Ceo Cem Köksal ve vaiz Kundakçı

Zorlu Holding bünyesinde bulunan Vestel'in CEO'su Ergün Güler şirket çalışanlarına Ramazan tebriki mesajı gönderdi. Zorlu Holding CEO'su Cem Köksal, Güler'in mesajına tüm şirket çalışanlarının göreceği şekilde tepki gösterdi. Yaşanan olayın medyaya yansıması sonucu Köksal'a tepkiler çığ gibi büyüdü.

Cem Köksal hakkında "İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçundan re'sen soruşturma başlatıldı. Köksal soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Yurt dışı yasağı ile serbest bırakıldı. İstifa etti.

Zorlu holding, bahsi geçen şahsın istifa ettiğini bildirip, 'aile değerleri ve iş ahlakına sahip, ülkemizin milli ve manevi değerleriyle bütünleşen bir kurum oldukları' vurgusunu yapıp özür dilediler.

İnceleyelim

1- Başlatılan soruşturma akabinde gözaltı kararı ve yurt dışı yasağı ile serbest bırakma günümüz yargısının rutini olmuş durumda. Ama adaletin rutini bu olmadığı kesin. Yani süreç hukuki değil.

2- Bahsi geçen Cem Koksal anlaşıldığı kadarı ile eğitimli bir isim. Böylesi kritik bir görevde, üstelik Ramazan ayında böyle bir çıkışı neden yaptı?

3- Şirket içindeki bu olayı kim veya kimler deşifre etti?

4- Zorlu Holding planlı olarak itibar istismarına mı maruz bırakıldı?

Ceo Cem Köksal, din ile sıkıntın mı var?

İskoçya ekibi Rangers, Fenerbahçe ile İstanbul'da karşılaşacak. Bu kulüp İstanbul'a destek için gelen taraftarlarına 'Ramazan ayı' için şu mesajı yayınladı:

"Gündüz saatlerinde halka açık yerlerde yemek yemekten, içki ve sigara içmekten ya da sakız çiğnemekten kaçının. Barlar ve restoranlar açık olacaktır. Halka açık alanlarda yüksek sesle müzik dinlemekten, dans etmekten ve küfür etmekten kaçının."

Öncelikle Hıristiyanların, Ramazan ayına ve oruçlu insanlara gösterdiği bu saygıyı Müslümanlarında göstermesini temenni ederim

Hıristiyanların gösterdiği bu saygı ve hassasiyeti neden siz göstermediniz Ceo Cem Köksal?

Yahudilere ait içecek firmaları bile ramazan için reklam yaparken bu şahıs olası deşifrede holdinginin ticari olarak hedef alınacağını bilmiyor muydu?

Yandaş medyanın anında Zorlu Holding ile İslam düşmanı başlığını kullanması planın bir parçası mıdır?

Kundakçı hakkında suç duyurusu

Zorlu Holding'in CEO'su Cem Köksal hakkında resen 'inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme' soruşturmasına binaen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, açıkça suç duyurusunda bulunuyorum.

Diyanet İşleri Başkanlığında devlet memuru olarak çalışan Halil konacı isimli şahıs gerek camilerde, gerek medyada ve gerekse sosyal medyada 'inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme' yanında 'dini değerler üzerinden toplumun bir kesimi hedef gösterme, kişi ve kurumları hedef alma, yalan bilgiyi alenen yayma, devlet büyüklerimize ve cumhuriyet tarihine hakaret etme, kışkırtma, bireyleri hedef gösterme ve de İslam'ı değerleri zedeleme' gibi nice başlıklarda alenen suç işliyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına!

İstanbul'un Pendik ilçesindeki Uluçınar Camisi İmamı Halil Konakçı'nın; "Hatay'ın çoğunluğu Arap'tır. Kürt ve Arap kardeşlerimiz var orada. Hala da öyle. Fransızlar, ezanı Hatay'daki Müslüman köylerinde, camilerinde yasaklamadılar. Yine Fransız işgalindeki Hatay merkezinde, köylerinde ezan 'Allahü ekber' diye okundu 1938'e kadar. 1938'de Hatay Türkiye topraklarına katıldığında ilk yapılan iş ezanın yasaklanması oldu. Yani Fransız'ın yapmadığı zulmü bu topraklarda yaptılar" sözleri için;

Bağımsız Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik' ve 'milli değerleri aşağılama' suçlarından savcılığa suç duyurusunda bulundu.

DİB soruşturma başlattı. Soruşturmayı yürüten müfettişler yine Diyanet İşleri Başkanlığında görevden alındı.

Müfettişleri görevden alınmasında, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'ın, Konakçı'ya desteği etkili olmuş mudur?

Konakçı'nın arkasındaki güç kim?

Devletten maaşlı bu vaiz bir camide kendisine soru sormak isteyen kişinin sözünü yarıda keserek, 'tamam, sus ben seni biliyorum! Seni tanıdım, anladım. Sen, benim beklediğim adamsın. Sen bölücüsün. Senin gibi hıyarlar, bizi ayırıyor biz birleştiriyoruz" dedi.

Sonrasında oradaki kalabalığı dönerek; "Ben bu çapulculara alışkınım. Bunlar çapulcu. Bunlar Muhammed Mustafa'nın düşmanı. Bunlar aşağılık bir varlık. Bunlar kendini Türklük sevdasıyla zannedip siyonistleşmiş. Siyonistliğin uşağı olmuş" cümlelerini kullandı.

Dini hassasiyetleri doruk noktada olan savcılarım! Bu cümlelerde suç unsuru var mı, yok mu?

Cübbeli

Nakşilerin paralel şeyhi Cübbeli Ahmet bey bu kez kızı üzerinden gündeme geldi. Bacımız trafikte  çakar taktırdığı lüks aracıyla ilerlerken polise takılmış. Polis cezayı kesmiş.

Babası 'ünlü', soyadı da ünlü. Haliyle bir anda sosyal medyaya düştü. Cennete fakirleri erken, zenginleri ise geç sokma görevini üstlenen Sayın Cübbeli Ahmet'e, 'kızın kaç yüz yıl sonra cennete girecek' soruları gırla gitti.

Yani bu kişi ve zihniyetler dini değil ama gönülleri ve zihinleri sulandırdılar. Allah hidayet versin.

Yüsra Bacının eşinin açıklaması ise başka şeylerinde sulandırıldığının ifadesiydi. Şöyle diyordu Esad arkadaş;

'Çakar tahsisli. Haber yapanlar hakkında gerekli yasal süreç başlayacak. Neden tahsisli çakar olduğunu, devletle ne yaptığımı, ne fayda sağladığımı size mi anlatacağım? Haber yaparsanız zaten adliyede görürsünüz…"

Araç derken aklıma geldi

Eylem Tok ve vatandaşa depremde çadır satan Kızılay eski Başkanı Kınık.

İkisinin de çocukları trafikte ölümlü kazaya sebep oldular.

Eylem Tok, oğlunu ABD'ye kaçırdı.

Kınık'ın kızı yüzde yüz kusurlu bulundu. 1 gün gözaltı yapıldı ve serbest bırakıldı. Adli kontrol kararı kaldırıldı. Ama deşifre oldukları için Kerem Kınık'ın kızını kaçıramadı.

İki kişiyi hayattan koparan iki asli kusurlunun davaları devam ediyor.

Önermeye bak! Eylem Tok, iktidara yakın bir isim olsaydı oğlunu, Türkiye'den kaçırmazdı.

Kerem Kınık, iktidara muhalif bir isim olsaydı kızını asla bulamazdık.