Diyabette ürküten artış
Türkiye özelinde, beslenme alışkanlıklarının, hareketsiz yaşam tarzının, obezitenin ve erken yaşta diyabetin artması, bu sorunun daha da büyümesini neredeyse kaçınılmaz hale getiriyor.
04.12.2025 16:34:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Dünya genelinde diyabetli sayısı 1980'de yaklaşık 108 milyondu; 2014'te bu sayı 422 milyona çıktı. Bu, birden fazla kat artış anlamına geliyor.
Özellikle yetişkinlerde diyabet oranı 1980'de %4.7 iken, 2014'te %8.5'e yükseldi.
Daha yakın dönemde (1990–2022) yapılan bir çalışma, yetişkinlerde diyabet oranının yaklaşık iki katına çıktığını ve küresel diyabet prevalansının %7'den ~%14'e yükseldiğini gösterdi.
Türkiye özelinde ise, 2000'lerin başlarında 20 yaş ve üzeri nüfusta diyabet prevalansı (TURDEP-I) yaklaşık %7,2 iken, on–on iki yıl sonra (TURDEP-II) bu oran ~%13,7'ye çıktı.
2025 itibarıyla uzmanlar, ülkemizde diyabetli sayısının 8–10 milyondan (bazı değerlendirmelere göre 12 milyona) ulaştığını belirtiyor.
Bu veriler, diyabetin hem sayıca hem de prevalans (nüfus içindeki oran) olarak artış eğiliminde olduğunu açık biçimde gösteriyor.
Nedenleri: Yaşam Tarzı, Kentleşme ve Beslenme Değişimi
Artışın altında yatan pek çok neden var. Önde gelenler şöyle:
Obezite ve fazla kilo: Aşırı vücut yağı, özellikle karın bölgesinde yağlanma (abdominal/visseral obezite), vücudun insüline karşı direncini artırıyor. Bu, Tip 2 Diyabet'in en yaygın tetikleyicilerinden biri.
Hareketsizlik / fiziksel aktivite azalması: Günümüzde ofis işleri, uzun oturma süreleri, teknoloji kullanımı ve genel hareketsizlik, metabolizmayı yavaşlatıyor; bu da kan şekeri düzeninin bozulmasına zemin hazırlıyor.
Değişen beslenme alışkanlıkları: Geleneksel dengeli beslenmede azalan, fast-food, işlenmiş gıdalar, yüksek şeker / rafine karbonhidrat içeren beslenme biçimleriyle sağlıksız beslenme yaygınlaşıyor. Bu da kilo, insülin direnci ve metabolik sorun riskini artırıyor.
Kentleşme ve modern yaşam tarzı: Şehirleşme, stres, daha az fiziksel aktivite, yaşam tarzı değişiklikleri gibi süreçler diyabetin artmasında etkili.
Yaşam süresinin uzaması ve nüfusun yaşlanması: Daha uzun yaşayan nüfuslarda kronik hastalıklar, dolayısıyla diyabet gibi metabolik hastalıklar daha sık görülüyor.
Özetle — genetik yatkınlık önemli olsa da — diyabet artışındaki en güçlü ivmeyi "çevresel ve yaşam tarzı faktörleri" oluşturuyor.
Türkiye Örneği: Neden Daha Hızlı Artıyor?
Türkiye'de diyabetin artış hızı, dünya ortalamasının ve Avrupa ortalamasının üzerinde olarak gösteriliyor.
Bu hızın sebepleri arasında:
Hazır gıdaya yönelim, fast-food ve batı tipi beslenme alışkanlıklarının artması.
Fiziksel aktivitenin azalması, özellikle şehirleşmiş yaşam tarzı ve "hareketsiz yaşam".
Obezite ve fazla kilo oranlarının artması.
Genç yaşlarda bile (önceden daha çok ileri yaşlarda görülen) Tip 2 diyabetin ortaya çıkmaya başlaması.
Yani Türkiye'de "geleneksel yaşam tarzından modern-kentli yaşam tarzına" hızlı geçiş; beslenme, hareket, stres ve farkındalık eksikliği gibi faktörlerin bir arada tetikleyici olması, yükselişi bu kadar hızlı kılıyor.
Daha Başka Nedenler ve Karmaşık Etkenler
World Health Organization (DSÖ)'nün diyabeti "sessiz pandemi" olarak tanımlaması gibi, küresel bir eğilim söz konusu.
Bazı Asya ülkelerinde olduğu gibi — ve Türkiye de coğrafi/etnik olarak bazı benzer özellikler taşıyor — genetik / biyolojik yatkınlık + yaşam tarzı değişimi birlikte diyabet riskini daha da artırabiliyor. Özellikle pankreas fonksiyonları, insülin direnci ve metabolik yapı buna örnek.
Ayrıca, diyabetin sadece "yaşlılık hastalığı" olmadığını; artık çocuklarda, gençlerde, orta yaşta bile daha sık görülmeye başlandığını çeşitli kaynaklar bildiriyor.
Diyabetin giderek artan yaygınlığı sadece birey sağlığını değil, toplumun sağlık altyapısını, ekonomik yükünü ve yaşam kalitesini etkiliyor. Özellikle kronik komplikasyonlar — kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği, felç, görme kaybı gibi — diyabetin sadece "kan şekeri yüksekliği" değil, yaşam boyu sürdürülmesi gereken bir hastalık olduğunu gösteriyor. (Bu, birçok haber ve sağlık raporunda vurgulanıyor.)
