Beni Diyarbakır'da en çok duygulandıran ve ağlatan an Rahmetli Ali Gaffar Okkan'ın şehit edildiği cadde idi sevgili okurlar. Cadde üzerindeki mermer üzerine işlenmiş resimdeki gözlerine kamera ile zumladığımda, o gözlerde inanın Mustafa Kemal Atatürk'ü gördüm ve ağladım ağladım…
Görev yaptığı yıllarda devletin şefkat elini, ana kucağını, baba yüzünü iliklerine dek Diyarbakırlılara yaşatan Baba Ali Gaffar Okkan halkın gönlünde sarsılmayacak bir taht kurmuştu. Ve bu baba tavrı ile Türk-Kürt kardeşliğini tesis etmiş, halkı bir bilek bir yürek yapmıştı. Tesis ettiği bu kardeşlik Güneydoğuda oynanan oyunu kökten bozmuştu. Elbette bu birilerinin işine gelmeyecekti. 24 Ocak 2001 günü kusursuz bir organize ile menfur ve kalleşçe bir saldırıyla şehit edilecekti.
Kimse 20-30 kişilik bir suikast timinin; ülkenin istihbarat timlerine yakalanmadan Diyarbakır'daki elektrik şebekesini keserek, 430 mermi ile Ali Gaffar Okkan'ı şehit edişine ve suikast sonrası şüphelilerin tutuklanmayışına cevap veremeyecekti...
Ali Gaffar Okkan, Diyarbakır ve Güneydoğu halkı için eşi benzeri görülmemiş bir Emniyet Müdürü olmuştu. Cenazesinde ilk kez yüzbinlerin Kürtçe ağıtlar yaktığı, gözyaşlarının sel gibi aktığı bir şekilde uğurlandı.
Pazarcı Cevat Toprak, o efsaneyi şöyle anlatacaktı: Hayatımda ilk defa bir emniyet müdürünün cep telefonu numarası verdiğine şahit olduk. Başınız sıkışırsa arayın dedi. Her hafta bir semtte kahve toplantısı yapar, derdinizi anlatın derdi. Yanına gittiğimizde ceketinizi iliklemeyin derdi. Bir emniyet müdürüyle benmişim gibi çay içtim düşünebiliyor musunuz?
Baloncu Mehmet Nallıoğlu ise tüm Diyarbakırlılara tercüman olmuştu: "Çocuğum ölseydi bu kadar üzülmezdim. Keşke oğlum ölseydi."
Evet, sevgili okurlar bu kadim topraklardaki entrikalar o gün bugündür devam ediyor. Ama her zaman haktan, doğruluktan, adaletten ve milletten yana olanlar kazandı ve kazanıyor. Diyarbakır meydanında ordu evindeki Atatürk silueti ve muhteşem ifadeler bunun ispatı ve delili: "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır." (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)
Benim bir kolumu kesseler Kürt kanı akar, bir kolumu kesseler Türk kanı akar biz bu milletin evladıyız. Tür, Kürt kardeştir ayıranlar kalleş oğlu kalleştir. Bizim yolumuz kimsenin burnunu kanatmadan, vatanı, milleti, devleti bir ve beraber kardeş yapma yoludur. Bizim yolumuz vatandaşın karnını doyurma, sırtını giydirme ona iş ve aş bulma yoludur. (Prof. Dr. Haydar Baş)
Gün, Atatürk'ün izinden giden, O'nu bugün güncel ve yaşanılır kılan Haydar Baş Bey'in yolundan ve izinden gitme günüdür. Gün bir ve beraber olma, kardeşlik günüdür.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023