Kur'an-ı Kerim'in erkek konusunda hiçbir teferruattan söz etmezken, kadının elbisesi için oldukça teferruat sayılacak özellikler ihtiva etmesi ilginçtir. Bunun elbette belirleyici ve kalıcı bir anlamı olmalıdır. Bu yüzden Ahzab suresi 59. ayetindeki Müslüman kadınların bürünmeleri emredilen "cilhab"ın ana özellikleriyle bilinmesi gerekir.Cilbab sözlükte; kamis, hımar, (başörtü) hımardan geniş riga'dan küçük, kadınların başlarını ve göğüslerini örttükleri elbise, kadının elbisesinin örttüğü milhafe gibi üst elbise olarak nitelendirilir. (Zadü'l-Mesir; VII, 422'den Sabunî; Revai, II, 282).İbn Abbas: Vücudu baştan sona örten şey,İbn Cerir: Mikna'a (yüzü örten tülbent), Elmalılı: Baştan aşağı örten ferace, çar gibi dış kisve,İbn Kesir: Başörtüsünün üzerinden örtülen rida,El-Cevheri: Milhafe,İbnü'l Esir: İzar ve rida (etek ve uzun üstlük) veya milhafe (tek parça örtü) ya da mikna'a (yüzü örten tülbent) gibi kadının başını, sırtım ve göğsünü örttüğü şey,El-Meraği: Kadının, gömleğinin ve başörtüsünün üzerinden bürüdüğü dış elbise, "idna" ise, sarkıtmak ve salıvermektir, derler.Ayni ve İbn Hacer de benzer tarifler getirirler.Cilbabı giyiş şeklini belirleyen "İdna" tabirini tarif edenler de şunları söylerler:İbnü'l-Cevzi: Başlarını ve yüzlerini örterler. (Zadü'l-Mesir, VII, 422'den Revai, H. 382).Ebu Hayyan: Cilbabın iddiası bütün vücuda şamildir. "Üzerlerine" ifadesi ile yüzleri kastedilmiştir. Zira cahiliyet döneminde açık olan kısımları yüzleri idi. (Zadü'l-Mesir, V, 250'den Sabuni, Revai, II, 382).Ebu's-Su'ud: Cilbab, başörtüsünden geniş, ridadan küçük bir elbisedir. Kadın onu başına sarar, bir miktarını da göğsüne sarkıtır. Bu ayet, kadınlar herhangi bir sebeple dışarıya çıkarlarsa yüzlerini ve bedenlerini örterler anlamına gelir, diyor. Süddi'den de, "Bir gözleri hariç bütün yüzlerini kapatırlar" sözünü naklediyor. (Ebu's-Su'ud. (Razi Kenarında) VI, 801).İbn Kudüme, cilbabın entari üzerinden giyilmeksizin kuşanıldığını vurgular. (İbn Kudame. el-Muğni: l, 602).Celaleyn'de cilbabın tarifi yapıldıktan sonra İbn Abbas'ın, "Kadınlar hür olduklarının bilinmesi için gözleri hariç, başlarını ve yüzlerini örtmekte emrolunurlar" sözü naklediliyor. (Sabimi, a.g.e. II. 283).İbn Şirin, "Ubeyde es-Sem'ani'ye cilbab ayetini sordum. Üzerindeki bir milhafeyi (vücudun tamamını örten dış elbise) kaldırıp kuşandı. Başının tamamını kaşlarına kadar örttü. Yüzünü örttü, gözünü açık bıraktı" der. (Sabuni, aynı kaynak II. 381).Elmalılı, ayette geçen "cilbabın idnası"nı tarif ettikten sonra şunları söylüyor:"Bu beyanda da iki sünnet vardır. Birisi kaşlarına kadar başını örttükten sonra, büküp yüzünü de örtmek ve yalnız bir gözünü açık bırakmak, (bizler yetiştiğimiz zaman memleketimizde validelerimizin tesettür tarzı bu idi). İkincisi de alnın üzerinden sıkıca sardıktan sonra burnunun üzerinden dolayıp gözlerinin ikisi de açık kalsa bile yüzünün bir kısmı azamim, göğsünü tamamen örtmüş bulunmaktadır. 1310'da İstanbul'a geldiğim zaman İstanbul hanımlarının bir peçe ilave edilmek ve elde bir açık şemsiye bulunmak şartıyla tesettür tarzları da bu idi." (Elmalılı, Tefsir, V. 3928).
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016