İlk ve Eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş gerçekten de; görevi bırakmış olsa da siyasetin nabzını tutmaya ve yönlendirici misyonunu sürdürmeye kararlı görünüyor.
Kıbrıs Türk halkının meşru davasında önemli bir yer tutan Denktaş, ulusal halk mücadelesi ile özdeşleşen bir kişilik olarak şuanki KKTC siyasilerini de tam ve tanınan bir bağımsızlık yönünde motive ediyor.
Bunları yaparken de taraflara karşılıklı tavsiyelerde bulunuyor.
Son tavsiyelerini geçen gün sıraladı.
KKTC ile Rum yönetimi arasında Avrupa mahkemelerinde sürmekte olan mülk sorununun tehlikelerine dikkat çeken Denktaş , konunun istismar edilmesi durumunda mülk mübadelesinin kanlı bir mücadeleye dönüşebilecek potansiyel taşıdığına dikkat çekti.
Rum Yönetiminin olumsuz tutumunun bilinmesine rağmen Rumların bu tutumu karşısında Avrupa ülkelerinin etkili bir önlem alamamış olmasının adadaki barışa sekte vuracağına vurgu yapan Denktaş, KKTC ile TC'nin dirsek temasında olmasının kaçınılmaz olduğunu ve Rum tarafının da Yunanistan ile böyle bir aşamada bulunduğunu belirtti.
Denktaş Kıbrıslı siyasiler ile Türk siyasilerinin ortak hareket etmesi gerektiğini söyleyerek milli amaçlardan sapmaya müsaade edilmemesini, aksine bunun büyük zaarlar vereceğini yineledi.
Son olarak, Alvaro de Soto'nun BM'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi olduğunun anımsatılması üzerine, "Kendisini kutlarım. Ortadoğu'ya Allah yardımcı olsun. İnşallah bize yaptığını Ortadoğu'ya yapmaz" ifadesini kullandı.
Denktaşın talepleri ve endişeleri böyleydi.
Ve hak vermemek elde değil.
KKTC'yi, Rumlar'ı, Türk siyasilerin kendilerine bakış açısını ve bu zamana dek tatbik edilen ekonomik ve siyasal uygulamaları çok iyi bilen Denktaş'ın düşünceleri gözardı edilemez.
Eski ve ilk KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın gerek üniversiteler bünyesinde, gerek bilimsel ve akademik kürsülerde, gerek Ankara kulislerinde ve gerekse yabancı ülke ofislerinde vereceği beyanlar çok iyi takip edilmeli.
Yeni ve İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ı da Denktaş'ın rakibi olarak değil, onun dava arkadaşı olarak gördüğümüz ve onun da bu eksende olduğunu kanıtladığı sürece KKTC'nin sırtı yere gelmez.
KKTC eskiden de birlikti ve şuan için de birlik olmak mecburiyetinde.
Uluslararası konjonktürün gelişmekte olan negatif trendleri için KKTC'de birliktelik esas.
Birlik olmadan ulusal davalar yürütülemez.
Denktaş'ın misyonu ile KKTC'nin vizyonu aynı olmalı.
Kıbrıs Türk halkının meşru davasında önemli bir yer tutan Denktaş, ulusal halk mücadelesi ile özdeşleşen bir kişilik olarak şuanki KKTC siyasilerini de tam ve tanınan bir bağımsızlık yönünde motive ediyor.
Bunları yaparken de taraflara karşılıklı tavsiyelerde bulunuyor.
Son tavsiyelerini geçen gün sıraladı.
KKTC ile Rum yönetimi arasında Avrupa mahkemelerinde sürmekte olan mülk sorununun tehlikelerine dikkat çeken Denktaş , konunun istismar edilmesi durumunda mülk mübadelesinin kanlı bir mücadeleye dönüşebilecek potansiyel taşıdığına dikkat çekti.
Rum Yönetiminin olumsuz tutumunun bilinmesine rağmen Rumların bu tutumu karşısında Avrupa ülkelerinin etkili bir önlem alamamış olmasının adadaki barışa sekte vuracağına vurgu yapan Denktaş, KKTC ile TC'nin dirsek temasında olmasının kaçınılmaz olduğunu ve Rum tarafının da Yunanistan ile böyle bir aşamada bulunduğunu belirtti.
Denktaş Kıbrıslı siyasiler ile Türk siyasilerinin ortak hareket etmesi gerektiğini söyleyerek milli amaçlardan sapmaya müsaade edilmemesini, aksine bunun büyük zaarlar vereceğini yineledi.
Son olarak, Alvaro de Soto'nun BM'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi olduğunun anımsatılması üzerine, "Kendisini kutlarım. Ortadoğu'ya Allah yardımcı olsun. İnşallah bize yaptığını Ortadoğu'ya yapmaz" ifadesini kullandı.
Denktaşın talepleri ve endişeleri böyleydi.
Ve hak vermemek elde değil.
KKTC'yi, Rumlar'ı, Türk siyasilerin kendilerine bakış açısını ve bu zamana dek tatbik edilen ekonomik ve siyasal uygulamaları çok iyi bilen Denktaş'ın düşünceleri gözardı edilemez.
Eski ve ilk KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın gerek üniversiteler bünyesinde, gerek bilimsel ve akademik kürsülerde, gerek Ankara kulislerinde ve gerekse yabancı ülke ofislerinde vereceği beyanlar çok iyi takip edilmeli.
Yeni ve İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ı da Denktaş'ın rakibi olarak değil, onun dava arkadaşı olarak gördüğümüz ve onun da bu eksende olduğunu kanıtladığı sürece KKTC'nin sırtı yere gelmez.
KKTC eskiden de birlikti ve şuan için de birlik olmak mecburiyetinde.
Uluslararası konjonktürün gelişmekte olan negatif trendleri için KKTC'de birliktelik esas.
Birlik olmadan ulusal davalar yürütülemez.
Denktaş'ın misyonu ile KKTC'nin vizyonu aynı olmalı.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005