Kitaplarını okuduktan sonra 'bakalım bu iş tahmin ettiğim yere varacak mı?' diye düşünmüştüm, maalesef tahminimde yanılmadım. İlk zamanlar bu konuyla ilgili yazsaydım, büyük ihtimal komplo teorisyeni damgası yiyecektim.Kitapları dünyada ama özellikle Türkiye'de kapış kapış satılan Dan Brown'dan bahsediyorum. İlgilenenler bilirler yazarın 'Da Vinci'nin Şifresi' kitabı oldukça ses getirmişti ve ardından 'Melekler ve Şeytanlar' adlı kitap gelmişti. Kitapların filmleri çekildi, üzerlerine çok yazıldı, çizildi.Yazarın son kitabı 'Cehennem' dünya ile aynı anda Türkiye'de satışa sunuldu. Ve kitabın tanıtım sloganı 'Cehennem'in kapısı İstanbul'a açılıyor' olarak belirlendi.Buraları hızlı geçelim ve asıl meramımıza gelelim.Birkaç gün önce İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Amerikalı yazar Dan Brown'un, son kitabı 'Cehennem'in bir bölümünde İstanbul'a yer vermesinin kültür turizmi (!) açısından önemli bir fırsat (!) olduğunu düşünerek, 'Dan Brown' adıyla Tarihi Yarımada'yı kapsayan turlar düzenlemeye karar vermiş.İlk bakışta çok masum bir kültür hareketi gibi görünen bu çalışmaların belirli bir hedefinin olduğuna inanıyorum. Çünkü Brown'un kitapları her ne kadar okuyucuyu sürükleyen bir macera havasında yazılıyorsa da, ana temayı Hıristiyanlık oluşturuyor.Seri halinde yazılan kitaplar incelendiğinde görülecektir ki; Hıristiyanlıkla ilgili bütün öğretiler, dinin bütün kutsal mekanları ve sembolleri detaylarına varıncaya kadar anlatılıyor. Kitapların ana karakteri olan sanat tarihçi ve sembol bilimci Amerikalı profesörün maceralı öyküsüne kendini kaptıran okuyucu bu arada yukarıda bahsettiğim mekânları, öğretileri ve sembolleri 'su ile hap yutar' gibi yutuyor. Bu çok doğal? Çünkü semboller, sembollere yüklenen anlamlar ve barındırdıkları gizemler hemen hemen herkesin ilgisini çeker. Bir de bunlar, etkileyici bir üslupla, sürükleyici bir macera romanının konusu ise, okuyucuyu alır götürür. Okuyucu, akıcı bir maceranın içine adeta bir anafora kapılır gibi sürüklenirken, o arada Hıristiyanlık dininin bütün kutsallarının ve sembollerinin taarruzu altındadır. Ama bunu fark etmez.Bana göre Dan Brown romanlarının taktiği de budur. Hatta bu hedefe ulaşmak için bazan Hıristiyanlık'la ilgili bazı eleştiriler de yapılır. Onlar için bunda bir mahsur da yoktur. Zaten asıl amaç bunun da ötesidir.Şimdi gelelim 'Cehennem' romanıyla yapılmak istenene?İlginçtir, yazarın daha önceki romanı İstanbul'da büyük bir tanıtımla okuyucuya duyurulmuştu hatta yazar Türkiye'ye de gelmişti. Son romanı 'Cehennem'in bir bölümü ise İstanbul'da Yerebatan Sarnıcı'nda geçiyor. Bu öyle bir reklam edildi ki Yerebatan Sarnıcı'na ziyaretçi yağdı. Şimdi de İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü harekete geçti, İstanbul'da 'Dan Brown turları' düzenliyor.Dedik ya; buna kültür turizmi açısından bakıldığında hiç mahsuru yok ama yukarıda kısaca özetlediğim çerçeveden bakıldığında misyonerlik faaliyetinin bence daniskası.Baştan sona Hıristiyanlık unsurlarıyla örülü bir kitabın düğümü, İstanbul'da yine Hıristiyanlarca önemli bir sembol olarak kabul edilen Yerebatan Sarnıcı'nda çözülüyorsa ben orada masumiyet aramam. İlginçtir kitapta sarnıçta mezarı olan bir konttan bahsediliyor. Eminim sarnıcı ziyaret edenler o mezarı görme arzusuyla oraya gidiyorlardır. Yine Dan Brown turlarına katılacak olanlar, kitapta yer alan kutsal sembolleri görmek isteyecekler, bu arada onlara kitapta yer almayan diğer Hıristiyanlık kutsalları da tanıtılacaktır.Ülkemizde özellikle son on yılda yapılan misyonerlik kapsamındaki faaliyetlere bakıldığında bunun artık sıradan işler kıvamına geldiği ve artık normal karşılandığı ortada. O yüzden, bu konuda duyarlı insanların itirazları paranoya olarak değerlendirilip buharlaştırılıyor. Ülkemizde artık dinlerarası diyalog tuzağının meyvesi olarak Başbakanımız 'Ya Allah Bismillah' diyerek kilise açıyor, kiliseler restore ediliyor, camilerimizde ayinler yapılıyor?Yani Cehennem'in kapısı İstanbul'a değil, Türkiye'ye açılıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Okan Egesel / diğer yazıları
- Hz. İnsan’a… / 20.04.2020
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018