılamadığından şikayetçi… Aile, Sağlık, İçişleri vs. bakanlıklar ne iş yapar, bilmiyorum!
* * *
Boşanma ve ailelerin dağılmasında ise tam bir patlama yaşanıyor.
2004 yılında boşanma sayısı 91 bin 022 iken; 2010 yılında 118 bin 568, 2011 yılında 120 bin 117’ye fırladı.
2012 I. döneminde (Oca-Mart) 33 474, II. Döneminde Nisan-Haz) 33 bin 197, III. döneminde (Tem-Eylül) 25 bin 295 oldu. 2012 yılı IV. dönem boşanma sayıları ise henüz açıklanmadı, bugün-yarın açıklanır.
* * *
Ekonomik darlık ve icralar ise yaraya tuz basıyor. Gaziantep’teki Milli Kahramanlar programında Av. Gürcan Bahar hanımefendi bu hayati konuyu aydınlattı.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin şu rakamı açıklayarak vazife yapıyor:
2012 yılı itibarıyla icra dairelerinde yaklaşık 12 milyon 700 bin dosya bulunuyor.
TÜİK’e göre, Türkiye’de yaklaşık 18 milyon hane halkı var. Bu hanelerden yaklaşık 5 milyonunda kiracılar yaşıyor.
Bakan’ın verdiği bilgiye göre Türk hanesini yüzde 65’i haciz ile, icra ile boğuşuyor.
Vaziyet bu iken, milletin fertlerinde, ailede, orduda, adliyede huzur kalır mı?!
* * *
Bu Türkiye tablosunu tam okuyalım ki… Prof. Dr. Baş’ın, her Türk evladına vatandaşlık maaşı ve her Türk kadınına 1 000 TL ev hanımı maaşı projesi, çalışana 4 000 TL asgari ücret, uzun vadeli faizsiz evlenme kredisi, uzun vadeli faizsiz ve maliyetine konut kredisi gibi sosyal devlet projelerinin yanısıra, milli birlik, milli kimlik ve medeniyet tezinin kıymetini idrak edelim. Türkiye’nin BTP’den ve Prof. Dr. Baş’tan gayrı kurtuluş yolunun olmadığını fark edelim, hakkı sahibine teslim edelim…
Aksi halde “cennet vatan”, tamamen “cinnet toplumu” oluverir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019