Akaryakıt kaçakçılığı... Sigara kaçakçılığı... Bu iki kaçakçılıktan birileri her yıl milyarlarca dolar götürüyor. Akaryakıt kaçakçılığını dev petrol şirketleri yapıyor. Peki devlet bunları bilmiyor mu? Bilmesine biliyor da, yatıyor!En büyük sorun, devleti 'kendimizin dışında' görmek. Algılama böyle. Oysa devlet dediğimiz, dediğiniz, denilen 'sen, ben, o... Biz, siz, onlar..'İçimizden birisi, hasbel kader 'mühürü' eline geçirirse, 'Süleyman' oluveriyor. Mühür kimdeyse de Süleyman o oluyor! Araya mesafe koyuyor. Odacıdan, makam şöföründen, evrak memurundan tutun, şefe, daire başkanına, müdüre, umum müdüre kadar. Yeter ki, 657 kaftanından bir ip, bir iplik, bir ilik - düğme kapsın.Devletin memurunun düğmesini kopartmak, kaç aydan başlar?Belki bu devlet, memuruna iyi maaş vermiyor, öğretmenini ayda 500 - 600 milyona, varsıl ailelerin şımarık çocuklarına ezdiriyor. Polisini, minibüs şoförüne, zabıtasını manavın bir kilo domatesine muhtaç ediyor.Ama devlet, memuruna unvan, yetki, 'kendi adına, asma - kesme biçme' gücü veriyor.Bir de, 'ellenmezlik, dokunulmazlık, yanaşılmazlık - yaklaşılmazlık' veriyor.Az mı?Bazıları, bu gücü, unvanı, yetkiyi 'maaş' yerine, paraya 'tahvil' ediyor.Nedir 'devlet' dediğiniz? Hikmetinden 'sual olunmaz' bir yaratık mı?Hayır! Bizler adına 'devlet' olan, içimizden birileri. Memur yakınımız, müsteşar amcamız, komiser dayımız, astsubay - subay eniştemiz, öğretmen baldızımız, hemşire teyzemiz, savcı amcaoğlumuz, hakim teyze kızımız, gümrük muhafazacı hemşehrimiz, mahallelimiz!İşte devlet!O zaman benim, senin, bizim bildiğimizi 'devletin bilmemesi' mümkün mü?Akaryakıt vurgununu, kaçağın boyutlarını, 3 - 4 milyar doları bulduğunu, Habur'dan, Gürbulak'tan, Cizre, Silopi, Şırnak'tan, Van'dan, Ağrı'dan, Kars'tan tanker tanker geldiğini, İzmir'e, İstanbul'a, Ankara'ya, Edirne'ye kadar vardığını, 81 ile dağıldığını yıllar önce yazdım. Defalarca yazdım. Uydurmadım, 'devletten, devletin memurundan, müfettişinden, gümrükçüsünden' duyduğumu, öğrendiğimi yazdım. Yol boyu bütün illerin, ilçelerin, güçlü ve etkililerin, aşiretlerin, Barzani'lerin, Talabani'lerin de paylaşıp, nemalandığını yazdım. PKK'nın da, payıyla 'silah aldığını' yazdım.4 milyar dolarlık kaçak, çiklet mi, cebe sığar mı?Bu işleri, bu kaçakları 'devlet adına, kanun namına' önlemekle mükellef olanların, 'tanker başı' bu paranın 'paydaşı' olmamaları halinde bu işlerin olamayacağını da yazdım. Irak'ta Kürt Devleti'nin de 'Türkiye üzerinden kaçak akaryakıt, finansmanı ile kurulup, güçlendiğini' yazdım. Tıpkı, şimdi 3 milyar dolarlık 'kaçak sigara' pazarı gibi. Kaçak sigara, şehirlerde, tezgahlarda, caddelerde.Devlet nerede?O zaman yazdıklarımın çoğunu, tekrar yazmama yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) cevaz vermediği için, yazmam. Yazamam.4 Milyar dolarlık akaryakıt, benzin, mazot bu! Bir depo değil. Gemiyle, tankerle gelir. Çiklet değil, cebe girmez! Devlet ve devletin mesulleri, zabitleri, gümrük muhafaza ve müdafileri nasıl görmez? Şok, şok, şok!Benim, senin bildiğini, cümle alemin bildiğini devlet nasıl bilmez?Elde, satsan satılmaz. Evde satsan satılmaz. Akaryakıt bayiinde satılmazsa müşteriye varmaz.Tövbe, tövbe! Gülmek isterim, gülemem de!Şimdi TBMM, 'Kaçak akaryakıt' komisyonu kurmuş, üç eski bakanı mesul bulmuş!Vışşş! Abovvv! Tillo, gıllo, hello!Zülfikar Doğan / Akşam