Bizim tarihimizde Dede Korkut'un hikâyesinde anlatılan, yaptığı köprüden geçenlerden 5 akçe, geçmeyenlerden 10 akçe alması ile bildiğimiz kişidir Deli Dumrul.
Bizim toplumuzun tarihin de, ilk defa bir köprüden geçenlerden ücret alınması, 25 Ekim 1845 yılında Sultan Abdülmecid Han tarafından yaptırılan Galata köprüsünden geçenler den ücret alınması ile şahit olduğumuz bir uygulamadır.
Denizcilik Bakanlığı tarafından toplanan ve mürüriye (yol tezkeresi, yol müsaadesi, yol belgesi, bir yerden geçmek veya geçirmek için ödenen ücret)köprü tarifesi şöyle idi.
Ücretsiz; Ordu ve kanun uygulayıcı personel, görevdeki yangın söndürücüler, rahipler
5 para: Yayalar
10 para: Sırtı yüklü insanlar
20 para: Sırtı yüklü hayvanlar
100 para: At arabası
3 para: Koyun, keçi ve diğer hayvanlar.
Galata Köprüsünden geçenlerden ücret alınmaya 1930 yılında son verilmiştir.
1973 yılının 30 Ekim günü Cumhuriyetin ilanının 50. Yıl dönümünde hizmete açılan 15 Temmuz Şehitler(Boğaziçi)köprüsünden yayalar 1 lira, arabalar 10 lira, ücret ödeyerek geçiş yapıyorlardı.
15 Temmuz Şehitler(Boğaziçi)köprüsü bağlantı yollarından veya haliç köprüsünden ücret alınmıyordu.
Türkiye'de bir yoldan geçerken ücret ödenmesine ise İzmit- Kirazlıyalı bölümünde, 8 Nisan 1984 yılında, otomobillerden 100 lira ile diğer taşıtlardan 1000 lira arasındaki tarifeyle ücretlendirilmesi ile başlandı.
Daha sonrası TEM otoyolunun (Trans EuropeanMotorway-İspanyadan başlayıp İran'a kadar devam eden otoyol)açılması ile ücretlendirilen yollar çoğalmıştır.
Bizim tarihimizde yolculuklarda geçilen köprülerden değil para almak, yolcudan para almak, Zekat verilebilen zümre olmasından dolayı, hoş görülmemiştir.
Hatta yolcuya hizmet eden konaklama yerleri kervansaraylar tarihimizde çok önemli bir yer tutar. Kervansaraylar, yolcularla beraber binek hayvanlarının bütün ihtiyaçlarını karşılayan, üç güne kadar ki dinlenmelerde hiçbir şekilde ücret talep edilmeyen yerlerdi.
Bu kervansarayların inşaları genellikle devletin ileri gelen idarecileri tarafından vakıf mantığıyla imar edilir ve işletilirdi.
Bu kervansarayların giderleri, han ve bedestenlerin kira gelirleri(icarları) veya diğer akarlardan gelen paralarla, karşılanırdı.
Tarihimizde ve örfümüzde, inancımızdan dolayı her türlü ihtiyacını ve dahi güvenliğini ücretsiz olarak temin ettiğimiz yolculardan para alınmazdı.
Eşkıyanın en kötüsü yol kesenler olarak görülmüş ve cenaze namazlarının kılınmaması gerektiği din kitaplarımıza girmiştir.
Bu köprü ve otobanların ücretleri yalnız geçen araçlardan alınsa da bu yol ve köprülerden geçmeyen, arabası olmadığı için bu köprüyü kullanmayan asgari ücretle yaşayan halkın üzerine vergi olarak yansımasa yani Deli Dumrul hikâyesi gerçek olmasa!
Bizim toplumuzun tarihin de, ilk defa bir köprüden geçenlerden ücret alınması, 25 Ekim 1845 yılında Sultan Abdülmecid Han tarafından yaptırılan Galata köprüsünden geçenler den ücret alınması ile şahit olduğumuz bir uygulamadır.
Denizcilik Bakanlığı tarafından toplanan ve mürüriye (yol tezkeresi, yol müsaadesi, yol belgesi, bir yerden geçmek veya geçirmek için ödenen ücret)köprü tarifesi şöyle idi.
Ücretsiz; Ordu ve kanun uygulayıcı personel, görevdeki yangın söndürücüler, rahipler
5 para: Yayalar
10 para: Sırtı yüklü insanlar
20 para: Sırtı yüklü hayvanlar
100 para: At arabası
3 para: Koyun, keçi ve diğer hayvanlar.
Galata Köprüsünden geçenlerden ücret alınmaya 1930 yılında son verilmiştir.
1973 yılının 30 Ekim günü Cumhuriyetin ilanının 50. Yıl dönümünde hizmete açılan 15 Temmuz Şehitler(Boğaziçi)köprüsünden yayalar 1 lira, arabalar 10 lira, ücret ödeyerek geçiş yapıyorlardı.
15 Temmuz Şehitler(Boğaziçi)köprüsü bağlantı yollarından veya haliç köprüsünden ücret alınmıyordu.
Türkiye'de bir yoldan geçerken ücret ödenmesine ise İzmit- Kirazlıyalı bölümünde, 8 Nisan 1984 yılında, otomobillerden 100 lira ile diğer taşıtlardan 1000 lira arasındaki tarifeyle ücretlendirilmesi ile başlandı.
Daha sonrası TEM otoyolunun (Trans EuropeanMotorway-İspanyadan başlayıp İran'a kadar devam eden otoyol)açılması ile ücretlendirilen yollar çoğalmıştır.
Bizim tarihimizde yolculuklarda geçilen köprülerden değil para almak, yolcudan para almak, Zekat verilebilen zümre olmasından dolayı, hoş görülmemiştir.
Hatta yolcuya hizmet eden konaklama yerleri kervansaraylar tarihimizde çok önemli bir yer tutar. Kervansaraylar, yolcularla beraber binek hayvanlarının bütün ihtiyaçlarını karşılayan, üç güne kadar ki dinlenmelerde hiçbir şekilde ücret talep edilmeyen yerlerdi.
Bu kervansarayların inşaları genellikle devletin ileri gelen idarecileri tarafından vakıf mantığıyla imar edilir ve işletilirdi.
Bu kervansarayların giderleri, han ve bedestenlerin kira gelirleri(icarları) veya diğer akarlardan gelen paralarla, karşılanırdı.
Tarihimizde ve örfümüzde, inancımızdan dolayı her türlü ihtiyacını ve dahi güvenliğini ücretsiz olarak temin ettiğimiz yolculardan para alınmazdı.
Eşkıyanın en kötüsü yol kesenler olarak görülmüş ve cenaze namazlarının kılınmaması gerektiği din kitaplarımıza girmiştir.
Bu köprü ve otobanların ücretleri yalnız geçen araçlardan alınsa da bu yol ve köprülerden geçmeyen, arabası olmadığı için bu köprüyü kullanmayan asgari ücretle yaşayan halkın üzerine vergi olarak yansımasa yani Deli Dumrul hikâyesi gerçek olmasa!
Ali Nezir / diğer yazıları
- Kâmil kul, kâmil mü’min / 19.04.2024
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023