Depresyon önceden tespit edilebilecek
Ege Üniversitesinde yürütülen çalışmalarda depresyona yatkın insanların beyin yapısındaki değişiklilerin depresyon hastalığı gelişmeden çok daha önce bozulduğu tespit edildi
19.09.2018 00:00:00





Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi SOCAT Beyin Araştırma Laboratuvarı depresyon geçirmiş annelerin ve onların depresyon geçirmemiş 19-24 yaş arası kızlarının stres hormon cevaplarını ve beyin yapılarını inceledi. TUBİTAK 1001 Programı çerçevesinde yürütülen incelemede elde edilen veriler depresyon geçirmemiş anneler ve kızlarının hormon cevaplarını ve beyin yapıları ile karşılaştırıldı.
Bu karşılaştırma sonucunda depresyona yatkın insanların beyin yapısındaki değişikliler, stresli durumlara verdiği hormonal cevaplar, depresyon hastalığı gelişmeden çok daha önce bozulduğu tespit edildi. Çalışmanın verileri ise 4 ayrı uluslararası dergide yayınlandı.
Proje koordinatörü EÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Saffet Gönül yaygın bir hastalık olan depresyonun genetik geçişinin bilindiğini belirterek, "Ancak, depresyona yatkın kişilerin beyin yapı ve işlevlerinde hastalık öncesi nasıl değişiklikler olduğu ise net olarak bilinmemektedir. Bu nedenle SOCAT Araştırma grubu depresif anneler ile onların hastalanmamış ama depresyona yatkın genç erişkin kızlarını, sağlıklı anne ve kızları ile karşılaştırdı. Karşılaştırma sonucunda yatkın kişilerde hastalıktan önce beyindeki karar verme, duyguları yönetme ve sosyal ilişkileri düzenleme alanlarında yapısal ve işlevsel olarak sorunlar olduğu tespit edildi. Benzer şekilde stres hormonu kortizol salınımı yetersiz idi. Bu özellikler ise depresif annelerde çok daha belirgindi. Bu bulgular bize yatkın kişilerde beyin yapısı ve işlevlerinin hastalık öncesi değişmeye başladığını ve zamanla depresyona yol açacak şiddete ulaştığını göstermektedir" şeklinde konuştu.
'Beyin, depresyondan önce değişmeye başlıyor'
Yapılan çalışmalarda riskli olan gruplarda beynin analizlerini duyguların değişimi sırasında beynin işlevlerinin nasıl değiştiğini ve strese verilen hormonel cevaplarını araştırdıklarını belirten Prof. Dr. Gönül şöyle konuştu: "Araştırmalarımız sonucunda gördük ki depresyon yatkın olan kişiler daha depresyona girmeden önce strese daha yatkınlar stres hormonlarını gerektiği gibi yükseltemiyorlar beynin özellikle sosyal alanlarla ilgili kısımlarında karar verme ile ilgili kısımlarında belirli küçük kayıplar var. Yine bellek alanlarında mikro düzeyde kayıplar var. Daha da önemlisi üzüntü gibi durumlarda beynin belirli bölümlerini aktif hale getirip harekete geçiremiyorlar. Dolayısıyla şu net ki depresyondan önce beyin değişmeye başlıyor. Artık elimizdeki teknolojilerle de bu değişikliği tespit etmek ve bu değişikliği olan kişileri önceden tedbir alabilmelerine yönelik çalışmalar yapmak mümkün hale geliyor. Depresyon, bugün bildiğimiz kadarıyla en fazla yeti yitimine ve en yüksek ekonomik kayba neden olan hastalıkların başında geliyor. Eğer buradaki verileri de kullanarak depresyona girmeyi engelleyebilirsek o zaman bu bütün ekonomik kaybın önüne geçmek mümkün olacak."
İHA
Bu karşılaştırma sonucunda depresyona yatkın insanların beyin yapısındaki değişikliler, stresli durumlara verdiği hormonal cevaplar, depresyon hastalığı gelişmeden çok daha önce bozulduğu tespit edildi. Çalışmanın verileri ise 4 ayrı uluslararası dergide yayınlandı.
Proje koordinatörü EÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Saffet Gönül yaygın bir hastalık olan depresyonun genetik geçişinin bilindiğini belirterek, "Ancak, depresyona yatkın kişilerin beyin yapı ve işlevlerinde hastalık öncesi nasıl değişiklikler olduğu ise net olarak bilinmemektedir. Bu nedenle SOCAT Araştırma grubu depresif anneler ile onların hastalanmamış ama depresyona yatkın genç erişkin kızlarını, sağlıklı anne ve kızları ile karşılaştırdı. Karşılaştırma sonucunda yatkın kişilerde hastalıktan önce beyindeki karar verme, duyguları yönetme ve sosyal ilişkileri düzenleme alanlarında yapısal ve işlevsel olarak sorunlar olduğu tespit edildi. Benzer şekilde stres hormonu kortizol salınımı yetersiz idi. Bu özellikler ise depresif annelerde çok daha belirgindi. Bu bulgular bize yatkın kişilerde beyin yapısı ve işlevlerinin hastalık öncesi değişmeye başladığını ve zamanla depresyona yol açacak şiddete ulaştığını göstermektedir" şeklinde konuştu.
'Beyin, depresyondan önce değişmeye başlıyor'
Yapılan çalışmalarda riskli olan gruplarda beynin analizlerini duyguların değişimi sırasında beynin işlevlerinin nasıl değiştiğini ve strese verilen hormonel cevaplarını araştırdıklarını belirten Prof. Dr. Gönül şöyle konuştu: "Araştırmalarımız sonucunda gördük ki depresyon yatkın olan kişiler daha depresyona girmeden önce strese daha yatkınlar stres hormonlarını gerektiği gibi yükseltemiyorlar beynin özellikle sosyal alanlarla ilgili kısımlarında karar verme ile ilgili kısımlarında belirli küçük kayıplar var. Yine bellek alanlarında mikro düzeyde kayıplar var. Daha da önemlisi üzüntü gibi durumlarda beynin belirli bölümlerini aktif hale getirip harekete geçiremiyorlar. Dolayısıyla şu net ki depresyondan önce beyin değişmeye başlıyor. Artık elimizdeki teknolojilerle de bu değişikliği tespit etmek ve bu değişikliği olan kişileri önceden tedbir alabilmelerine yönelik çalışmalar yapmak mümkün hale geliyor. Depresyon, bugün bildiğimiz kadarıyla en fazla yeti yitimine ve en yüksek ekonomik kayba neden olan hastalıkların başında geliyor. Eğer buradaki verileri de kullanarak depresyona girmeyi engelleyebilirsek o zaman bu bütün ekonomik kaybın önüne geçmek mümkün olacak."
İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.