Uhut savaşındayız…
Ebu Süfyan müşriklerin komutanı, yanında oğlu Muaviye… Biraz arkada hanımı Hint. Bir gurup kadınla çalıp oynuyor, müşriklerin ordusunu gayrete getirmeye çalışıyorlar.
Savaş başladı… Başlangıçta Peygamberimiz güçlü bir saldırı ile Ebu Süfyan ve oğlu Muaviye'nin başını çektiği Müşrik ordusunu dağıttı, kaçışmaya başladılar.
İşin zorluğunu görünce Muaviye'nin anası ve diğer müşrik kadınlar da davullarını zurnalarını atıp kaçmaya başladılar…
Sahabeler, Gadir-i Hum'da yaptıklarının bir benzerini, o gün Uhut savaşında yaptılar. Aşağıda olanlar ganimetleri aldı biz kaldık diyerek, Peygamberimizin defalarca uyarısını dinlemeyip, vasiyetini çiğneyerek stratejik tepeyi boşalttılar.
Bunu fırsat bilen Müşriklerin diğer bir komutanı Halit bin Velit arkadan saldırdı. Tepede kalan bir iki Müslümanı da şehit ettiler ve süvari birlikleri arkadan önlerine geleni öldüre öldüre ilerlediler.
Ebu Süfyan oğlu Muaviye ve diğer Müşrikler, Halit bin Velit'in arkadan saldırdığını ve Müslümanları öldüre öldüre ilerlediğini görünce toparlandılar.
Muaviye'nin annesi Hind ve diğer müşrik kadınları da attıkları çalgı aletlerini alıp yeniden çalmaya oynamaya başladılar.
Arada kalan Müslümanlar epey şehit verdikten sonra dağlara doğru çekilmeye başladılar. Bu arada Peygamberimiz de yaralandı.
Dağa doğru çekilince bu sefer meydan Müşriklere kaldı. Bu savaşta 70-73 kişi şehit verdik.
Şehit olanlar arasında Allah'ın aslanı Hamza da vardı. Muaviye'nin annesi Hind "Hamza'nın cesedi nerede diye sordu" Vahşi yerini gösterdi.
Muaviye bir tarafında, Vahşi diğer tarafında Hamza'ya doğru yöneldiler.
Hamza'nın cenazesini bir köşede buldular. Bedeni sıcaktı…
Muaviye ve Vahşi ganimet olarak, Hz. Hamza'nın kılıcını kalkanını alıp, üzerindeki elbiselerini çıkarmaya başladılar.
Muaviye'nin annesi Hind ise Hz. Hamza'nın burnunu kulaklarını, kesmeye başladı. Sonra Hz. Hamza'nın gözlerini çıkardı.
Oğlu Muaviye ve Vahşi'ye Hz. Hamza'nın tüm elbiselerini çıkarmalarını istedi.
Onlar Hz. Hamza'nın tüm elbiselerini soydular. Önce Hz. Hamza'nın erkeklik organını kesti. Sonra vahşiye karnını yararak ciğerini çıkarmasını istedi.
Vahşi, Hz. Hamza'nın önce karnını göğsüne yakın yerden kesti. Bağırsaklarını çıkarıp dışarı döktü. Sonra ciğerin tamamını çıkarmak için göğsü üste doğru yardı ve ciğeri tam olarak kesip çıkardı. Yeni şehit olan Hz. Hamza'nın ciğeri sımsıcaktı.
Hind vahşi bir köpek gibi ciğere saldırdı. Parçalayıp yemeğe başladı. Henüz tam kanı süzmeyen ciğerin kanları iki ağzının yanından göğsüne akmaya başladı.
Ciğerin üçte birini yedi. Uhut dağlarında yankılanan bir çığlık atarak yere oturdu. Oğlu Muaviye ve Vahşi'ye dönerek "Artık intikamımı aldım, ahdimi yerine getirdim, ölsem de gam yemem dedi."
Sonra diğer müşrik kadınlarını çağırdı. Öbür Müslüman şehitlerini de musle etmelerini (organlarını kesmelerini) istedi. Müşrik kadınlar, Muaviye'nin annesinin emriyle diğer şehitlerin kulaklarını burunlarını vs. kestiler… Cesetler yeni olduğu için bu susuz çölde elleri üstleri hep kan oldu…
Sonra, kesilen organları herkesin iplere geçirerek kolye yapmalarını istedi. Denileni yaptılar. Hamza'nın bir miktarını yediği ciğeri ise Muaviye'nin annesi Hind'in elindeydi.
Bu şekilde Mekke'ye döndüler. Bir tarafında kocası Ebu Süfyan, diğer tarafta oğlu Muaviye üzerleri kan içinde, boyunlarında Müslüman şehitlerin organlarından yaptıkları kolyeler, arkalarında bölüştükleri ganimetler şehre girdiler…
Mekke'de coşkun bir kalabalık onları karşıladı. Herkes çalıp oynuyor, Muhammed'i yenmenin zafer sarhoşluğunu yaşıyordu. Üç gün boyunca Mekke'de putlara adaklar kesildi, kadınlar çalıp oynayıp kutlama yaptılar ve şaraplar su gibi aktı…
Ve sonra zaman geldi
Müslümanlar Muaviye'ye:
Müminlerin Emiri, Peygamberimizin vahiy kâtibi Hz. Muaviye demeye başladılar. Raviler ve sahabeler, her yerde annesi Hind ile babası Ebu Süfyan'ın üstün faziletlerini anlatıyor, yeni yetme gençlere onların İslam dinine yaptığı hizmetleri öğretiyorlardı…
Hz. Ali ve Peygamberimizin Ehl-i Beyt'ine gelince:
Onlar ise, on binlerce minberden lanetleniyordu…
(Onurşan Rahmani hocaya bu aydınlatıcı makalesinden dolayı teşekkürler.)
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023