Ülkemiz, emsali ülkelerden hiç biri ile mukayese Kabul etmeyecek kadar ağır, derin ve devasa dertlere giriftar olmuş durumdadır.
Gerek nüfus, gerek yüzölçümü ve gerekse tarihi arka plan itibariyle bize yaklaşan ülkelerden hiç birinde olmadığı kadar cevapsız sorular ve çözüm bekleyen sorunlar yığını ile karşı karşıyayız.
Yetkililer her fırsatta, ağır enflasyon şartlarının küresel olduğunu söyleyip duruyorlar.
Hayat pahalılığının her tarafta yaşandığını söyleyerek bizdekini hafifletmeye çalışıyorlar ama durum hiç de öyle değil, iletişimin bu kadar ilerlediği bir dünyada insanlar, tükettiği gıda maddelerinin, kullandığı eşyaların dünyanın neresinde ve ne kadara alınıp-satıldığını anında öğrenebiliyorlar.
Hangi ülkenin cari açığı ne kadar, fert başına düşen milli geliri ne kadar olduğunu görebiliyorlar.
Matematik yanılmayacağına göre, rakamlar yalan söylemeyeceğine göre, açıklanan rakamlar hiç de öyle söylemiyor.
Sözünü ettiğimiz ölçekteki ülkelerin yıllık enflasyon rakamlarını biz her ay yakalıyoruz, hatta bazı aylarda onları dahi geçiyoruz.
Onların yıl boyu yaşadıkları pahalılığı, fiyat istikrarsızlığını biz bir ay içinde yaşıyoruz ve her ay bir öncekinden daha kötü şartlara yelken açıyoruz.
Neden varlık içinde yokluklar yaşıyoruz, tarım ülkesi olduğumuz halde gıda ürünleri, et ve süt ürünleri neden her geçen gün erişilmez fiyatlara yükseliyor gibi sorular, henüz cevaplanmamış sorular arasındadır.
Paramız niye pul oldu, ülkemiz uluslararası şer şebekeleri için neden yol oldu, yolgeçen hanı oldu?
Sorular… Sorular… Hep cevapsız kalan sorular.
Dünya devletleri arasında bizim ayarımızda hiç bir ülkede, on milyonu aşmış sığınmacı sorunu yok.
Ekonomik açıdan, insanlarının refah seviyesi açısından bizimle asla mukayese edilemeyecek derecede bolluk içinde yaşayan hiç bir ülke, sığınmacı konusunda bizim gibi açık kapı politikası uygulamıyor, ya hiç kabul etmiyor ya da ince eleyip sık dokuyarak alıyor.
Hiç bir ülkede Asgari ücret, hiç bir ülkede emekli maaşları, yoksulluk sınırının dörtte biri oranının altına düşmemiş.
Bir ailede, dört Asgari ücretli olursa, beş emekli maaşı alan olursa ancak yoksulluk sınırına yaklaşmış olacak, bu durum hiç bir şartta sürdürülebilir olmadığı halde, iktidarıyla muhalefetiyle tüm sorumlular çelik-çomak oynayarak ülkenin günlerini, haftalarını, aylarını ve yıllarını harcayıp gidiyorlar.
Onun için diyoruz ki, derdimiz var hiç bir derde benzemez, hiç bir ülkeninkine benzemez.
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025