Dış ticaretin esası, malını alanın malını almaktır. Asırlarca dış ticaret, bu esas doğrultusunda yapılmıştır. Doların rezerv para kabul edilmesinden sonra, dış ticaretin esası bozulmuş ve değiştirilmiştir. Daha doğru deyişle, dış ticaret adı altında, tam bir soygun düzeni kurulmuştur. Soygun düzeninin soyguncusu ABD, soygun aracı da dolar olmuştur. Ülkeler mal, ABD de para üretmiş, sonra üretilen mallar ABD'nin parasıyla değiş-tokuş edilmiş, bunun adına da dış ticaret denilmiştir. Söz konusu soygun düzeni ülkeleri krizden krize sürüklemiştir. Dünya Bankası eski ekonomistlerinden Justin Yifu Lin şöyle der: "Doların hâkimiyeti, küresel mali ve ekonomik krizin temel nedenidir. Çözüm rezerv para biriminin değişmesidir." Lin, bunu diyor, fakat rezerv para biriminin nasıl değiştirileceğini, yerine neyin konulacağını söyleyemiyor. İftiharla ifade edelim ki, bu konuda en doğru çözümü, 'Milli Ekonomi Modeli' ile Prof. Dr. Haydar Baş, ortaya koymuştur. Prof. Dr. Haydar Baş, yıllarca dış ticaretin milli paralarla yapılmasını savunmuştur. Böyle yapılırsa, dış ticaret tekrar esası üzerine oturtulmuş, yani malını alanın malı alınmış olur.Prof. Dr. Haydar Baş'ın, bu çözüm teklifini ilk benimseyen ve uygulayan ülke Rusya'dır. Rusya, bununla da yetinmemiş, dost ve müttefiklerine de aynı çözümü tavsiye etmiştir. İlginçtir, Rusya Devlet Başkanı Putin, son ziyaretinde Türkiye'ye de milli parayla dış ticaret yapma teklifinde bulunmuştur.Aynı teklif, İran tarafından da Türkiye'ye yapılmıştır. İran Ekonomi Bakanı Ali Tayyipniya, "yaptırımlardan etkilenen iki ülkenin, Türk Lirası (TL) ve İran Riyali (IRR) ile ticaret yapması halinde, olumsuzlukların ortadan kalkacağını ve ticaretin kolaylaşacağını" söylüyor. Tayyipniya, sözlerini şöyle bağlıyor: "Biz, Türkiye'yi sadece komşu ülke görmüyoruz, Türkiye bizim kardeşimizdir." Bu teklifler karşısında, Türkiye'yi idare edenler, acaba ne düşünüyor, hangi duyguları yaşıyorlar? Gerçekten merak ediyoruz.Rusya Devlet Başkanı Putin'in, Türkiye'yi ziyaretinden önce Anadolu Ajansı'na verdiği söyleşide söylediği şu sözler çok önemlidir: "Elbette tutumlarımız bazı konularda farklı olabilir. Bu, bağımsız dış siyaset güden devletler için doğaldır. Bununla beraber, Rusya'nın büyük önem verdiği karşılıklı diyalogu devam ettirme noktasında ortak niyetimiz mevcuttur. Hükümetimizin tutumu ikili ticari hacmi arttırmak için yeni ufuklar açmaktır."Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, "yeni ufuklar açmak" cümlesinin altını kalın çizgiyle çizmeli ve üzerinde derin derin düşünmelidir. Gerçekten de Rusya, 'Milli Ekonomi Modeli' sayesinde yeni ufuklar açıyor. Rusya Devletine ait doğalgaz şirketi Gazprom'un CEO'su Aleksandr Dukov, "gaz sattıkları 10 ülkeden dolar yerine avro aldıklarını, ileride avrodan da vazgeçip tamamen ruble ile satış yapacaklarını" söylüyor.Özetle ifade edersek, milli paralarla dış ticaret yapılırsa, dolar rezerv para olmaktan çıkar ve dolayısıyla ABD'nin hegemonyası yer ile yeksan olur. Bu gerçek, artık görülmeye ve idrak edilmeye başlandı. İşte fikrin, silahtan üstün böyle bir gücü vardır. Rusya, 'Milli Ekonomi Modeli'nden aldığı fikirle, bu gücü elde etti, şimdi Batı dünyasına meydan okuyor, uyguladıkları ekonomik yaptırımlardan etkilenmiyor, geri adım atmıyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, Batılıların ekonomik yaptırımlarını şöyle değerlendiriyor: "Yaptırımlar, Batı'nın Rusya'ya yüzyıllardır süren kininin bir neticesidir." Rusya'yı bile kendinden saymayan Batı, Türkiye'ye kucak açar mı? Böyle bir beklenti içerisinde olanlara ve hâlâ uyanmayanlara yazıklar olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018