Özellikle yetişkinlerde diyabet oranı 1980'de %4.7 iken, 2014'te %8.5'e yükseldi.
Daha yakın dönemde (1990–2022) yapılan bir çalışma, yetişkinlerde diyabet oranının yaklaşık iki katına çıktığını ve küresel diyabet prevalansının %7'den ~%14'e yükseldiğini gösterdi.
Türkiye özelinde ise, 2000'lerin başlarında 20 yaş ve üzeri nüfusta diyabet prevalansı (TURDEP-I) yaklaşık %7,2 iken, on–on iki yıl sonra (TURDEP-II) bu oran ~%13,7'ye çıktı.
2025 itibarıyla uzmanlar, ülkemizde diyabetli sayısının 8–10 milyondan (bazı değerlendirmelere göre 12 milyona) ulaştığını belirtiyor.
Bu veriler, diyabetin hem sayıca hem de prevalans (nüfus içindeki oran) olarak artış eğiliminde olduğunu açık biçimde gösteriyor.
Nedenleri: Yaşam Tarzı, Kentleşme ve Beslenme Değişimi
Artışın altında yatan pek çok neden var. Önde gelenler şöyle:
Obezite ve fazla kilo: Aşırı vücut yağı, özellikle karın bölgesinde yağlanma (abdominal/visseral obezite), vücudun insüline karşı direncini artırıyor. Bu, Tip 2 Diyabet'in en yaygın tetikleyicilerinden biri.
Hareketsizlik / fiziksel aktivite azalması: Günümüzde ofis işleri, uzun oturma süreleri, teknoloji kullanımı ve genel hareketsizlik, metabolizmayı yavaşlatıyor; bu da kan şekeri düzeninin bozulmasına zemin hazırlıyor.
Değişen beslenme alışkanlıkları: Geleneksel dengeli beslenmede azalan, fast-food, işlenmiş gıdalar, yüksek şeker / rafine karbonhidrat içeren beslenme biçimleriyle sağlıksız beslenme yaygınlaşıyor. Bu da kilo, insülin direnci ve metabolik sorun riskini artırıyor.
Kentleşme ve modern yaşam tarzı: Şehirleşme, stres, daha az fiziksel aktivite, yaşam tarzı değişiklikleri gibi süreçler diyabetin artmasında etkili.
Yaşam süresinin uzaması ve nüfusun yaşlanması: Daha uzun yaşayan nüfuslarda kronik hastalıklar, dolayısıyla diyabet gibi metabolik hastalıklar daha sık görülüyor.
Özetle — genetik yatkınlık önemli olsa da — diyabet artışındaki en güçlü ivmeyi "çevresel ve yaşam tarzı faktörleri" oluşturuyor.
Türkiye Örneği: Neden Daha Hızlı Artıyor?
Türkiye'de diyabetin artış hızı, dünya ortalamasının ve Avrupa ortalamasının üzerinde olarak gösteriliyor.
Bu hızın sebepleri arasında:
Hazır gıdaya yönelim, fast-food ve batı tipi beslenme alışkanlıklarının artması.
Fiziksel aktivitenin azalması, özellikle şehirleşmiş yaşam tarzı ve "hareketsiz yaşam".
Obezite ve fazla kilo oranlarının artması.
Genç yaşlarda bile (önceden daha çok ileri yaşlarda görülen) Tip 2 diyabetin ortaya çıkmaya başlaması.
Yani Türkiye'de "geleneksel yaşam tarzından modern-kentli yaşam tarzına" hızlı geçiş; beslenme, hareket, stres ve farkındalık eksikliği gibi faktörlerin bir arada tetikleyici olması, yükselişi bu kadar hızlı kılıyor.
Daha Başka Nedenler ve Karmaşık Etkenler
World Health Organization (DSÖ)'nün diyabeti "sessiz pandemi" olarak tanımlaması gibi, küresel bir eğilim söz konusu.
Bazı Asya ülkelerinde olduğu gibi — ve Türkiye de coğrafi/etnik olarak bazı benzer özellikler taşıyor — genetik / biyolojik yatkınlık + yaşam tarzı değişimi birlikte diyabet riskini daha da artırabiliyor. Özellikle pankreas fonksiyonları, insülin direnci ve metabolik yapı buna örnek.
Ayrıca, diyabetin sadece "yaşlılık hastalığı" olmadığını; artık çocuklarda, gençlerde, orta yaşta bile daha sık görülmeye başlandığını çeşitli kaynaklar bildiriyor.
Diyabetin giderek artan yaygınlığı sadece birey sağlığını değil, toplumun sağlık altyapısını, ekonomik yükünü ve yaşam kalitesini etkiliyor. Özellikle kronik komplikasyonlar — kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği, felç, görme kaybı gibi — diyabetin sadece "kan şekeri yüksekliği" değil, yaşam boyu sürdürülmesi gereken bir hastalık olduğunu gösteriyor. (Bu, birçok haber ve sağlık raporunda vurgulanıyor.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































